Çılgın proje olarak anılan Kanal İstanbul için belirlenen Silivri, Ortaköy, İnceğiz, Gökçeli, Çanakça, Dağyenice bölgesinden, Karacaköy, Evcik Barajı’ndan Karadeniz’e bağlanan bölümde istimlak edilecek arazilerin çokluğu nedeniyle vazgeçildi. Küçükçekmece, Başakşehir ve Arnavutköy alternatif bölge olarak düşünülüyor.
Bu konuda asıl gelişmenin ihale modeliyle ortaya çıkması bekleniyor. Yetkililerden edinilen bilgilere göre Kanal İstanbul projesi ile yerlilerin yanı sıra birçok yabancı şirket de ilgileniyor.Panama Kanalı projesini yapan MWH Global ve Çinli birçok şirket ihaleye ilgi duyarken, TAV da ortağı CCC ile süreci yakından takip ediyor.
Dünya Gazetesi'nden Meltem Gündüz'ün haberine göre,Rus ve İtalyan firmaları ile de bazı ön görüşmeler yapıldı. Bölgedeki deniz trafiğine de çözüm getirmesi beklenen proje, Karadeniz ve Boğazlar’ı yoğun kullanan Rusya’nın da radarında. İstanbul’daki deniz trafiğine çözüm için büyük bir Rus firması kanalın inşasını üstlenebileceğini iletti.
10 milyar dolar tahmini
Bazı sivil toplum kuruluşları ve bilim adamlarının eleştirdiği, karşı çıktığı projenin tam detayları ortaya çıkmadığı için maliyeti hakkında kesin tespitler de yok. Ancak üçüncü havalimanı projesine yakın bir büyüklüğün ortaya çıkması bekleniyor. İlk telaffuzlara göre projenin maliyeti 10 milyar dolar!
Kanal’ın 25 metre derinliğinde ve 150 metre genişliğinde olması öngörülüyor. 5.5 milyar TL olarak hesaplanan inşaat işleri kapsamında İstanbul Boğazı ile Silivri arasındaki doğu- batı ekseninde, proje ile çakışacak en az 5 otoyolu, karayolu ve demiryolunun deplase edilmesi (başka noktaya taşınması) planlanıyor.
Kanal üzerine en az 8, en çok 11 köprü inşa edilmesi planlanıyor. Toplamda 10 milyar dolara mal olacak proje için parça parça ihaleye çıkılacak. Kanal, alttan kesik ‘V’ harfi biçiminde inşa edilecek. Alt bölümünün genişliğinin 100 metreye, V harfinin iki ucu arasındaki mesafenin 520 metreye kadar ulaşabilecek. Kanalın derinliği 20 metre olacak.
Güzergah yakında açıklanacak
Kanal İstanbul projesi, güzergahının açıklanacağı tarihten itibaren gayrimenkul piyasasına büyük hareketlilik getirecek.
Başbakan Erdoğan’ın ‘Çılgın Proje’ olarak tanımladığı Kanal İstanbul’un güzergahı henüz açıklanmadı fakat projeye ev sahipliği yapacak yerlerde arazi fiyatları tavan yaptı. Projenin yerinin şu an tam olarak belli olmadığını, çalışmalar yaptıklarını belirten yetkililer, “En kısa yol, en uygun yer neresidir onu araştırıyoruz. İstanbul Boğazı’na alternatif olacak güzergahı belirleme gayretindeyiz. 1-1,5 ay içinde güzergahı netleştireceğiz” dedi.
Daha önce belirlenen Silivri, Ortaköy, İnceğiz, Gökçeli, Çanakça, Dağyenice bölgesinden, Karacaköy, Evcik Barajı’ndan Karadeniz’e bağlanan bölümde istimlak edilecek arazilerin çokluğu nedeniyle vazgeçildi.
Diğer yandan Küçükçekmece, Başakşehir ve Arnavutköy’ün alternatif bölge olarak düşünüldüğü, kanal aksında bulunan arazilerin yaklaşık yüzde 80’inin Hazine'ye ait olmasının bu rotanın seçilmesinde önemli rol oynadığı öğrenildi.
Eğer bu güzergah seçilirse proje, Küçükçekmece-Başakşehir- Arnavutköy ilçelerinden geçerek Karadeniz ile Marmara Denizi’ni birbirine bağlayacak. Projeyle Küçükçekmece Gölü kanala katılacak, Sazlıdere Barajı ise devre dışı kalacak.
Günde 160 gemi geçecek
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘çılgın projem’ olarak adlandırdığı Kanal İstanbul uzun süre büyük ses getirmişti. Kanal İstanbul projesi ile beraber iki yarım ada ve bir ada oluşacak. Kanalın su derinliği yaklaşık 25 metre olacak. Su yüzeyinde genişlik 145-150 metre yi bulacak. Kanalın inşası sırasında ortaya çıkacak hafriyat büyük bir liman ve havalimanı yapımında, sönmüş maden ocaklarında ve kanalın kapatılma noktasında kullanılacak. Kanal İstanbul’dan günde 150-160 geminin geçmesi hedefleniyor.
Çok eleştirilen Çılgın Proje
Projeye karşı çıkan sivil toplum kuruluşları ve akademisyenlerin görüşleri özetle şöyle:
• İstanbul’un doğal yaşam kaynaklarını tehlikeye atar.
• Boğaz’daki tanker trafiğinin yarattığı tehlikeyi önleyemez.
• İstanbul’un su kaynaklarını bitirebilir, deniz kimyasını bozarak canlıların yok olmasına yol açabilir. • Tarım-orman arazilerini olumsuz etkiler.
• İstanbul’un deprem ve ulaşım gibi en önemli sorunlarına öncelik verilmeli. Proje deprem riskini artırabilir.
• Tehdit altındaki doğal ve çevresel değerlerin kaybına yolaçar.
• Projenin devreye girmesi, içme suyu rezervlerinden vazgeçmek anlamına gelir.