YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Kalp, Tansiyon Ve Şeker Hastaları Oruç Tutarken Dikkat Etmeli

Oruç, uzmanlar tarafından sağlıklı kişilerde midenin dinlenmesi ve vücutta detoks etkisi yapması nedeniyle yararlı bulunurken,...

Kalp, Tansiyon Ve Şeker Hastaları Oruç Tutarken Dikkat Etmeli

Oruç, uzmanlar tarafından sağlıklı kişilerde midenin dinlenmesi ve vücutta detoks etkisi yapması nedeniyle yararlı bulunurken, hastalar için ise bazı sağlık problemleri nedeniyle önerilmiyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Nafiz Karagözoğlu, “Şeker, tansiyon, kalp ve diğer organik hastalıkların yanı sıra, psikiyatrik hastalığı olanlarında oruç tutması uygun değildir.” dedi.

Şeker hastalığında beslenme biçiminin çok büyük bir önem taşıdığını söyleyen İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Nafiz Karagözoğlu, “Şeker hastalığı olanların 3 ana ve 3 ara öğün olarak beslenmesi yani sık sık yemek yemesi gerekir. Oysa şeker hastası olanlar oruç tutarken, tedavide olması gerekenin aksine akşama kadar aç kalırlar ve şekerleri düşer. İftarda yenen yemeklerle vücuda fazla miktarda glikoz kaynağı girdiğinden şeker normal düzeyinin çok üstüne çıkar. Şeker hastalığının tedavisinde vücuda çok fazla şeker kaynağı sokmamak ve pankreası zor durumda bırakmamak gerekir.” ifadelerini kullandı.

"Kan şekeri yüksekliği kalp hastalıkları riskini de artırır diyen Karagözoğlu, “Şeker hastalarının kanında çok miktarda bulunan şekerin damar sertliğine neden olması nedeniyle kalbe gelen kan miktarı azalır. Bunun sonucu olarak göğüs ağrısı, kalp krizi veya ani kardiyak ölümler ortaya çıkabilir. Öğünlerden iki saat sonra ortaya çıkan tokluk kan şekeri yüksekliği de bu riski arttırabilir.” diye konuştu.

Şeker hastalarının ilaç tedavisi ve diyeti kendi başına bırakmasının sakıncalı olduğunu aktaran Karagözoğlu, şunları kaydetti: “İlaç ve insülin alan, hatta diyet yapan şeker hastalarının bunları kesinlikle aksatmaması gerekir. Çünkü bu ilaçların etki süreleri 8-12 saat arasında değişir ve hasta bu ilaçları almayı kendi başına bırakırsa kalp ve tansiyon hastalıkları riskini daha da artırır. Yaşam boyu süren, kronik bir hastalık olan şeker hastalığı, tanı konulduğu ilk dönemde kişilerde ruhsal ve sosyal sorunlar da yaratır. Dolayısıyla şeker hastalarının hormonal değişikliğe neden olan stresten uzak durmaları gerekir.”

Oruç tutan hipertansiyon hastalarının da tedavilerine dikkat etmemeleri durumunda önemli sorunlarla karşılaşabileceğini belirten Karagözoğlu, “Ramazan ayının başlaması nedeniyle oruç tutan hipertansiyon hastalarının oruç tutmaya başlamadan önce mutlaka doktorlarına başvurmaları gerekir. Doktoru tarafından oruç tutmalarına izin verilen hipertansiyon hastalarının iftarda aşırı yemek yememeye dikkat etmeleri gerekir. Hipertansiyon hastalarının ilaçlarını aksatmadan kullanmaları gerekir.” dedi.

Vücudumuzun ramazanda değişen düzene uyum sağlamasının özellikle kalp hastalarının tedavisinde bazı zorluklara yol açtığını ve ilaç alım saatlerinin yeniden düzenlenmesini gerektiğini söyleyen Karagözoğlu, şöyle konuştu: “Günümüzde birçok kalp ilacı günde tek doz veya iki dozda kullanabilmektedir. Bu nedenle oruç tutmayı düşünen hastalar mümkünse Ramazan başlamadan kendilerini takip eden doktor ile görüşerek en uygun ilaç kullanım şeklini oluşturmaları gerekir. Ciddi kalp yetersizliği olan hastaların tedavileri bazen iftar ve sahur arasına sınırlanamaz. Bu grup hastalar doktorlarının önerileri çerçevesinde hareket etmeli ve eğer doktoru izin vermiyorsa oruç tutmamaları gerekir. Çünkü bu grup hastaların iyilik hali ancak düzenli kullandıkları ilaçlarla sağlanabilmektedir.”

Böbrek yetersizliğinde en kesin tedavi bol su içilmesi olduğundan, böbrek hastalarının oruç tutmalarının sakıncalı olduğunu belirten Karagözoğlu, “Böbrek yetersizliği olanların oruç tutmaları halinde yetersizlik daha da ilerler. Ramazan ayında böbrek hastaları, iftar ile sahur arasındaki dönemde su açıklarını kapatamadıklarından, hastalığının farkında olmayan birçok kişi, ramazan sonrası böbrek yetersizliği nedeniyle doktora başvurur. Diğer taraftan böbrek taşı olan hastaların susuz kaldığı dönemlerde şikayetleri artabileceğinden dikkatli olmaları gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
Karagözoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Ağır depresyonlarda, panik ataklarda ve sürekli kaygı bozukluklarında da oruç tutmak gerekmez. Kişi mutlaka oruç tutmak istiyorsa bunu devamlı gittiği doktoruna danışmalıdır. Doktor müsaade etmiyorsa tutmamalıdır.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler