Kalben 40’ta, çocukluğundan bugüne dek olan yaşamını anlattı, ailesini, annesini, çocukluğunu, üniversite yıllarını, aldığı psikolojik desteği, şarkılarını, gündeme dair konuları, kadına şiddeti, LGTBİ hareketini ve Türkiye’ye dair pek çok soruyu yanıtladı.
Jülide Ateş’in Kalben’e İbrahim Tatlıses ve Mabel Matiz’i de sordu.
JÜLİDE ATEŞ: Farklı bir İbrahim Tatlıses şarkısı daha seslendirir misin?
KALBEN: Müzikte şahıslardan çok daha bağımsız bir yer var ki, o da dinleyiciyle müzik icra eden insanın arasında oluşan bağ, o yüzden bir şarkıyı sevip, hayatına alıp, o şarkıya hatıralar ekleyen herkese teşekkür ederim. Beni o şarkıyla tanıyan, o şarkıyla seven, benim müziğimi o şarkı olarak yorumlayan, beni o kadar takip eden, daha fazlamı almak istemeyen herkese de çok büyük sevgimi gönderiyorum. Yorumuma değer veren herkese, çok teşekkür ediyorum, şükran doluyum.
Ben şimdi o güne dönüp ne anlatsa ne desem bir anlamı olmayacak, anlamı olan tek şey sevgi. Ben konserlerde kendi şarkılarımı bile her zaman söylemeye vakit bulamıyorum, o yüzden almış olduğum kararı uygulamaya devam edeceğim, benim kendi kararım olduğu için, bu kararı şu sebeple aldım, bu sebeple aldım diye anlatmanın bir alemi yok.
JÜLİDE ATEŞ: Kalben ve Mabel Matiz yine birlikte şarkı söyler mi?
KALBEN: O kadar temiz kalpli biri ki, sadece müziği seven biri… Daha ilerideki bir zamanın müziğini yapıyor gibi, çok mutluyum onunla çağdaş olduğum için. Mabel’i çok seviyorum. Her ne kadar aynı evde eğlenip, müzik yapmıyor olsak da herkesin kendi köşesinde yaptığı şey çok kıymetli. Mabel’i çok seviyorum, onu tanıdığım için çok mutluyum, birlikte şarkı söylediğimiz hatıralarımız için çok mutluyum, yine şarkı söyleme umudu için de çok mutluyum açıkçası çünkü, haberleşiyoruz, konuşuyoruz, birbirimize kalp atıyoruz, çiçek atıyoruz, birbirimizin üretimlerini destekliyoruz. O hiçbir zaman değişmedi, değişmez de. Sadece düetler konusunda ben hiçbir zaman evet ya da hayır diyemiyorum, çünkü o çok kendiliğinden oluveren bir şey… Olursa mutlaka olur, hiçbir engel yok aramızda, bunun olmayacağı bir dünyamız yok hiçbir şekilde.