Türk Dil Kurumu tanımına göre hep, herkes, bütün anlamlarına gelen ve bir ülkenin halkını ifade etmek için kullanılan kamu kelimesi çeşitli eklerle türetilerek başka anlamlarda da kullanılabilmektedir. Kamulaştırma da bu türeyen kelimelerden biridir ve hukuk dilinde yeri vardır.
Kamu kelimesinden türemiş olan kamulaştırma, hukuk dilinde kamulaştırma yetkisi bulunan kamu kurumlarının, kamuya özel hizmetlerinin ya da kamu teşebbüslerinin yürütülebilmesi için gerekli olan özel mülkiyete tabi kişi özel ya da tüzel kişilere ait taşınmaz mallara el konmasıdır.
Taşınmaz mallara, çeşitli kaynaklara ya da irtifak haklarına belirlenen rakamlar ödenerek el konur. Belirlenen bedelde anlaşılamaması hâlinde açılan davada kamulaştırma bedeli tespit ve tescil edilme davası açılır. Bu dava kamulaştırma davasıdır.
Kamulaştırma kanunu devlet ve kamu tüzel kişilerinin kamu yararının gerek gördüğü hâllerde gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetlerinde olan taşınmazların karşılığının peşin olarak ödenerek alınması anlamına gelir.
Kanunlar ile belli şartlara bağlı olarak kamulaştırma yapılabilir. Bu süreç yasalarla belirlenen şekilde ilerler. Yetkili kurumlar tarafından verilen kararlara göre el koyma işlemi yapılır. Kamulaştırma şartlarından bazıları şunlardır:
Bazı olağan dışı durumlar ve şartlar geliştiyse yetkili kurumlar ve birimler olağan kamulaştırma işleminden daha farklı bir süreç başlatılır. Kamulaştırma sürecinde yapılması ya da bekletilmesi gereken bazı durumlar ertelenir ve kişilere ait taşınmazlara hemen el konulması için istisnai durumlar uygulanır.
Acele kamulaştırma adı verilen bu uygulama ile olağan kamulaştırma dışında olan kendine özgü ve istisnai bir kamulaştırma yöntemidir. Belirlenen mallar hemen kamulaştırılır.