ANKARA (ANKA) - Ziyaret sonrasında açıklama yapan CHP lideri, "biz buraya kamu vicdanını tatmin etmek için geldik. Onun suçlu olduğuna inanmıyoruz" derken "Bakanlar Kurulu kararıyla Genelkurmay Başkanı yapıyorsunuz. Sonra da dönüyorsunuz emekli olduktan sonra sen terör örgütünün üyesisin diyorsunuz, akıl var mantık var, iyi de kardeşim bu işin bir siyasi sorumlusu yok mu?" diye sordu.
CHP liderine ziyarette Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu eşlik etti.
-"ÇOK AĞRINA GİTTİĞİNİ İFADE ETTİ"-
Ziyaret sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu şöyle dedi:
"Yasaların bana tanıdığı görevleri olabildiğince iyi şekilde yerine getirmeye çalıştım diyor, son derece haklı. Bu görüşe aynen katılıyoruz. Bunu da ifade ettik kendilerine. Geldiğimiz nokta da şu; komutan olarak görev yaptığı süre içerisinde yasaların kendisine tanıdığı yetkileri kullandı. Görevde yükselmesi bu iktidar döneminde oldu. Kendisini terör örgütü üyesi olarak suçlamak ya da darbeci olarak suçlamak kendisinin çok ağrına gittiğini ifade etti. İki ayrı suç kabul edilemez, bu ülkeye demokrasiyi yerleştirmek ve derinleştirmek için çaba gösteren bütün kurumlara hep saygı gösterdiler, saygı gösterdik, dolayısıyla bizi darbeci olarak tanıtmak doğru değildir diye bir ifadesi de oldu. İşin özeti kendisinin Zafer Bayramı'nı kutladık. Demokrasinin bu ülke için çok önemli olduğunu ifade ettik. Gerçekten de ordumuz bizim halkın deyimiyle peygamber ocağıdır. Hepimizin saygı duyduğu bir yerdir. Hepimiz gönüllü olarak askere gideriz, askerliğimizi yaparız. Ordunun siyasete karışmaması hepimizin ortak arzusudur. Kendisinin de arzusu bu zaten. Ordu siyasete girmemeli. Siyaset de orduya müdahale etmemeli. Kendi kuralları kendi hiyerarşisi var. Bu çerçevede ordu görevini yapmalı diye düşüncelerini ifade etti.
-"MORALİ ÇOK İYİ, SAĞLIĞI İYİ"-
Morali çok iyi, sağlığı iyi, çünkü bana yöneltilen suçlamaların haksız olduğunu biliyorum diyor. Vicdanım rahat, gönlüm rahat. Eğer suçlu olsaydım zaten böyle konuşamazdım diyor. Adaleti her zaman her yerde savunuruz diyor. Adaletin karşısında boynumuz kıldan incedir diyor ama o adaletin toplum vicdanında kabul gören bir adalet olması gerekir. Eğer siz yargılamayı önyargı ile yaparsanız kişileri mahkûm etmek üzere kürsüye oturur konuşursanız kararınızı öyle verirseniz usulü tümüyle ayaklar altına alır, ben nasıl olsa istediğim kararı vereceğim sen ne dersen de böyle bir anlayış ile yola çıkarsanız bunun doğru bir anlayış olmadığı ortaya çıkıyor zaten. Bizim Silivri yargılamaları nedeniyle gündeme getirdiğimiz temel konu da bu. Herkes yargılanabilir ama adalet içinde yargılamanın olması lazım. Toplumun ortak vicdanının evet bu kararda adalet vardır diye kabul etmesi lazım. Bunların olmadığı çok açık ve gerçek.
-"BU İŞİN BİR SİYASİ SORUMLUSU YOK MU?"-
Bir Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı alıyorsunuz Kara Kuvvetleri Komutanlığına getiriyorsunuz, daha sonra Bakanlar Kurulu kararıyla Genelkurmay Başkanı yapıyorsunuz. Sonra da dönüyorsunuz emekli olduktan sonra 'sen terör örgütünün üyesisin' diyorsunuz, akıl var mantık var, iyi de kardeşim bu işin bir siyasi sorumlusu yok mu? Sen bu kişiyi Kara Kuvvetleri Komutanlığına getirirken haberin yok muydu? Genelkurmay Başkanı yaparken haberin yok muydu? Gerçekten kabul edeceğimiz bir suçlama değil, doğru değil, herkesin vicdanını yeniden sorgulaması lazım. Bu olayın çözülmesi lazım. Burada insanların boş yere hapiste tutulmaları bizi de rahatsız ediyor, sokaktaki yurttaşı da rahatsız ediyor. Cumhuriyet tarihini bırakın yani hiçbir demokraside kişiyi alacaksınız Kara Kuvvetleri Komutanı yapacaksınız Genelkurmay Başkanı yapacaksınız, beraber çalışacaksınız, devletin bütün sırlarına vakıf olacaksınız, görev yapacak, başarıyla emekli olacak, emekli olduğu için kendisini kutlayacaksınız, emekli olduktan sonra diyeceksiniz geriye dönüp 'sen terör örgütünün üyesin' diyeceksin, bunun akılla, mantıkla kabul edilir bir yönü var mı, doğru değil. O nedenle biz buraya kamu vicdanını tatmin etmek için geldik. Onun suçlu olduğuna inanmıyoruz. O ülkesini seven bir asker, bayrağını seven bir asker, insanını seven bir asker, her şeyden önemlisi demokrasiye inanmış bir asker. Demokrasiye inanan bir askeri siz darbeci diye tanımlayabilir misiniz?"
CİHARGİR'DE MERDİVENLERİN BOYANMASI
Cihangir'de gökkuşağı rengine boyanan merdivenlerin tekrar griye boyanmasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, "Hangi insan renklerden korkar... Ancak diktatörler. Gökkuşağından korkulur mu? 7 rengi görüyorsunuz, düşman görüp tamamını griye boyuyorsunuz. Allah akıl fikir versin" ifadesini kullandı.