Diego Ribas’ı macera dolu bir yolculuk sonunda nasıl bulduğumuzun hikayesini aşağıda okuyacaksınız. Taraftarı ilgilendiren bölümler ise burada... Aslında daha çok soru sorabilirdik. Ama zorlu şartlarda röportajı 5 dakikayla sınırladığı için çok kısa bir zamanımız vardı.
Ayrıca bu süreye fotoğraf çekme de dahildi. Diego Ribas, F.Bahçe ile anlaştıktan sonra Türk medyasında ilk kez Habertürk aracılığıyla İstanbul’a mesaj gönderdi:
Habertürk Gazetesi'nde yer alan röportaj şu şekilde;
‘ÇOK ÖNEMLİ BİR KULÜBE GELDİM’
Daha ilk görüşmelerde ne kadar profesyonel bir kulüple anlaştığımın farkına vardım. Çok önemli bir kulübe geldim. Müthiş bir camia. Bunu daha oraya gelmeden rahatlıkla anlayabiliyorum. Umarım bir çok başarıyı birlikte yaşarız. Fenerbahçe seyircisini anlattılar. Onları gerçekten çok merak ediyorum. Elimde bir kaç maç görüntüsü var.
Sürekli onları izliyorum. Teknik direktörün anlayışı nedir, takımın tarzı nedir, sistem nedir bunları öğrenmeye çalışıyorum. Çok iyi bir ekibe geldiğimi söyleyebilirim. Her türlü bilgiye sahibim. Bu konuda sıkıntım yok çünkü Arda gibi iyi bir arkadaşım var. Tabi bir de yıllardır orada oynayan Alex var. O yüzden benim için bilinmez yok. Her şey muhteşem olacak.
‘MEİRELES VE ALVES İLE OYNAMAK BÜYÜK KEYİF’
Ersun Yanal’ın nasıl bir hoca olduğunu, futbolcudan ne istediğini araştırdım. Şunu söylemeliyim ki iyi bir çalıştırıcı. Ayrıca takımda çok iyi oyuncular var. Tabi ki Meireles ve Alves ile birlikte oynamak büyük bir keyif olacak. İstanbul’a gelmek çok güzel.
Daha önce iki kere geldim. Birinde UEFA Finali için oradaydım. Diğerinde ise turistik seyehatte bulundum. Her şey inanılmazdı ve şimdi bu şehire taşınıyorum. Temmuz başında oradayım. Ve tüm Fenerbahçe taraftarına sevgilerimi gönderiyorum. En kısa zamanda onlarla buluşacağız.”
'YÖNETİME SÖZ VERDİM, LÜTFEN ATKIYI SEN TUT'
Ben ayak üstü soruları sorarken hepsini yanıtlıyor. Fotoğraf için de bir Fenerbahçe atkısı çıkarıyorum. "Hop" diyor ve şöyle açıklıyor. "Lütfen atkıyla çekmeyelim. Çünkü Fenerbahçe'ye bu konuda söz verdim. İstanbul'a kadar bu tip fotoğraflar çektirmememi rica ettiler." Ribas'ı kırmamız tabi ki söz konusu olamaz. Ama sonra şöyle dedi: "Atkıyı sen tut, fotoğrafı öyle çekelim. İstanbul da söz istediğin fotoyu çektireceğim."
Çaresiz onu da kabul ettik. Atkıyı da onun yerine tuttuk. Davetsiz gidince adam tabi ki ne söylese haklı. Ve bir konuda daha bizden ricada bulundu: “Evimin fotoğrafını çekmeyin.” Biz de o yüzden evinin fotoğrafını çekmedik. Haklı, çünkü Brezilya’ da güvenlik her şeyden önemli. Sonra da teşekkür edip güvenliğin şaşkın bakışları altında oradan sıvışıyoruz.
Öncelikle şunu belirteyim; ilk kez teknolojiyi kullanarak dünyanın öbür ucunda bir röportaj yapıyoruz. Tabi bu konuda Vedat’ın teknoloji bilgisi çok önemli. Diğer konu ise Ribas... Son derece efendi ve anlayışlı . Sakin bir yapısı var gibi ama sahada farklı olduğunu biliyorum. Ailesine son derece bağlı. Sıcak ve samimi. Benim beş dakikada edindiğim izlenim bu.
‘BENİ NEREDEN BULDUNUZ?’
İstanbul’dan Sao Paulo’ya 14 saatlik bir seyahatin ardından otele de süren bir saatlik yolculuk insanı tükenme noktasına getirmişti. Gecenin bilmem kaçında çalan telefonda bir haftadır burada bulunan foto muhabirimiz Vedat Danacı, “Buldum. Diego Costa’yı İnstagram’dan buldum” diye çığlık atınca olayı pek anlayamadım. “Diego Costa, milli takımda değil mi? Bizim onunla ne işimiz var?” diye düşünüp geçiştirdim.
Ertesi gün kahvaltıda durum anlaşıldı. Vedat’ın söz ettiği oyuncu Fenerbahçe’nin yeni transferi Diego Ribas’tı. Tabii ki böyle bir durumda işler tamamen ciddileşiyordu. Çünkü Ribas ile bugüne kadar hiç kimse konuşmamıştı. Hemen ayrıntıya girelim. Vedat, Ribas’ı İnstagram’dan takip ediyor. Fenerbahçe’nin yeni oyuncusu, bir fotoğrafını buradan paylaşıyor. Ama yer imgesini açık bırakıyor. Vedat orayı tıklıyor ve adres çıkıyor. Ama tam adres yok tabii ki. Sadece bir bölgeden onlarca fotoğraf atılmış İnstagram’dan.
‘ROBİNHO İLE AYNI YERDE’
Yer Santos. Brezilya’nın en önemli tatil beldelerinden birisi. Bildiğiniz Bodrum. Hemen arabaya atlayıp yola koyuluyoruz. 300 km yol alıyoruz. Ama buralar bize tamamen yabancı. Polis ile Google Translate aracılığıyla anlaşıyoruz. İngilizce-Portekizce... Diyor ki: “O burada oturmuyor. Ama buraya yakın Robinho ile aynı yerde evi var. Santos’a sadece ziyarete geliyordur.”
Ama polis böyle derken, bir başkası “Hayır, Santos’ta yaşıyor” diyerek evi bile gösteriyor. Fakat orada da çıkmıyor. Bu adresin olduğu yerdeki sokağın ismi ise “Ribas” ama tamamen şaşırtıcı bir tesadüf. Moralsiz bir şekilde otele geri dönüyoruz.
2. SEFERDE TAM İSABET
Ertesi gün Arjantin-Bosna maçı var. Biz de Rio’dayız. Maç günü Diego bir fotoğraf daha paylaşıyor İnstagram’dan. Bölge yine aynı bölge. Ama bu kez daha uyanık davranıp yanındaki arkadaşlarını ve Robinho’yu da takibe alıyoruz. Diego değil ama bu kez arkadaşları İnstagram’a tam adres yazıyorlar. Silinmeden kayıt ediyoruz. Bir gün sonra yine aynı bölgeye gidiyoruz. Ama bu kez elimizde bir adres var.
Bir marina adresi. Cep telefonu navigasyonundan marinaya ulaşıyoruz. Marina dediğimiz yer gerçek bir marina. Ama içinde muhteşem villalar var ve yüksek güvenlikli. Ben arabadan aşağıya inip karşıdaki güvenlikçilere restauranta gitmek istediğimizi söylüyorum. Fakat bir restaurantın olduğundan bile şüpheliyim. Adamlar plakayı not edip “Buyrun” diyorlar. Şaşkın bir şekilde içeri giriyoruz.
VE DİEGO KARŞIMIZDA
Sitenin içinde güvenliğe çaktırmadan dolaşırken bir işçi, Ribas’ı tanıdığını ve evinin burada olduğunu söylüyor. Bu sırada karşıdan sarı, elektrikli bir araç geliyor. Bir anda Vedat, “Diego, işte Diego” diye bağırıyor.
Sarı arabanın içinde eşi ve çocuğu ile birlikte. Bir anda site birbirine giriyor. Tabi güvenlik alarm durumuna geçiyor. Herkes birbirinin peşinde. Diego arabayı yanımda durduruyor. Boynumdaki dünya kupası gazeteci kartını görünce uyanıyor.
'HADİ 5 DAKİKA BAŞLADI'
Biraz duygu sömürüsü, ajitasyon ve her türlü röportaj taktiklerini sergiliyorum. “Tamam. Sadece 5 dakika” diyor. Tabii ki hemen kabul ediyoruz. Evinin önüne gidiyoruz.
Arabadan ailesiyle inen Diego, şaşkın bir şekilde yanıma gelip, “Beni nasıl buldunuz ve içeriye nasıl girdiniz?” diye soruyor. Üstü çıplak. Tişörtünü eşi getiriyor. Ama son derece kibar ve güleryüzlü. Diyorum ki, “İnstagram” sonra da sistemi anlatıyorum. Tabii ki şokta. Diğer soruya yanıt veremiyorum çünkü o sırada güvenlik şefi ve adamları etrafımızı çeviriyor.
Diego “Bunları atın” dese yandık. Ama bizim gazeteci olduğumuzu, tehlike olmadığını söyleyip bize de, “Hadi 5 dakika başladı” diyor. Diego’nun evinin bulunduğu sokağın adı “Ribas.” Ancak bu sadece şaşırtıcı bir tesadüf. (habertürk)