Prof. Dr. İbrahim Halil Kurt, Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi çalışanlarına yönelik eğitim toplantısında sadece ileri yaşta değil her yaş grubunda görülebilen kalp krizinin dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer aldığını vurguladı. Kalp krizinin ilk ortaya çıkış şeklinin çoğunlukla göğüs ağrısı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kurt, “Bazı kişilerde hafif göğüs ağrıları ileride oluşabilecek kalp krizinin habercisi olabilir. Özellikle eforla gelen göğüs ağrıları mutlaka dikkate alınmalıdır. Örneğin yürümek veya merdiven çıkmakla gelen göğsün ortasında baskı ve yanma tarzındaki ağrılar kalp krizi habercisi olarak değerlendirilmeli. Ancak çoğu kişide kalp krizinin habersiz de ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır” diye konuştu.
Kurt, kalp krizi sırasında müdahale için geçen sürenin hayati önem taşıdığını belirterek, şöyle devam etti:
“Ülkemizde göğüs ağrısı olan hastalarda 112 Acil Servis çağırma oranı yüzde 11 civarında iken (TÜRK MI çalışması), bu oran Japonya’da yüzde 80’e kadar çıkmaktadır. Ambulans sisteminin kullanımı durumunda kalp krizine yaklaşım açısından hastalardan kaynaklanan gecikme bertaraf edilmektedir. Ülkemizde göğüs ağrısı olan hastalarda ambulans intikal süresi yeni yapılan TÜRK MI çalışmasında 15 dakika olarak bulunmuştur. Bu oran dünya ortalamasının üzerindedir.”
Prof. Dr. Kurt, Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesinin sahip olduğu fiziki imkanlar sayesinde helikopter ambulansla hastaların uzak ilçelerden hastaneye en kısa sürede ulaştırıldığına dikkati çekerek, “Adana ilimizde şehir içi intikal süresinin yüzde 95 oranında, 10 dakika ve şehir dışında ise yüzde 87 oranında 30 dakikanın altında sağlanabilmektedir. Özellikle balon ve/veya pıhtı eritici ilaç ihtiyacı olan hastaların uygun sürede uygun yere ulaştırılması için ambulansta hastanın tanısı konularak, 7/24 balon işlemi yapılan hastaneye işlemin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi sağlanmaktadır” dedi.
Kalp krizi geçiren bir hastada 1 dakikalık gecikmenin ölüm oranını yüzde 2 artırdığını belirten Kurt, “Bu durum göz önüne alınırsa bu tip hastalarda zamanın kıymeti daha da net anlaşılmaktadır. Hastaların uygun şekilde ve etkin tedavi almalarının yolu hastane öncesi ve hastane içi aşamalarının müşterek yapılmasına bağlıdır. Bunun yanı sıra hastaların ihtiyaç duyduğu tedavi imkanlarına sahip olmayan bir hastaneye götürülmesinden kaynaklanan gecikme, hastaların durumunu kötüleştirmeye yol açabilmektedir” şeklinde konuştu.