Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, göreli yoksullukta alınması gereken mesafelerin olduğunu söyledi. Türkiye’nin ekonomide 10 yılda ciddi bir performans gösterdiğini hatırlatan Yılmaz, “Bu performans yeterli, artık Türkiye önemli bir yere geldi, diye düşünürsek, orta gelir tuzağına düşeriz. Daha ilerlere, daha üst liglere tırmanma konusunda muhtaç olduğumuz enerjiyi kaybetmiş oluruz.” dedi. Yılmaz, istikrarlı ve sürdürülebilir ve kalkınmadan yana olduklarını bildirdi.
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED)’nca Çukurova Üniversitesi Mithat Özsan Amfisi'nde düzenlenen 2. Kalkınmada Bölgesel Dinamikler Sempozyumu’na katılan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, hükümetin reformlara devam etmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye’nin son 10 yılda 230 milyar dolardan geçtiğimiz yıl itibariyle 774 milyar dolarlık ekonomiye ulaştığını belirten Yılmaz, kişi başı gelirin 3 bin 500 dolardan 10 bin doları aşacak seviyeye ulaştığını ifade etti. Küresel krizin etkileri de dahil edildiğinde 2002–2011 döneminde yıllık ortalama yüzde 5.2’lik reel büyüme sağlandığına işaret eden Yılmaz, “Bu önemli bir performans. Bunla birlikte satın alma gücü paritesine baktığımız zaman dünyanın 16., Avrupa’nın 6. büyük ekonomisi haline geldik. Fakat kalkınma ekonomik büyümeden ibaret bir kavram değildir. Şüphesiz ekonomik büyüme kalkınmanın çok önemli bir unsuru. Ama tek başına kalkınmanın tamamını izah etmez, resmin bütününü görememek anlamına gelir. Yoksulluk değerlerine baktığımızda da sevindirici bir gelişme görüyoruz. OECD ülkeleri arasında –bir iki istisna hariç– hemen tamamında geçtiğimiz 10 yılda yoksulluk arttı, gelir dağılımında bozulmalar yaşandı. Türkiye bu südre daha iyi noktaya gelmiş. Özellikle geçmişte dar ve sabit gelirlilerin sürekli bir şekilde gerilemesine sebep olan enflasyon, fiyat istikrarsızlıkları bu dönemde büyük oranda kontrol altına alınmış durumdadır. Tek haneli enflasyonu olan, tek haneli faizleri olan bir ülke durumuna gelmişiz.” şeklinde konuştu.
GÜNLÜK 1 DOLARIN ALTINDA İNSAN SAYISI SIFIRLANDI
Yoksulluğun uluslararası bazı ölçümlerinin olduğunu işaret eden Cevdet Yılmaz, özellikle satın alma gücü paritesine göre 1 dolar, 2 dolar 15 sent, 4 dolar 30 sentin altında diye değişik rakamlardan oluşan yoksulluk ölçümlerinin bulunduğunu hatırlattı. Türkiye’de 1 doların altında günlük geliri olan insan sayısının sıfırlandığını vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:“ Dünyada maalesef 1 milyara yakın insan 1 doların altında günlük, yaşamını sürdürmek durumunda. 2.15 dolara baktığımız zaman, burada 10 yıl önce yüzde 3–4’ler civarında iken bugün binde 20’lere gelmiş durumda. Buda aşağı–yukarı sıfırlanmış diyebiliriz. 4.30 doların altında günlük geliri olan insanımızın sayısı ise nüfusumuzun yüzde 30’dan yüzde 4–4’e kadar gerilemiştir. Türkiye bir taraftan ekonomisini büyütürken, diğer yandan mutlak yoksulluğu azaltmıştır. Fakat nispi yoksulluk dediğimiz bir şey var. Ne kadar gelişirseniz gelişin o ortalamanın altında, üstünde kalanlar var. Zaten gelişmiş ülkeler giderek mutlak yoksulluğu ölçmüyor, göreli yoksulluğa bakıyorlar. Göreli yoksullukta halen almamız gereken mesafe var. Büyümeyle birlikte sadece kesimler arası değil, bölgesel arası dengesizlikleri azaltmak için de önemli bir çaba içerisindeyiz.”
SADECE ANKARA, İSTANBUL VE İZMİR’İN ENERJİSİYLE TÜRKİYE’Yİ 2023’E TAŞIYAMAYIZ.
Hükümetin 2023 hedeflerine dikkat çeken Yılmaz, genel olarak kişi başı geliri 25 bin dolara, ihracatı 500 milyar dolara, ar–ge’ye yapılan yatırımları milli gelire oranla yüzde 3’lere çıkmayı öngördüklerini belirtti. Ulaştırma, eğitim ve sağlıkta çok farklı perspektifler çizdiklerini ifade eden Bakan Cevdet Yılmaz, şunları söyledi: “Bütün bunlar için ciddi sektörel ve mekansal politikalara ihtiyacımız var. Sektörel olarak önem verdiğim alanların başında eğitim, adalet, teknoloji, işgücü piyasaları ve yatırım ortamları geliyor. Bu sahalarda yeni bir takım reform, değişim ve dönüşümlere gereksinim var. Sadece sektörel politikalarla da Türkiye’nin bir yere ulaşması mümkün değil. Aynı zamanda tüm bölgelerimizin enerjisini harekete geçirmek zorundayız. Sadece Ankara, İstanbul ve İzmir’in enerjisiyle Türkiye’yi 2023’e taşıyamayız. Adana’nın, Mersin’in, Trabzon’un Ege’nin Trakya’nın; bütün yörelerimizin enerjisini harekete geçirmek durumundayız. Ancak bu şekilde ülke bunların bir bileşimi olarak 2023 hedeflerine ulaşabilir. Bu çerçevede kapsayıcı bir kalkınma anlayışından yanayız.”
KALKINMA BÜTÜN YÖRELERİ KUCAKLAMALARI
Kalkınma sürecine bütün kesimlerin katkısını almak istediklerinin altını çizen Yılmaz, kalkınmanın sadece dar kesimler üzerinden yürümemesi ve bütün kesimleri kucaklaması gerektiğini anlattı. Kalkınmanın nimetlerinden faydalanırken de en geniş çerçevenin dikkate alınması gerektiğini açıklayan Yılmaz, “Büyüdüğümüzü, kalkındığımızı elbette ifade edeceğiz. Bir taratanda bunun nasıl dağıldığına bakmalıyız. Kalkınma nimetleri dengeli şekilde değişik bölgelere dağıtabiliyor muyuz. Himmetleri ne kadar iyi dağıtırsanız katımı o kadar artırırsınız; katılımı ne kadar artırsanız, nimetin dağılımı daha dengeli dağılmış olur. Bu kalkınma anlayışından yanayız. Sosyal ve çevresel boyutu, sürdürülebilirliği olmayan bir kalkınma çok da matrah bir şey değil. Çevre ve sosyal denge ihmal edildiğinde kısa süreli çok yüksel büyümeler sağlanabilir. Ama bunun bedeli ekonomik, sosyal ve siyasal ve kaynakların sürdürülebilirliği açısından ağır olur. Amacımız istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme sağlamaktır. Türkiye geçmişte önce hızlı büyüyüp, sonra küçüldüğü dönemler yaşadı. Artık geçmişten bir takım dersler çıkarmak durumundayız. Çıkardığımız dersleri unutmamak zorundayız.” açıklamalarını yaptı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz