Kanserin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu anlatan Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Deniz Arslan, "Verilere baktığımızda Türkiye'de her yıl yaklaşık 210 bin yeni kanser hastası teşhis ediliyor" dedi. Rakamlar bu kadar yüksekken koronavirüs salgını ile mücadele edilen bu dönemde kanser hastalarının Kovid-19 aşısı olmasının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Deniz Arslan, Çin aşısının inaktif aşı grubunda olduğunu ve bu aşının kanser hastaları için tehlike oluşturmayacağını hatırlattı.
Aşıların uygulanmasında zamanlamanın başarı açısından önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Deniz Arslan, "Remisyonda olan, kanser tedavisini tamamlamış, tedavilerinin üzerinden 3 ay geçmiş tüm kanser hastaları erişkin aşı şemasında olan tüm aşılar yapılabilir. Bu hastaların aşılanmaları grip, zatürre ve Kovid-19 aşısı açısından önem taşıyor. Tüm kanser hastaları erişkin aşı takvimindeki aşılar açısından hekimleri tarafından değerlendirilmeli. Aşının aktif kemoterapiye başlamadan 2 hafta önce ya da tedavi tamamlandıktan 3 ay sonra aşılama yapılması hastayı daha çok koruyacaktır. O nedenle aşıların bu aralıkta yapılmasını öneriyoruz. Fakat canlı ve zayıflatılmış aşıların uygulanmasının kemoterapiye başlamadan yaklaşık 4 hafta önce yapılması gerekir. Çünkü aktif infeksiyona yol açabilir” uyarısında bulundu.
Aktif kemoterapi alan hastalarla ilgili de açıklamada bulunan Prof. Dr. Arslan, "Eğer hasta aktif bir kemoterapi alacak ve tedavisi uzun sürecekse bu hastalarımıza kemoterapi almadığı dönem aralığında aşı uygulanabilir. Fakat bu aşıların koruyuculuğunun düşük olacağını unutmamak gerekir. Kanser hastalarına Kovid-19 aşısı öneriliyor. Türk Tıbbı Onkoloji Derneği de bu konuda bir kılavuz yayınladı. Mutlaka tüm kanser hastaları erişkin aşı takvimindeki aşılar açısından değerlendirilmeli” tavsiyesinde bulundu.
Kaynak: DHA
