Tarihin en eski el sanatlarından biri olarak kabul edilen kalaycılık, günümüzde yok olmaya yüz tutan meslekler arasında yerini aldı. Yakın tarihe ışık tutan bakır ve kalaycılık yerini cam, krom, alüminyum ve porselene bıraktı. 20 yıl öncesine kadar mutfak eşyaları arasında önemli bir yer tutan bakır kaplar kalayla güzelleşirken, kalaycılık mesleği de unutulmaya yüz tuttu. Yozgat’ta 15 yıl öncesine kadar 45 olan kalaycı sayısı günümüzde 2 kişiye kadar düşerken kalaycılar, çelik tencere, çaydanlık parlatarak geçinmeye çalışıyor.
İlde 7 yaşında kalaycılık mesleğine başlayan Abdullah Türkmen (66), şehirde bir zamanlar iş yapan 45 kalaycıdan sadece iki kişi kaldıklarını söyledi. Türkmen, mesleğe 7 yaşında başladığını ve yaklaşık 60 yıldır bu işle uğraştığını belirterek, "20 sene çıraklık ve kalfalık yaptım, 40 senelik ustalığım var. Şuanda işlerimiz çok düştü ama naçar kesikliğinden bu işi yapıyorum. Emekliliğim de olmasa perişan olurduk." dedi.
Eskiden kalaycılık mesleğinin önemli ve rağbet gören mesleklerin başında geldiğini ifade eden Türkmen, "Yozgat’ta eskiden 20–25 tane kurulu tezgâh, 20 tane seyyar olmak üzere 50’ye yakın kalaycı vardı. Seyyar tezgâhlar köylere gider buralarda kalaycılık yapardı. Şimdi kimse kalmadı, 2 kişi kaldık. Biz ölünce bunu yapacak kimse yok. Ben bir çırak yetiştirmek isterdim ama kimseyi bulamıyoruz. Sanat hiçbir zaman ölmez. Şu anda kalaycılık bitti ancak biz çelik tencere parlatıyoruz. Kalay işi olmadığı ve başka yapacağımız iş kalmadığı için mecburen çaydanlık, çelik tencere, bakır malzemelerin tamiratını yapıyoruz. Tabi arada tek-tük kalay için gelenler de oluyor. Ekmek parasını alıyoruz çok şükür. Emekliliğimiz var o da olmasa zaten bu işte haliyle perişan olurduk." diye konuştu.
Çelik tencerelerin, teflon ürünleri, plastiklerin ve alüminyum ev aletlerinin yerini almasıyla bakır tabak ve tencere gibi malzemelerin azalmasından dolayı çeşitli hastalıkların da çoğaldığını öne süren Türkmen, "Günümüzde mutfaklarımızda bakır tabaklar, tencereler kalmadı. Bunların yerini çelik tencereler, teflon, plastik malzemeler aldı. Bu da günümüzde birçok hastalığın yaşanmasına sebep oldu. Çünkü eskiden iki çeşit hastalık vardı. Şimdi ise 102 çeşit hastalık var. Eskiden bir ısıtma vardı bir de verem. Ayağımızda soğuk kuyu ayakkabı elimizde tahta kaşık yediğimiz tüm bakırın içindeydi. O kadar sağlıklıydı ki şimdi yediğimiz içtiğimiz kullandığımız malzeme o kadar bozuldu. Bilhassa alüminyum. Alüminyumu hiç tercih etmem. Gerçi bakıra kıymet yetmez de alüminyum haricinde ne kullanırsa kullansın." şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz