YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Kalp Yetersizliği, Birçok Kanser Türünden Daha Ölümcül Bir Hastalık

Yakın Doğu Üniversitesi hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamza Duygu, kalp yetersizliğinin, bir...

Kalp Yetersizliği, Birçok Kanser Türünden Daha Ölümcül Bir Hastalık

Yakın Doğu Üniversitesi hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamza Duygu, kalp yetersizliğinin, bir çok kanser türünden daha ölümcül bir hastalık olduğunu söyledi.Duygu, kalp yetersizliği haftası dolayısıyla, hastalığın nedenleri ve belirtileri, risk grubunda bulunan kişiler, tedavi türleri ve organ bağışı yasasının netleştirilmesi ile toplum bilinci ve farkındalığının arttırılması konularına yönelik açıklamalarda bulundu.“Her yıl Mayıs ayının ikinci haftasında tüm dünyada etkinlikler düzenlenerek kalp yetersizliğinde farkındalığa dikkat çekilmektedir” diyen Prof. Dr. Hamza Duygu, “Temel hedef, kalp yetersizliğinin toplumdaki farkındalığını arttırmak, korunma, erken tanı, tedavi ve yaşam şekli değişiklikleri konusunda toplumun bilinçlenmesini sağlamaktır. Kalp yetersizliği sıklığı hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde giderek artmakta ve ilerleyen yıllarda toplum sağlığını tehdit eden boyutlara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Yaşam boyu tedavi gerektirmesi, sık hastaneye yatışlar, iş gücü kaybına yol açması, pahalı ilaç ve cihaz tedavisi uygulamaları nedeniyle aynı zamanda sağlık ekonomisi üzerine de yüksek maliyetler getirmektedir” dedi.“TOPLUMDA KALP YETERSİZLİĞİ GÖRÜLME ORANI YÜZDE 2-3”Genel olarak tüm toplumda kalp yetersizliği görülme oranın yüzde 2-3 iken, 70 yaş sonrası bu oran yüzde 10’a, 80 yaş sonrası yüzde 20’lere çıktığını söyleyen Duygu, kalp yetersizliğinin belirtileri hakkında bilgi verdi.“Kalp yetersizliği kendini temel olarak nefes darlığı, ayaklarda şişme ve çabuk yorulma şeklinde gösterir” diyen Duygu sözlerine şöyle devam etti:“Bunlara ilaveten öksürük, iştahsızlık, vücut ağırlığında artma, gece sık idrara çıkma ve halsizlik de belirtiler arasında sayılabilir. Sıklıkla bu şikâyetler başka nedenlere yorumlanarak atlanmaktadır. Bunun yanında yakınmasız olan olguların saptanıp erken tedavi ile kalp yetersizliğinin kötüleşmesi önlenebilir. Bu nedenle hipertansiyon, kalp damar tıkanıklığı, şeker hastalığı, obezite, kapak hastalıkları, doğuştan kalp delikleri, ailede kalp yetersizliği öyküsü olanlar, kemoterapi-radyoterapi gören hastalar, kalp kası hastalığı olanlar, sık alkol kullananlar ve ritim bozuklukları bulunan hastalar gibi risk altındaki kişilerin sıkı takibi ve erken tedaviye başlanması hayati önem taşımaktadır. Aslında bu yakınmalar ortaya çıkmadan uzun süre önce kalp yetersizliğine zemin hazırlayan faktörler nedeniyle kalp de yapısal değişiklikler başlamakta ve yıllar sonra kalp yetersizliği ortaya çıkmaktadır”.Kalp yetersizliği tedavilerine de değinen Duygu, “Kalp yetersizliğinde tedaviyi yaşam tarzı değişiklikleri(sigara ve alkolün bırakılması, diyet ve beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, tuz ve sıvı alımının doktor kontrolünde kısıtlanması, grip ve pnömokok aşıları, doğum kontrolü ile ilgili bilgilendirme ve egzersiz eğitimi), ilaç tedavisi ve cihaz tedavisi (kalp pilleri) olarak üç ana gruba ayırabiliriz. Tedaviye dirençli hale gelen ve sık sık hastaneye yatma ihtiyacı duyan hastalarda son seçenek yardımcı destek cihazları ve kalp naklidir” açıklamalarında bulundu.“HASTALIĞIN İLERLEMESİNİN ENGELLENMESİ VE YAŞAM SÜRESİNİN UZAMASI, TOPLUM BİLİNCİ İLE DOĞRUDAN İLİŞKİLİ”Organ bağışı konusunda toplumun bilinçlendirilmesi, uygun donörün (organ verici) bulunması için hayati önem taşıdığını ifade eden Duygu, “İvedilikle de organ bağısı konusunda yasal düzenlemelerin netleştirilip, kalp nakli konusunda uluslararası standartlara uygun akredite merkezlerin sayısı artırılmalıdır. Nakil sonrası hastanın takibi de en az nakil işlemi kadar hayati önem arz etmektedir. Bu konuda da deneyimli hekim ve alt yapısı olan merkezlerde bu hastaların sıkı kontrol altında tutulması nakil sonrası yaşanacak komplikasyonların bertaraf edilmesi açısından son derece önemlidir. Kalp yetersizliği yaşam boyu tedavi gerektiren kronik bir hastalıktır. Nadiren veya düzeltilebilir bir nedene bağlıysa geri dönüşlü olabilir. Yaşam beklentisi, prostat kanseri, kalın bağırsak kanseri, meme kanseri, rahim kanseri gibi pek çok kanser türünden daha düşüktür. Genel olarak beş yıllık yaşam beklentisi yüzde 50’dir. Çok ciddi nefes darlığı olan ve günlük aktivitesi belirgin kısıtlanmış ileri evre olgularda ise bir yıllık yaşam beklentisi yüzde 50’dir. Kalp yetersizliği gelişimini önlemek, ilerlemesini yavaşlatmak ve ileri evre olgularda yaşam süresini uzatıp yaşam kalitesini artırmak toplumun kalp yetersizliği konusunda bilinçlenmesi ile mümkün olacaktır” dedi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler