Sinop’u Erfelek ilçesinde bir zamanlar çekiç sesinin eksik olmadığı Bakırcılar Çarşısı’nda, bakırcıların şekil verdiği ürünleri parlatmak için körüklerini ateşleyen kalaycıların sayısı gittikçe düşüyor.Çelik ve alüminyumun ardından seramik ve porselen tencerelerin de yaygınlaşması bakır tencerelere olan ilgiyi azaltırken, bakır tencerelerin ömrünü uzatan kalay ustaları ise Sinop’ta artık bir elin parmaklarını geçmiyor. Kentte 1960’lı yıllarda onlarca kalaycı bulunurken, şu anda 2 usta mesleği ayakta tutmaya çalışıyor.“Bizimle birlikte yok olup gidecek”Çarşıda kalaycılık yapan 65 yaşındaki Şaban Özen 1974 yılında başladığı meslekte 43. yılını geride bırakırken, mesleğin kendi kuşakları ile birlikte yok olup gideceğini belirtiyor. Çok sayıda yaşıtı ile başladığı mesleğini sürdüren usta sayısının artık Sinop ve ilçelerinde bir elin parmaklarını geçmediğini ifade eden Özen, “1974 yılında dükkan açtım. Hatta ustam gelip tezgâhı kendisi kurdu. O günden itibaren burada çalışmaktayım. 2 kız, 2 erkek evlat sahibiyim. Bakır kazanları, güğümleri yapıyorum. Yoğurt bakraçları, sinileri yapıyorum. Aynı zamanda eski bakır banyo kazanları tamir ediyorum, oksijen kaynağı yapıyorum. Radyatör şişleyip, tamir ediyorum. Kalaylama yaparken öncelikle ateş üzerinde tavlıyorum, temizliyorum ve tabii ilacı var onunla da temizliyorum. Deniz kumu ile silip. Daha sonra tokmakla doğrultuyorum ve ardından kalaylama işlemini yapıyorum. Ocağımızın altında kömürümüz var. Eskiden kestane kömürü kullanırdık, şimdi ise meşe kömürü kullanıyoruz. Hatta 1974’te dükkân açtığımda elektrik yoktu lükslerle çalışırdık, herkesin lüks alacak para yoktu ustamın lüksünü kullanırdım. Ateş üzerinde doğruladıktan sonra isimizi sürüyoruz. Ve kalayımız hazır oluyor. Buradaki kalaylama işinde körükte ve buradaki tezgâhta kullanılan kömür Erfelek’in meşe dağının meşe kömürüdür. Özellikle meşe ve kestane kömürü kullanıyoruz. Az is yaptığı için bunları kullanmaya özen gösteriyoruz. Erfelek’te benimle birlikte bir arkadaşımız daha bu işi devam ettiriyor. Hayatta babamdan sonra ustam gelir babam beni büyüttü ama mesleği veren ustamdır. Ben buraya 12 yaşında geldim bu zamana kadar onun sayesinde ekmek yiyorum” dedi.Şaban Usta, 1975 yıllarında iş oranının çok yüksek olduğunu ancak son yıllarda kendilerine gelen iş sayısının giderek düştüğünü ifade ederek, “Mesleğe başladığım ilk yıllarda bakırdan yapılan mutfak eşyalarını insanlar günlük yaşamlarında kullanıyorlardı. Hemen hemen her evde bakır ürünü bulunuyordu. Bunlar da tabii ki bizim işimize olumlu bir şekilde yansıyordu. Ancak şimdi çelik ve alüminyumun ardından seramik tencereye ilgi arttı. Şu anda kalayını yaptığımız ürünlerin büyük bir bölümünü insanlar süs eşyası olarak kullanıyor. Mesleğin son temsilcilerinden biri olmak beni üzüyor” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz