YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Kan kokulu bayram

Kan kokuyor bu bayram güzel ülkemde. Birkaç it, kahpece 9 can aldı Gaziantep’te. 69 Antepli’de yaralandı.

Kan kokuyor bu bayram güzel ülkemde. Birkaç it, kahpece 9 can aldı Gaziantep’te. 69 Antepli’de yaralandı.

Oysa önceki gün bayramdı. Birbirimize sarılma, kenetlenme günüydü. Dargınların barıştığı, fakir ve fukaranın yüzünün güldüğü bir gündü.

Birileri rahatsız oldu bu bayramdan, birlikten ve dirlikten.

Zaten aylardır hemen her gün geliyordu şehit haberleri. İçimize kan ağlıyordu ama susuyorduk. Onlar askerdi. Onlar Mehmetçikti. Hergün vatanın adını dahi bilmediğimiz dört bir köşesinde gözyaşlarıyla defnediyorduk şehitlerimizi.

Ama önceki gün akşamı varya.

Güneş ışıklarını bizden alırken yavaş yavaş, birkaç it sinsi planlarını uygulamaya başlamıştı Gaziantep’te. Korutürk Caddesi’nde otobüs durağına bırakılan bir araç patlatıldığında, oradan geçen siviller ve çocuklar hedef olmuştu bu kez. Bayramlaşmaya giden 4’ü çocuk 9 can şehitlik mertebesine erişmişti Şehitkamil’de.

21 Ocak 1920’de annesinin peçesini açmak isteyen Fransız askerlerine yerden bulduğu taşlarla saldıran 14 yaşındaki Mehmet Kamil’in şehit olduğu ilçe olan Şehitkamil’de. O, 14 yaşındaki Mehmet Kamil ki, Ayntab’ın ilk şehidiydi. Anasının namusunu korumak için şehadete ererken, ardından şahlanan bir Antep bırakmıştı.

O günlerden kalmadır; 'Vurun Antepliler vurun, bugün namus günüdür' türküsü. Antep’in nasıl şahlandığını, düşmana aman vermediğini anlatır.

Bugünde, kahpece kurulan tuzakla, şehadete erişen 1 yaşındaki Almıni Melisa, 3 yaşındaki Süleyman, 11 yaşındaki Sevgi Gülperi, kan içiciliğin ve acımasızlığın son kurbanları olarak tarihe geçerken, Gazi olan Ayntab, vuslata şehitlikle ulaşıyor.

Ne kötü bir akşam ki, umutları, hayalleri yok ediyor. Adına terör denilen bela, bir türlü güzel ve yalnız ülkemizin üstünden elini çekmezken, hayallerimizi ve umutlarımızı da kendi kirli geleceğine götürmek istiyor.

Geldiğimiz yer, boğazlarımızın düğümlendiği, öfkemizin gözlerimizden çıktığı yerdir.

Hani, ‘söz söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil’ denir ya..

İşte o noktadayız.

Artık susmanın zamanı. Laf değil iş üretme zamanı.

Bu itlere hadlerinin bildirilmesini gözlerimizle görmek, kulaklarımızla duymak istiyoruz.

Vatan şairinin dediği gibi

"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,

Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler