İnsanlığın yaşadığı çağlar arasında Neolitik ve Kalkolitik olarak tanımlanan çağlar bulunmaktadır. Daha az gelişimin gerçekleştirildiği Neolitik Çağ’ın bitişi ile Kalkolitik Çağ başlamıştır. Bu çağ iki farklı alt başlıkta incelenmiştir. M. Ö. 5500 – 4500 tarihleri Erken Kalkolitik Çağ olarak isimlendirilmiştir. M. Ö. 4500 – 3500 tarihleri arası da Geç Kalkolitik Çağ adı ile bilinmektedir. Bu çağın bir diğer adı da Bakır Çağı’dır.
Kalkolitik Çağ ya da diğer adıyla Bakır Çağ'ı günümüzden yaklaşık olarak 6.000 yıl öncesinde yani M.Ö. 5000-3000 arasında varlığını sürdürmüştür. Taş Çağı'nın sonlarına doğru bakır madeninin keşfedilmesiyle birlikte bakır medeniyetlerin gelişmesinde büyük bir rol oynamıştır. İnsanlığın bulduğu ilk maden olan bakır hem az maliyetle birçok alanda kullanılmış hem de bol miktarda bulunmuştur. Kalkolitik Çağ'ın başlangıcının kesin olmamasıyla birlikte araştırmalar, bakır kaynaklarının nerede olduğuna ve nereden çıkarıldığına ışık tutmuştur. Kesin olmamakla birlikte İsrail’deki Negev Çölündeki Timna Vadisi bakırın bulunduğu ve çıkarıldığı yerlere örnek gösterilebilir.
Kalkolitik Çağ'a ait kalıntılara ülkemizde Amasya'da ulaşılmıştır. Kalkolitik çağ yerleşim yerleri olarak Amasya’nın Türkmenlik Tepesi, Suluova Aşı Tepe Kalesi ve Gümüşhacıköy Çaltepe bölgeleri örnek verilebilir. Kalkolitik Çağ'ın en önemli özelliği bu çağda önceki çağlardan farklı olarak taş değil bakır kullanımına geçilmiş olmasıdır. İnsanlığın gelişimi adına bu çağda birçok yenilik hayata geçmiştir. Anadolu'da Kalkolitik Çağ 2 farklı dönemde incelenmiştir. Bu dönemler Erken Kalkolitik Dönem ve Geç Kalkolitik Dönem’dir. Bakır ya da Kalkolitik Çağ özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Erken Bakır Çağ olarak da bilinen Erken Kalkolitik Çağ üretici olunan bir dönemin başlangıcıdır. Yerleşim yerlerinde artış da Erken Kalkolitik Çağ’da görülmüştür. Yapılan arkeolojik kazılarda bu döneme ait olduğu bilinen desenli kaplar ve çanaklar bulunmuştur. Bu dönemde özgün bezemeli kaplar da yapılmıştır. Bunun yanı sıra popülasyonda da bir artış yaşanmıştır. Erken Kalkolitik Çağ'ın en önemli yerleşim yerleri arasında Hacılar, Kuruçay, Can Hasan, Köşk Höyük, Yumuk Tepe, Tülin Tepe, Norşun Tepe, Korucu Tepe, Kurban Höyük, Samsat ve Tilki Tepe bulunur.
Geç Kalkolitik Çağ M. Ö. 4000 olarak tarihlendirilmiş bir dönemdir. Maden kullanımı yaygın ve farklı bölgelere ticaret yapılır hâle gelmiştir. Anadolu’nun bu dönemde Boğazlar üzerinden yapılan göçler yaşamış olması nedeniyle nüfusun artmış olduğu bilinmektedir. Göçlerin çoğalması ve yerleşim yerlerinin artmasıyla birlikte ihtiyaçlar da artmıştır. Bu bağlamda özgün kap çeşitleri görülür. İnce kaplar yerine beyaz boyalı, şekillendirilmiş ve siyah zeminli kaplar bulunur. Eski ana tanrıça figürleri yerine mermerden yapılmış ana tanrıça figürleri kullanılmıştır. Kutsal tapınaklar yerine kutsal alanlar kullanılmıştır. Bu dönemde hayvancılık, zanaatçılık, sulama ve savunma sistemleri de gelişmiştir.