İnsan Hakları İzleme Örgütünden (HRW) yapılan açıklamada, Arakan eyaletinde 500 bin kadar Arakanlı Müslümanın korkunç koşullar altında yaşamayı sürdürdüğüne, güvenlik güçlerinin bu kişileri köylerle kamplara hapsettiğine ve hareket özgürlüklerini kısıtladığına işaret edildi.
Myanmar hükümetinin, Arakanlı Müslümanlara yönelik insan hakları ihlallerinin altında yatan nedenleri ortaya çıkarmak veya koşulları iyileştirmek için harekete geçmediği belirtilen açıklamada, bu kişilerin yeterli gıda, tıbbi bakım ve eğitim dahil temel insani hizmetlerden, geçim yollarından ve özgürlüklerinden yoksun bırakıldığı vurgulandı.
Açıklamada, Myanmar hükümetinin 21 Haziran'dan bu yana basın çalışanları ve yardım görevlilerinin Arakan eyaletine girişine kısıtlama getirdiği, biri Şin eyaletinde olmak üzere 9 kentte internet karartması uyguladığı hatırlatıldı.
MYANMAR HÜKÜMETİNE 'GEREKLİ ADIMLARI ATMA' ÇAĞRISI
İnternetin kesilmesinin, çatışmaların arttığı bölgede savunmasız kişilere yardım eden insan hakları örgütlerine ve yardım kuruluşlarına zorluk çıkardığı vurgulanan açıklamada, bilgi akışının kısıtlanması veya sivillerin özgürce toplanma, siyasi görüşlerini dile getirme becerisine zarar vermek amacıyla yaygın, rastgele kesintiler yapılmaması gerektiği ifade edildi.
Ayrıca Myanmar hükümetine, ayrımcılık yapan 1982 tarihli vatandaşlık yasasını bir an önce değiştirmesi, Arakanlı Müslümanların istismarcı güvenlik güçleri ve diğer gruplardan korunmasının temin edilmesi için gerekli adımları atması çağrısında bulunuldu.
Açıklamada, Myanmar hükümetine Arakanlı Müslümanlara karşı işlenen suçların araştırılması yönündeki uluslararası çabaları engellemeye son vermesi, bağışçıların ve ilgili hükümetlerin, temel insan haklarının korunması, kurbanlar için uluslararası hukuka olanak tanıması ve Arakanlı Müslümanların onurlu, gönüllü geri dönüşlerinin güvence altına alınması için Myanmar'a baskı yapılması çağrısı da yapıldı.
'MYANMAR HÜKÜMETİ, İSTEKSİZLİK VE YETERSİZLİK GÖSTERDİ'
HRW'nin Asya direktörü Phil Robertson ise şu ifadeleri kullandı:
"Myanmar ordusunun, Arkanlı Müslüman nüfusa etnik temizlik yürüttüğü iki yılda hükümet hala askerlerinin zulüm işlediğini reddediyor. Etnik temizliğin ardından kanıtları yok etmek için Arakanlı Müslümanların evlerini buldozerlerle yıkmak, hükümetin suçlarını örtbas etme uğraşının simgesi. Myanmar hükümeti, güvenlik güçlerinin işlediği büyük suçları kovuşturma ve soruşturmada isteksizlik ve yetersizlik gösterdi."
Bangladeş Mülteci Yardım ve Geri Dönüş Komiseri Abul Kalam, dün yaptığı açıklamada, Myanmar hükümetinin bu ay 3 bin 500 Arakanlı Müslümanın geri dönüşüne onay vermesinin ardından Arakanlı Müslümanlardan hiçbirinin geri dönmek istemediğini belirtmişti.
Birleşmiş Milletler (BM) Myanmar Uluslararası Bağımsız Araştırma Misyonu'nun raporunda da Myanmar ordusunun, soykırım niyetiyle kadın, erkek, çocuk ve trans bireylere sistematik şekilde tecavüz, toplu tecavüz ve cinsel şiddet uyguladığı bildirilmişti.
ARAKANLI MÜSLÜMANLARA ETNİK TEMİZLİK
Arakan'da 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.
Arakan'daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemleri başlatmıştı.
BM'ye göre, Ağustos 2017'den sonra Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 900 bine ulaştı.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.
Bangladeş, ülkedeki Arakanlı mültecilerin yurtlarına dönüşü için Myanmar ile vardığı anlaşmayı uygulamaktan vazgeçerken, uluslararası medya ve yardım kuruluşlarının Arakan bölgesine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti ise Arakanlı Müslümanların dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri yerine getirmedi.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.
İnsan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanların güvenli ortam sağlanmadan Myanmar'a dönmelerinin, yeni bir etnik temizlik girişimine yol açacağı endişesini taşıyor. (AA)