Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, TÜSİAD’IN yaptığı açıklamaya ilişkin, “Sağladığımız ilerlemeleri Dünya Bankası dünyaya son derece olumlu bir başarı örneği olarak anlatma yönünde raporlar hazırlarken bizim kendi ülkemizle ilgili bu kadar karamsar yaklaşım içinde olmamızı ben doğrusu haklı bulmuyorum “ dedi.Kalkınma Bakanı Yılmaz, “Türkiye’de İyi İşler” Raporu tanıtımına katıldı. Hilton Otel’de gerçekleşen tanıtımda Yılmaz, gazetecilerin sorularını cevapladı.Bir gazetecinin, “TÜSİAD'ın 44. Genel Kurulu'nda konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz,"Vergi cezası veya başka türlü cezalarla şirketler üzerinde baskı kuran, ihale yasası onlarca kez değişen bir ülkeye yabancı sermayenin gelmesi mümkün değildir" dedi. Sizin değerlendirme alabilir miyiz” sorusu üzerine Bakan Yılmaz, “Türkiye son 10 yılda geçmişte hiçbir dönemde olmadığı kadar doğrudan uluslar arası sermayeyi cezbetmiş bir ülke. Geçmişte yıllık olarak baktığımızda 2002 öncesine döneme bir bakın. Yılda 1 milyar doları çok istisnai bir yılda geçmiştir, hep düşük kalmıştı Türkiye’de doğrudan sermayeyi cezbedemeyen bir ülke konumundaydı Türkiye. Halbuki geçtiğimiz 10 yılda bir anlamda bir sıçrama yaptı bu anlamda Türkiye ve Türkiye’ye çok yoğun bir şekilde doğrudan ve uluslar arası sermayenin geldiğini gördük. Şuanda 130 milyon dolar civarında bir doğrudan sermaye girişi oldu Türkiye’ye demek ki Türkiye doğru politikalar izlemiş. Rakamlar gösteriyor ki geçmişle mukayese edildiğinde Türkiye doğru politikalar izlemiş ki Türkiye’ye bu sermaye gelmiş ve yatırım yapmış. Küresel kriz ortamında birçok alan etkilendiği gibi doğrudan sermayenin de dünyada daraldığını biliyoruz. Bu sadece Türkiye’ye özgü bir durum değil, bütün dünyada aslında baktığınız zaman sermaye fazla ama küresel kriz nedeniyle güven unsuru dünyada azaldığı için doğrudan sermaye yatırımlarında da genel anlamda bütün dünyada bir daralma görüyoruz. Bu tabi Türkiye’yi de etkiliyor. Sadece burada Türkiye’nin içinde olup bitenlerle ilgili değil. global rakamlarında dünya ölçeğinde düştüğünü görüyoruz” diye konuştu.Hükümet olarak politikalarının açık ve net olduğunu kaydeden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:“Politikalarımızı güven ve istikrar kavramı üzerine kurmuş bir hükümetiz. Bunun sonucunda da çok ciddi başarılar sağlamış bir hükümetiz. 10 yıl önce 230 milyar dolar olan ekonomik büyüklüğümüz geçen yıl itibariyle kesin rakamlar çıkmadı ama 800 milyar doları aşmış durumda. Bu önemli başarıda da Türkiye’nin yatırım ortamını iyileştirmemizin etkisi var. Geleceği dönük olarak da bu reformlarımıza elbette devam edeceğiz. Türkiye’de ki iş ve yatırım ortamını iyileştirmek bizim değişmez bir gündem maddemiz. Son günlerde konjonktürel tartışmalar olabilir ama Türkiye bunları kısa bir sürede atlatacaktır diye düşünüyorum. Özellikle 30 Mart seçimlerine gidiyoruz. Burada aslında son sözü her zaman olduğu gibi halkımız söyleyecek. Halkımızın Hükümetimize vereceği destek aslında Türkiye’de ki güvene ve istikrara verilmiş destek olacaktır. Bu konu da oluşturulmaya çalışılacak soru işaretleri de kendiliğinden ortadan kalkmış olacaktır diye düşünüyorum. Son dönemde yaşanan bazı siyasi tartışmalardan dolayı geçici konjonktürel etkilenmeler olabilir, bunlarda kısa bir süre sonra etkisini kaybedecektir diye düşünüyorum. İlk çeyreği belki biraz etkileyecek ama ondan sonrası için u özellikle 30 Mart sürecinde halkımızın desteği, daha net bir şekilde ortaya çıktıkça ekonomik olarak da yansımalarını göreceğiz.”Dünya