Nerede ve ne zaman çekildiği bilinmeyen söz konusu video boyunca genç bir kadın kendine ciddi şekilde zarar veriyor. İlk başta akıl hastası olduğu düşünülen genç kadının yaptıkları sonunda olayın bir şeytan çıkarma ayini olduğu anlaşılıyor.
Her yeri kanlar içinde yerlerde sürünen kadını en sonunda omuzlarından kendisine dokunan bir adam sakinleştiriyor. Video boyunca aynı adamın İspanyolca konuşmasından dolayı görüntülerin Latin Amerika’da çekilmiş olabileceği düşünülüyor.Zamanı bilinmeyen söz konusu görüntüler sosyal medyada büyük tepki yarattı.
Benzer haberi sizler için derledik...İşte o görüntüler
Şeytan çıkarma ayini görenleri korkuttu
Şoke eden görüntüler Arjantin’den… Genç bir kadın çığlık çığlığa yerde kendinden geçmişçesine kendini yerden yere vuruyor. Kiliseki bu ayinin sebebi ise kadının içinde şeytanı çıkarmak.
Film değil gerçek. Arjantin’de 22 yaşındaki ismi Laura olduğu belirtilen genç kadına şeytan çıkarma ayini düzenlendi.
Korkunç görüntülerde kadın kendinden geçmiş bir halde “hayır hayır” diye çığlıklar atıyor. Buenos Aires’de gerçekleşen inanılmaz olayda hıçkıra hıçkıra ağlayan genç kadın acı içinde oradan oraya kendini savuruyor.
Piskopos Manuel Acuna tarafından gerçekleştirilen bu ayinle, 52 yaşındaki piskopos şeytanın insan vücudunu zaman zaman kullanabildiğinive bu kadının içindeki şeytanı kovduklarını savunuyor.
Şeytan çıkarma nedir?
Egzorsizm görünmeyen bir varlığın etkisi altına girdiği sanılan kimseyi çeşitli yöntemlerle bu etkiden kurtarmaya çalışma olarak tanımlanır.
Terim, yüksek bir otoriteye başvurularak musallat varlığın engellenmesini ya da lanetlenmesini ifade etmek üzere, eski Yunanca’da “lanet” anlamına gelen “exousia” sözcüğünden türetilmiştir. Eski uygarlıkların çoğunda, birtakım tuhaf davranışlar gösteren kimselerin içine cin ya da şeytan girdiği sanılır ve bu yaratığı o kimsenin bedeninden kovmak üzere, genellikle ayin şeklinde çeşitli uygulamalar yapılırdı. Bu tür uygulamaları yapanlar da genellikleokültizmden, majiden anlayan uzmanlar veya rahipler olurdu. Hristiyan Avrupa’da bu tür uygulamaları yapanlara egzorsist adı verilmiştir. Egzorsistler, böyle bir yaratığın musallat olduğu düşünülen, hasta olduğu kabul edilen kimsenin vücudundan çıkması için, görünmez yaratığa çağrılarda bulundukları ayinler düzenlerlerdi. Kötü kokuların, tütsü, tuz, takdis edilmiş su, kutsal ot gibi maddelerin ve dans öğesinin kullanıldığı bu ayinlerde ya lanet okuma ve küfürler etme yoluna ya da dua ve trans yöntemine başvurulurdu.
Kilise, özellikle engizisyon döneminde, bu olayda şeytani bir unsurun var olduğunu kabul ederek, hasta olduğu kabul edilen kimsenin vücudundan demon adını verdiği yaratığı kovmak gerekçesiyle sık sık söz konusu kimsenin vücuduna işkence etme yolunu tercih etmiştir. Kilise bu dönemde medyumnik yetenekleri olan kişileri de aynı kategoride ele alarak, bunu medyumlar üzerinde de uygulamıştır.
Egzorsist uygulamalar tarih boyunca, yalnızca Avrupa’da değil, farklı biçimlerde de olsa hemen hemen tüm kültürlerde ve birçok dinde (Budizm, Hinduizm, Şinto dini vs.) görülür. Bu uygulamaların hatırı sayılır bir kısmında egzorsistin, transa geçerek, görünmeyen varlıkla irtibat kurmaya çalışması söz konusudur. İrtibatın kurulması durumunda ise esas olarak iki yöntemden birine başvurulur: Ya musallat varlık, Afrikadaki Zar’lar kültünde görüldüğü gibi, hasta üzerindeki hakimiyetini sona erdirmesi için ikna edilmeye çalışılır ya da Şamanizm’de görüldüğü gibi, musallat varlık hastanın bedeninden zorla sökülüp atılır. Bu ikinci yöntemde şamanın musallat varlığı ele geçirebilecek derecede güçlü bir majisyen olması gerekmektedir.
Spiritüalist görüşe göre, bu tür olaylarda obsesyon sözkonusudur ve cin zannedilen varlıklar spatyumun teşevvüş halindeki bedensiz ruhlarıdır.