4 Şubat Dünya Kanser Günü kapsamında İstanbul Kültür Üniversitesi’nin (İKÜ) düzenlediği Kanseri Önleyici Stratejiler Geliştirme Konferansı’nda konuşan Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Kerim Kaban, kanser hakkında doğru bilinen yanlışları anlattı.İstanbul Kültür Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü tarafından Kanseri Önleyici Stratejiler Geliştirme ve Kanser Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar başlıklı uluslararası konferans düzenlendi. Konferansta konuşan Amerikan Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Kerim Kaban, kanser hastalığına yakalanan hastaların en çok sordukları soruların başında “Şeker yiyebilir miyim?” sorusu geldiğini ve insan vücudunun zaten dışarıdan takviye olmaksızın glikoz üretebilmesinden dolayı şekerin şuanda kansere bilinen bir zararının olmadığını söyledi. Kanser açısından en büyük risk faktörlerinden olan sigaranın da bir kez daha altını çizen Dr. Kerim Kaban, “Bazı insanlar hala sigaranın kansere neden olduğunu bilmiyorlar ya da inanmıyorlar. Çünkü çevrelerinde sigara içip kansere yakalanmamış insanlar var. Akciğer kanseri tek başına yüzde 90’ı sigara tarafından ortaya çıkan bir kanser türü. Örneğin 1900’lü yılların başında akciğer kanseri nadir rastlanan bir kanser türüydü. Oysaki şimdi tek başına meme, kalın bağırsak ve prostat kanserlerinden doğan ölümlerden daha fazla ölüme neden oluyor ve sebebi de sigara” diye konuştu.“BİTKİLERİN BİLİNÇSİZ KULLANILMASI TEHLİKELİ”Aslında onkolojide kullanılan ilaçların birçoğunun kökeninin bitki olduğunu ancak bu ilaçların uzun araştırma dönemlerinden geçerek kliniklere geldiğini vurgulayan Dr. Kaban, “Vücudumuza aldığımız her maddenin doğal ya da sentetik olarak vücut tarafından bir işlenişi ve vücuttan atılışı var. Dışarıdan aldığımız doğal ürünler bazen vücuttan diğer ilaçların atılmasını bozabiliyor. Örneğin sarı kantaron hep otçular tarafından önerilen bir maddeydi. Hiçbir zararı yok denirdi, biz ise dikkat edilmesi gerektiğini söylüyorduk. Çünkü üzerinde çalışılmamıştı. Şimdi çalışıldı ve görüldü ki bir takım kemoterapi ilaçlarının düzeylerini zehirli hale getiriyor. Çünkü kemoterapi ilacının atılacağı yoldan sarı kantaron atılıyor ve kemoterapi atılmak için sırada bekliyor. Dolayısıyla bu tip şeyleri kullanırken çok dikkatli olmak lazım” açıklamalarında bulundu.“GELİŞMELER UMUT VERİCİ”Kanser tedavisi alanındaki yeniliklerin son 10 yılda gösterdiği gelişme hızının bugüne kadar hiçbir dönemde görülmediğini ifade eden Kaban, “O kadar hızlı bir şekilde yeni tedaviler geliyor ki onlarla tam olarak ne yapacağımızı henüz kararlaştıramadan daha yenileri geliyor. Eskiden bir ilaç çıkardı ve bu ilacın 5-10 yıl içerisinde nasıl kullanılacağına karar verilirdi şimdi ise ilaç yağıyor. Bu gelişmeler umut verici. Kişiselleştirilmiş tedaviler de geldi. Kanserin ilacı bulundu diye bir şey yok tabii ki çünkü kanser aslında binlerce değişik hastalık ama değişik kanser alt türleri için en iyi tedavi yöntemleri hızla çıkıyor” dedi.Konferansta konuşan İstanbul Kültür Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Narçın Palavan Ünsal ise “4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde İstanbul Kültür Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü olarak bir farkındalık oluşturmak istedik. Araştırmalarımız moleküler düzeydeki çalışmalar. Birçok kanser tipinde moleküler mekanizmadaki farlılıkları araştırıyoruz. Amacımız moleküler terapiyi hedeflemek. Yani hangi molekülün farklı olduğunu bulursak ona göre ilaç dizaynı mümkün olabilecek. Bunun için bütün dünyada bu yönde çalışmalar yapılmakta. Ama biz bugün esas olarak kanser konusunda farkındalığı algılamak için bir strateji belirlemeye yöneliyoruz” diye konuştu.“BÜTÜN DÜNYA İLE İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDEYİZ”Konferansta üzerinde durulan konulara değinen Prof. Dr. Ünsal, “Kanser hastalarının yaşam kalitelerinin yükseltilmesi için devlet politikalarının doğru şekilde yapılması, hastaların ekonomik güçlerinin tedavilere yetmesi, bütün coğrafi bölgelerdeki hastaların bu terapilerden yararlanması lazım. Bütün bunları konuşuyoruz. Kemoterapi gören insanın yaşam kalitesi yüksek olmalı. Hatta kemoterapi gördükten sonra işine gidip çalışabilmeli. Bu hastalığı geçiren insanlar hikayelerini anlatmalı ki herkese olumlu yönde etkileme olabilsin” dedi. İstanbul Kültür Üniversitesi’nin kanser kapsamında içinde bulunduğu işbirliklerini de aktaran Ünsal açıklamalarına şöyle devam etti: “Araştırma düzeyinde bütün dünya ile işbirliği içindeyiz. Amerika’da Temple Üniversitesi’yle, İngiltere’de Imperial Üniversitesi’yle çalışıyoruz. Uluslararası kongreler düzenliyoruz ve kanser konusunda çeşitli stratejileri tartışıyoruz. Her sene gittiğimiz kongrelerimiz var.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz