HABER

"Kamuyu küçülteceğiz"

KAYSERİ (İHA) - Başbakan Abdullah Gül, 58. Hükümetin öncelikli görevinin yatırımcının önündeki mayınları temizlemek olduğunu söylerken, "Kamuyu küçültüp, özelleştirme çalışmalarına hız vereceğiz. Artık Türkiye'de kamu fabrikası açılmayacak. Özel sektör yatırımlarına hız verilecek ve özel sektör yatırımları cazip hale gelecek. Bunun için sizin önünüzde ne engel varsa gelin beraber o engeli kaldıralım. Dünya'nın en büyük yatırımcıları Türkiye'ye gelmeye başladılar. Türkiye yatırım için cazip ülke haline gelecektir." dedi.

Kayseri Hilton Otel'de Kayserililer zirvesi Başbakan Abdullah Gül'ün katılımı ile gerçekleştirildi. Zirveye ayrıca Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İşadamı Sakıp Sabancı, Kayseri Milletvekilleri ve çok sayıda Kayserili işadamı katıldı.

Zirvede bir konuşma yapan işadamı Sakıp Sabancı, tüm krizlere rağmen Kayserili müteşşebbüslerin yatırım yaparak Kayseri'yi büyük sanayi şehri yaptıklarını ve bunun bütün Türkiye'ye örnek olması gerektiğini söylerken, "Frenlere, krizlere rağmen, birileri gaza basıyor. Yine Kayseri'de yeni yeni şeyler yapıyor. Hele bir de yeni bir güç geldi. Güçlü hükümet. Güçlü muhalefet, yapıcı muhalefet. Müteşebbisler, hayırlı müteşebbisler, var edenler yılmadan tüm problemlere rağmen meydana getirenler, Allah sizden razı olsun. Dün güven yok, politik istikrarsızlık, dalga dalga dağılıyordu. Enflasyonların indirilmesine ilişkin vaadler vardı, aksiyon yoktu. Buradaki başarı başka vilayetlere de örnek olacaktır. Dün tüm frenlere rağmen, bizim ana meselemiz kriz değildi, istikrarsız ortam ve siyasetin çökmesiydi. Biz bundan kurtulduk, çabuk çabuk yasalar yapacak, bizi realitelerle buluşturacak bir kadro var artık." dedi.

Daha sonra TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmasında Kayserililer zirvesinin Türkiye'nin gerçek bir ekomomi platformu olduğunu ve bunun her yıl devamının yapılması gerektiğini söyledi.

TOBB başkanı Hisarcıklıoğlu, "Geçmişin ciddi bir analizini yapamazsak tedaviyi de doğru yapamayız. Tüm dünya büyümenin yolunu piyasa ekonomisine geçmekle yapmıştır. Biz piyasa ekonomisine geçiyor gibi yaptık geçemedik. Reel sektörün önünü açamadık. Tüm dünya büyürken biz küçüldük. Kamu otoriteleri buna önlem almadı. 70 milyon insanımız çalışıyor, General Elektriğin beşte biri kadar üretiyor. 15 yıldır hala özelleştirmeyi konuşuyoruz, oysa eski demirperde ülkeleri bile bu süreci tamamlamak üzere. Hala bir takım insan ise özelliştirmeye karşı çıkabiliyor. Olumsuz tablonun baş sorumlusu kötü yönetimlerdir. Koalisyon dönemlerinde siyasi istikrar bir türlü sağlanamadı. Yasama ve yürütme organlarının etkinliği ise giderek azalmıştır. Milli geliri 200 milyar civarında ollmasına rağmen sadece son 10 yılda 188 milyar faiz ödeyen ve ekonomisini düzlüğe çıkaran tek bir ülke görülmemiştir. Şimdi reel kesimin bakışı gelecekten ümitli olmaktadır. Şimdi bu krizi yıllardır ihmal ettiğimiz yapısal değişimleri gerçekleştirmek için bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz. Bir daha böyle ekonomik bir kriz yaşamak istemiyorsak yapısal değişiklikleri mutlaka gerçekleştirmek zorundayız. Şimdi zaman büyümeye geçişi sağlamak zamanıdır. Bizim hükümetten isteğimiz fiyat istakrarı içerisinde sürdürülebilir güvenin sağlanmasıdır. Türkiye'deki kamu açıklarını doğuran gerçek neden israfcı kamu yönetimidir. Kamu yönetimi yeniden yapılanmadan kamu açıklarını kapatmak mümkün değildir. Biz işadamları olarak Türkiye'yi layık olduğu yere taşıyacak azim ve inançtayız. Şu günlerde herkes Türkiye'ye model öneriyor, biz de buradan Kayseri modelini öneriyoruz." diye konuştu.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun ise konuşmasında AK Parti'nin iktidara gelmesi ile bunalım ortamının ortadan kalktığını ve Hükümetin kurulması ile piyasalarda bahar havasının esmeye başladığını söyledi.

Bakan Coşkun, " Sivil toplum kuruluşları ile birlikte Mecliste bulunan ve Meclis dışında bulunan siyasi partilerle barışık olarak, tüm dünyaya ile barışık olarak, bu ülkeyi darboğazlardan çıkarmaya azimliyiz." diye konuştu.

Daha sonra Başbakan Abdullah Gül ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, GESİAD 500 büyük sanayi kuruluşu arasında yer alan Kayseri firmalarına ödüllerini verdiler.

Ödül töreni sonrası kürsüye gelen Başbakan Gül, sanayicileri övdü ve 58. Hükümetin sanayicilerin emrinde olduğunu söyledi.
Gül, "Türkiye yeni bir dönemi yaşıyor. 3 Kasım seçimleri Türk siyasi hayatında eminim uzun süre anılacaktır. Yeni bir dönem başladı. Türkiye'de iki partili döneme geçtik. Tüm bunların sebebi siyasi istikrarsızlıktan bıkan, belirsizlikten bıkan halkımızın istikrar istemesi, önünü görmek istemesinden kaynaklandı. Halk Türkiye'de artık enerjinin boşa israf edilmesini istemiyordu. Bizimle beraber başlayan ülkeler çok büyük mesafeler alırken, ne yazık ki Türkiye geriye gitti. Ne Türk halkı, ne Türkiye bunu haketmedi. Bunlar sebebiyleTürkiye bu noktaya geldi. Şimdi artık ileriye, önümüze bakma zamanı, varımızı yoğumuzu Türk Milleti için harcama zamanı. Çoğunlukla iktidara gelmiş bir parti var. Hiç bir mazeretimiz de yok açıkçası. Biz bu seçimleri kazanacağımızı çok önceden gördük. Miting meydanlarında konuşurken şunu gördük. 'İktidar olmanın sorumluluğunu şimdiden yaşıyoruz' dedik. Seçimlerden önce ekonomik politikamızı tespit ettik, kamu kesiminde yapacaklarımızı tespit ettik. Bu hazırlıklarımızı yaparken, siyasiler, bürokraside çalışanlar, hatta yurtdışında çalışan başarılı arkadaşlarımızı çağırdık bunun üzerine programımızı hazırladık. İlk defa bir hükümet siyasi tarihininde yapacaklarını zamana bağladı ve 'yapacaklarımızı ölçün' dedi. Türkiye'nin kaybedecek vakti hiç yok. İş adamları ve teşebbüsler dünyayı dolaşıyorsunuz ve bazen gördükleriniz karşısında hayıflanıyorsunuz. Niçin bunlar Türkiye'de olmuyor diye. Artık niçin olmuyor dediğiniz şeyleri yapma vakti geldi. Bunları da yapacağız. Çünkü ne yapacağımızı biliyoruz. Devleti küçülteceğiz. Böyle bir yapı ile Türkiye büyüyemez. Siz Türkiye'ye bir şirket olarak görseydiniz iş adamı olarak bu şirketin devamını istemezdiniz. Uzun vadeli kazançlar peşindeyiz. Kısa vadeli işler yaparak bizi alkışlasınlar istemiyoruz. Kamu sektöründe köklü reformlar yapacağız. Devleti yeniden yapılandıracağız. Devlet küçülecek, merkezi otoritenin bir çok yetkisini yerel yönetimlere devredeceğiz. Önümüzdeki ay bununla ilgili kanun tasarısını Meclise sevkedeceğiz. Yetkileri mahalli idarelere devretmemiz lazım. Bakanlar kurulunu 38'den 25'e indirdik. Önümüzdeki günlerde harcama reformu ile ilgili aldığımız tedbirler daha iyi görülecektir. Bu kadar hesapsız harcamaya Türkiye dayanamaz bu harcamaların kısılması lazım. Kaynaklar lüzümsuz olarak harcanıyor, özel teşebbüse kaynak kalmıyor. Türk iş adamı elini değil başını taşın altına koyuyor ama Devlet bunu yapmıyor. Benim özel kalemde 80 kişi çalışıyor görünüyor ama çalışan kişi bir kişidir. Böyle bir şirket var mı Türkiye de. O sebeple biz köklü reformlar yapmakta kararlıyız." dedi.

