Kamalak: 'Maskeli Dostlar'ın Savaş Kışkırtmasına Kanmayın

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, hükümeti, Suriye’nin Türk jetini düşürmesi olayını bahane eden 'maskeli dostlar'ın savaş kışkırtıcılığına itibar etmemesi konusunda uyardı. Kamalak, “Aylardan beri Türkiye’nin Suriye ile savaştırılmak istendiği konusunda hükümeti uyarıyoruz. Şimdi savaş nedeni de oluşturulmaya çalışılıyor. Bir kez daha uyarıyoruz; Türkiye kesinlikle Ortadoğu’da bir savaşa müsaade etmemeli.” dedi. 'Suriye ile bir savaş, Ortadoğu’da çıkacak bir savaş Türkiye ve İslam aleminin işine yarar mı, Irak’ta savaş oldu kimin işine yaradı?' diye soran Kamalak, Türkiye'nin uluslar arası hukuk çerçevesinde kendi hakları için elinden gelen her türlü çabayı göstermesini, ancak Suriye ile bir savaşa asla girmemesi gerektiğini kaydetti.

SP il başkanları ve il müfettişleri toplantısı, Ankara’da yapıldı. Toplantının açılışında il başkanlarına hitap eden Genel Başkan Mustafa Kamalak, Suriye krizi, terör ve kaldırılması düşünülen özel yetkili mahkemeler konularında açıklamalarda bulundu. “Aylardan beri, Türkiye, Suriye üzerinden bir savaşa sürüklenmek isteniyor. Bu oyunu bozmamız lazım dedik. Yetkilileri sürekli uyardık” diyen Mustafa Kamalak, şunları söyledi: “Kimse cesaret edemezken biz partimizden bir heyet ve 20 kişilik bir medya grubuyla Suriye’ye gittik. Onları da uyardık. Ancak bugün gelinen olaylar maalesef Saadet Partisi’nin endişelerini haklı çıkardı. Şimdi yakın zamanda bir uçağımız da düşürüldü. Bir savaşa girmek için sebep de oluşturuldu. Ancak biz asla böyle bir savaşı doğru bulmuyoruz.”

Irak’ta çıkan savaşta Türkiye’nin zalimlerin yanında yer aldığını, bu kirli savaşta 2 milyona yakın insanın öldüğünü, geriye milyonlarca yetim ve dul kaldığına dikkat çeken Kamalak, Irak’ta ABD’den sonra en fazla insan kaybına Türkiye’nin uğradığını belirtti. Kamalak, Ortadoğu’da şimdi yaşanabilecek muhtemel bir savaşın Türkiye’yi bölüp, parçalayıp yok etmek isteyen küresel emperyalistlerin işine yarayacağı uyarısında bulundu.

"YERLİ DİL, DİN, PEYGAMBER VE YERLİ KABE’Yİ KİM İSTEDİ?"

Son günlerde artan terör saldırılarına da değinen Mustafa Kamalak, 1984 yılından 2009 yılına kadar terör nedeniyle kaybedilen insan sayısının, Kurtuluş Savaşı’ndakinden yüzde 600 daha fazla olduğunu kaydetti. Kamalak, “Teröre bulaşan insanlar gökten mi indi, dışarıdan mı geldi, yoksa yerden mi bitti? Birçoğu ilkokul, lise ve üniversitelerimizde okumuşlar. Evet, dış kaynak terörü besliyor, teşvik ediyor, ama terörü geliştiren esas sebepler Türkiye’deki yanlış uygulamalar olmuştur.” tespitinde bulundu.

“Örneğin bin yıldır kullanılan coğrafi yer isimleri neden Cumhuriyet döneminde değiştirilmiştir? Ecdadımız 600 yıl boyunca Doğu ve Güneydoğu’daki insanların kılık kıyafetine müdahale etti mi? İnancına müdahale etti mi?” diye soran Kamalak, şöyle konuştu: “Ama Cumhuriyet döneminde edildi. Örneğin CHP iktidarda iken yerli bir dil, yerli bir din, yerli bir peygamber ve yerli bir Kabe oluşturulmak istenmiştir. Bu ülkede terörün doğup gelişmesine zemin hazırlayan ana düşüncenin sahibi CHP’dir.”

Kamalak, 10 yıldır iktidarda olan AK Parti iktidarına ise “Terörü durdurmak için kaç yıl daha iktidar ve kaç milletvekili istiyorsunuz?” sözleriyle yüklendi.

Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in terörün durması ve Kandil’e operasyon konusundaki şartlarına da değinen Kamalak, Milli Görüşün ilk etapta terörü önlemek için Çekiç Güç’ü bölgeden gönderdiğine dikkat çekti. 1994 yılında, 'Yanlış yoldasınız. Bu milletin evlatları arasında bölücülük yapıyorsunuz' diyen Milli Görüş lideri Erbakan’a gelip, 'Bu yanlış nedir?' diye sorup öğreneceklerine Diyarbakır DGM’lerde önünün kesildiğini vurgulayan Mustafa Kamalak, “Terörün çözümü de Milli Görüş'tedir.” diye konuştu.

"ÖYM’LER, 28 ŞUBAT DALGALARI AKP’YE DAYANDIĞI İÇİN Mİ KALDIRILIYOR?"

2004 yılında terörle mücadele ve darbelerle yüzleşmek için özel yetkili mahkemelerin kurulduğunu hatırlatan Saadet Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Türk kamuoyunun da bu yargılamaları desteklediğini, AK Parti’nin de bunun arkasında durduğunu belirtti. “Ancak ne zaman ki 28 Şubat’ın üçüncü dalgası geldi. Başbakan, ‘Bu dalgalar milleti rahatsız eder’ diye çıkıştı. Hayır, bu yargılamalar milleti rahatsız etmiyor.” diye konuşan Kamalak, “Acaba 28 Şubat süreci sonuna kadar işletildiği zaman bu dalgalar, AK Parti sahillerini de dövüp, AKP Genel Merkezi'ne kadar uzanacak endişesi mi vardır?” sorusunu yöneltti.

28 Şubat’ın asıl aktörlerinin, havuz sistemi ile sömürü hortumları kesilen patronlar olduğunu kaydeden Kamalak, AK Parti’nin önde gelen bazı isimlerinin o çevrelerle içli dışlı olduklarını, toplantılar yaptıklarını, bu sebeple bazı görüşme ve ses kayıtlarının kamuoyuna yansıyacağı endişesiyle bu sürecin kaldırılmak veya sulandırılmak istendiğini söyledi. Saadet olarak, normal zamanlarda olağanüstü mahkemelere karşı olduklarını dile getiren Kamalak, ancak Türkiye’de darbe süreçleriyle olan yüzleşmenin henüz tamamlanamadığını vurguladı.