"Kamu tekelleri özel tekellere dönüşebilir"
ANKARA(ANKA)-Rekabet Kurumu Başkanı Mustafa Parlak kamu tekellerinin özelleştirilmesi aşamasında özelleştirme sonrası rekabetçi bir piyasanın oluşması bakımından rekabet otoritesinin düzenleyici müdahalesinin önemini vurguladı. Parlak, "Aksi takdirde kamu tekellerinin özele tekellere dönüşmesi ihtimali ortaya çıkar" dedi.
Rekabet Kurumu'nun kuruluşunun 10'ncu yılı nedeni ile düzenlenen sempozyumda konuşan Parlak, etkin bir rekabet politikasının ekonomik performans üzerinde önemli etkileri olduğunu söyledi. Rekabet kurallarının etkin bir biçimde uygulanmadığı piyasalarda piyasa aksaklıkların ortaya çıkacağına işaret eden Parlak, bu nedenle kaynakların verimlilikten uzak bir biçimde dağıtılarak israfa yol açtığını anlattı.
Rekabet otoritelerinin piyasa aksaklıklarının ortaya çıktığı noktalara müdahale ettiğini hatırlatan Parlak, bu otoritelerin hem kaynak tahsisinin etkinliği hem de verimlilik artışını hedef alan politikalar uyguladığını kaydetti.
Parlak, şöyle konuştu:
"Kamu tekellerinin özelleştirilmesi aşamasında özelleştirme sonrası rekabetçi bir piyasanın oluşması bakımından rekabet otoritesinin düzenleyici müdahalesinin önemini vardır. Aksi takdirde kamu tekellerinin özele tekellere dönüşmesi ihtimali ortaya çıkar ki buda herhalde arzu edilecek bir durum değildir. Rekabet politikalarının ana bileşenlerini oluşturan birleşme-devralma denetimi ve rekabet ihlali denetimler yoluyla KOBİ'lerin önünün açılaması sağlanmaktadır. Bu sayede rekabet artacağı gibi ekonomik büyüme hızlanacak, istihdam artacak ve kaynak dağılımın dengelenmesi gibi pek çok olumlu makro ekonomik sonuç meydana gelecektir."
Parlak ayrıca kamunun ekonomik faaliyetlerden büyük ölçüde çekilmeye başladığı geçiş sürecinde sağlıklı piyasa yapılarını oluşturması için yapılacak düzenlemelerde Rekabet Kurumu'nun önemine dikkat çekti.
YABANCI SERMAYE İÇİN TEŞVİK YETERSİZ
Rekabet mevzuatına aykırı piyasa aksaklıklarının yabancı sermayeyi gelmekten vazgeçiren bir güvensizlik unsuru olduğunu belirten Parlak, özellikle gelişmekte olan ülkelerin yabancı sermayeyi çekmek için teşvik ve imtiyaz verdiğini hatırlattı. Bunların yabancı sermaye çekmek için yeterli olmadığını söyleyen Parlak, uygun alt yapının varlığı, ulusal pazarın büyüklüğü ve gelir düzeyi gibi parametrelerin verilen teşvikler kadar önemli olduğuna işaret etti. Parlak, yabancı sermaye açısından çok daha önemli olanın ülkenin siyasi ve ekonomik istikrarı ile işleyen hukuk sisteminin olduğunu anlattı.
Bu kapsamda etkin ve başarı rekabet politikasının; kayırmacılıktan uzak, kuralları herkese eşit uygulayan yeni bir devlet anlayışını ve ekonomi yönetiminin en önemli unsuru olacağını ifade etti. Parlak şöyle devam etti:
"Başarılı bir rekabet uygulaması devletin acil yarış koşullarını sağlaması ile vatandaşın devlete olan güvenini artıracaktır. Ayrıca rekabet politikaları etkin bir biçimde uygulanması özellikle AB ile uyumun genelde çağdaş dünya ile bütünleşmenin vazgeçilmez bir gereğidir. Bu da ancak iyi işleyen bir rekabet hukuku ve politikası ile mümkündür."
YASADA DEĞİŞİKLİĞE İHTAYİÇ VAR
Parlak 10 yıldır uygulanan rekabetin korunması hakkındaki kanunun esas ve usul bakımından hala ciddi değişimliklere ihtiyacı olduğunu belirterek, konuyla ilgili hazırlıkların son aşamaya geldiğini bildirdi. Söz konusu değişikliklerle De Minimis ve pişmanlık uygulanmasına imkan sağlanacağını, menfi tespit sistemin kaldırılacağını kaydeden Parlak, ayrıca birleşme ve devralma usulünün netleşerek hızlanacağını söyledi. Kurulun bilgi isteme ve yerinde inceleme yetkilerinin açık ve güçlü hale geleceğini kaydeden Parlak, rekabet savunuluculuğunun kurumsallaştırılacağını, soruşturma usulü taraf haklarının değiştirileceğini ve özel hukuk uygulamasında Rekabet Kurumu'nun rolünün açıklığa kavuşacağını belirtti.
AB'ye uyum kapsamında rekabet faslında anti-tröst ve birleşmelerin Rekabet Kurumu'nun sorumluluğu altında olduğunu hatırlatan Parlak "Hem ilerleme raporlarında hem de tarama süreci sonundaki raporlarda uyum düzenli tatmin edici düzeyde" diye konuştu.
DEVLET YARDIMLARI DÜZENLENMELİ
Parlak, "Bu raporlarda rekabet politikasına ilişkin ülke olarak en sıkıntılı olduğumuz başlığı devlet yardımı oluşturmaktadır. Eğer devlet yardımlarına ilişkin düzenleme yapılırsa bu başlığın müzakereye açılmadan derhal kapanabileceğini düşünüyorum" dedi.