Başbakan Gül, ekonomide de yapacaklarının belli olduğunu, enflasyonu kesinlikte tek haneli rakama indireceklerini ve işsizliği ortadan kaldıracaklarını söylerken, "Harcama reformu gerçekleştirilecektir. Hükümet olduğumuzda faizler yüzde 70'ti, bugün yüzde 50'nin altına indiyse bu hükümetimize olan güvendendir. Bu acil eylem planına güvenmekten gelmektedir. Yoksa tek başınıza iktidar olursunuz ayağı yere basmayan söylemler yaparsınız. Bu felaket olur. İç piyasada güven oluşmuştur, bu güveni kesinlikle sarsmayacağız. Devlet küçülecek, mali disiplin devam edecektir. Bunları bıraktığımızda eski günlere döneriz. kalkınma ise siz işadamları sayesinde olacaktır. Artık devlet fabrika ve yeni işyerleri açmayacaktır. Sizin yeni işyerleri aşmanız için de bize düşen görev sizlerin önünüzdeki mayınları temizlemek, önünüzü açmak bizlerin görevi olacaktır. Bir ülkenin nüfusunun yüzde 15'i açlık sınırının altında ise tek yapılacak iş yeni işyerlerinin açılmasıdır. İş güvenliği de bundan geçer. En büyük iş güvencesi de işsiz insana iş vermektir. Bunu da siz vereceksiniz. Mali milada son veriyoruz. Herkese diyoruz ki neyiniz var neyiniz yoksa masanın üstüne koyun. Biz bürokratik engelleri kaldıracağız diyoruz. Hepimiz elele hareket edeceğiz. Hepimiz pratik olacağız zamana yaymaya vaktimiz de yok. Bunları tek parti hükümetinin verdiği avantajla söylüyorum. Eğer koalisyon olsaydık, ortağım ne der korkusuyla bunları söyleyemezdik." dedi

Başbakan Abdullah Gül, konuşmasının sonunda Kopenhag zirvesinde alınan yolu da değerlendirirken, şöyle konuştu;

"Avrupa Birliği zirvesine giderken ödevimizi yapmadığımızın bilinci içerisindeydik. O sebeple hızlı bir şekilde kanun tasarılarını hazırladık ve kanunların hepsini çıkardık. Avrupalılar da şaşırdı. Tüm devlet bakanları 'Siz hızlı hareket ettiniz, bizi köşeye sıkıştırdınız ki biz bunları yapmak zorundayız' dediler. Gördüler ki inandırıcı bir hükümet var, kararlı bir hükümet, hızlı çalışacak bir hükümet var. Şimdi bize düşen görev şu, 2004 yılı dedik ama 2003 yılının Ekim ayında Türkiye'deki değerlendirme raporları çıkacak. Biz bunu en iyi şekilde çıkarttığımızda, AB zorlanacak bu tarihi erkene çekmek zorunda kalacak. Yeter ki biz AB standartlarını gerçekten yerleştirelim. Biz bunları kendi halkımız hakettiği için istiyoruz. Bunları yapınca refah artacak, büyüme hızlı bir şekilde devam edecek, kapasite artışı, yatırımlar artacaktır, toplam milli gelir artacaktır, fert başına gelen milli gelir artacaktır. Türkiye'nin yolu kısalacaktır. Geleceğe hepimiz ümitle bakmalıyız. Türkiye'ye esas hizmet edenler sizsiniz. Binlerce insan çalıştırıyorzsunuz, vergi veriyorsunuz. Lüzumsuz şeylerle uğraşmayalım, bakın biz siyasiler geçmişle ilgili hiç olumsuz şey söylüyor muyuz? Neyse oldu bırakalım bunları ileriye bakalım. Bize ne düşüyorsa emrinizdeyiz, açık söylüyorum. Hükümetim hepinizin, Türkiye'nin dört bir yanındaki işadamlarının emrindedir. Sizin önünüzü açalım ki siz yatırım yapın, siz yatırım yapın ki, Türkiye'deki işsizliğe çare bulunsun, ihracat artsın."
Başbakan Gül, konuşmasını ardından Otel lobisinde sanayi ve el sanatları sergisini gezdi ve ardından istirahata çekildi.

En Çok Aranan Haberler