Bankası’nın önemini de anlatan Bakan Yılmaz, “Diğer ülkelere baktığınız zaman istihdamın birçok ülkede daraldığını görüyorsunuz iyi işler oluşturulamadığını görüyorsunuz. Türkiye’de son 4 yılda 5 milyon istihdam oluşturmuş bir ülke. Kadın istihdamını ciddi bir şekilde arttıran bir ülke, kayıtlı istihdamı çok ciddi arttıran bir ülke. Bu konularda sağladığımız ilerlemeleri Dünya Bankası dünyaya son derece olumlu bir başarı örneği olarak anlatma yönünde raporlar hazırlarken bizim kendi ülkemizle ilgili bu kadar karamsar yaklaşım içinde olmamızı ben doğrusu haklı bulmuyorum. Türkiye son 10 yılda ortaya koyduğu performansla ve özellikle de küresel krize gösterdiği tepkiyle çok daha büyük takdiri hak ediyor. Konjonktürel siyasi tartışmalar gelir geçer ama Türkiye’nin başarısı devam eder inşallah. Bundan sonrada Türkiye istikrarlı bir şekilde politikalarına devam edecek. Bunu da istikrarlı bir şekilde yapmaya devam edeceğiz. Bunu da hep birlikte yapmak durumundayız, iş dünyasıyla diğer bütün kesimleriyle birlikte. Türkiye’de şunu hepimiz görmesi lazım. İdarede bir takım yanlışlar olursa bunu düzeltmek için hukuk var, siyaset var. Siyasette bir takım eksikler olursa demokratik ülkelerde siyaset kurumu halkın önüne çıkar halka hesabını verir. Yargı gibi bir takım alanlar içinde hukuki amaçlarla değil, başka amaçlarla hareket eden gruplar varsa bunları bulmak bunları bu sistemden çıkarmakta hükümetlerin görevi. Buna da bütün toplumun destek olması lazım. Geleceğimize ilişkin belirsizleri azaltmak istiyorsak, öngörülebilirliği arttırmak istiyorsak hukuk ve adalet reformlarını biran önce yapmamız gerekiyor. Adaletin tam olarak işlemediği bir yerde tam olarak arzu ettiğiniz sonuçları alamazsınız. Belirsizliği azaltmak ve öngörülebilirliği arttırmak herkesten daha çok iş dünyasına lazım diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.“BAZI GEÇİCİ ETKİLENMELER OLABİLİR”Dolar kurundaki artış nedeniyle Merkez Bankası’nın ilk kez müdahale etmesiyle ilgili bir soru üzerine Bakan Yılmaz, “Bazı geçici etkilenmeler olabilir. Dolar kuru gibi hadiselerde normalde olması gerekenin ötesine geçen hareketlenmeler olabilir. Şuanda dolar kurunda yaşanan gelişmeler iki tane unsurla ilişkilendirilebilir. Bir tanesi küresel ölçekte FED’in aldığı kararlar var. Likitidenin daha az olacağı bir küresel ortama doğru geçiş söz konusu. Biz bunu zaten görmüş ve politikalarımızı buna göre ayarlamış durumundayız. Bunlar geçici etkilenmelerdir. Biz serbest kurdan yanayız. Spekülatif hareketlere karşı olarak da Merkez Bankamızın aktif politikalar izlemesi her zaman için mümkün. Merkez Bankamız küresel kriz ortamında en başarılı Merkez Bankalarından bir tanesi. Kendi görev alanıyla ilgili bağımsız bir şekilde elindeki enstürümanları en etkin bir şekilde kullanacaktır fakat önemli olan bu tür hareketlenmelerde aşırı yorumlara gitmemektir. Daha sakin bir şekilde dengelerin oturmasını beklemek gerekir. Bunların uzun vadeli etkilerinin ne olacağını ancak önümüzdeki süreçte biraz daha tablo netleştiğinde söyleyebiliriz. Tabi döviz kurundaki etkinin doların yükselmesi, TL’nin bir miktar değer kaybetmesi farklı etkilerde bulunuyor” değerlendirmesini yaptı.“BUNLAR GEÇİCİ ETKİLERDİR”Derince Limanı’ndaki ihaleden çekilmeyle ilgili sorulan bir soruya ise Bakan Yılmaz, ihaleyle ilgili detay bilmediğini kaydederek, “Genel anlamda tabiî ki bu tür dövizdeki hareketlenmeler bir miktar yatırımcı açısından bekle gör yaklaşımı doğurabilir ama bunlar geçici etkilerdir” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz