HABER

Kanser hastası "Kemoterapi" kurbanı mı oldu?

Gaziantep'te bir gencin, kök hücre nakli için yürüyerek gittiği hastanede yanlış tedavi uygulanması sonucu hayatını kaybettiği ileri sürüldü. Hastane yetkilileri ise ilerleyen hastalığı nedeniyle hastanın son çare olarak uygulanan tedaviye de cevap vermediğini ve hayatını kaybettiğini açıkladı.

Kanser hastası "Kemoterapi" kurbanı mı oldu?

Gaziantepli Ahmet Canalıcı (26) yaşadığı rahatsızlık nedeniyle baş vurduğu Onkoloji Hastanesi'nde 3 aşama halinde yapılan tedaviye cevap vermedi. Son olarak kök hücre yapılmak istenirken kaybedilen kanser hastası Ahmet Canalıcı'nın yakınları hastanenin ihmali olduğunu savunarak durumu dava edeceklerini söyledi.

Tedavisi sırasında Ahmet Canalıcı'nın yanından hiç ayrılmayan ağabey Hanifi Canalıcı, kardeşinin ölümünden hastanenin sorumlu olduğunu ileri sürdü. Hanifi Canalıcı kardeşinin 3 yıl önce bu rahatsızlığa yakalandığını belirterek, "Yapılan ilk tahlillerde bizim hastalık konusunda şanslı olduğumuzu söylediler. Bu hastalığın tedaviye kısa sürede cevap verdiğini söylediler. Bizde bunun üzerine sevinerek tedavisine başladık. Kök hücre tedavisi için kardeşim hastanede yattı. Ben bunu ilk duyduğumda tedavi ile ilgili doktorlarımızdan bilgi almak istedim. Doktorlarda bunun bir ameliyat olmadığını ve ilaç tedavisi olduğunu söyledi. İyi bir tedavi olduğunu ve başarılı sonuçların elde edildiğini bana söylediler. Ayakta dosyalarımız elimizde hastaneye defalarca girip çıktık. Kardeşim benim gibi ayakta ve sağlamdı. Hastalık onu ele ayağa düşürmemişti. Gayet sağlıklı benim gibi yürüyordu" dedi.

"BÜTÜN SORUN BUNDAN SONRA YAŞANDI"

Canalıcı, yaklaşık 1 hafta hastanede misafir kaldıklarını ifade ederek, "Bu sırada bizi kök hücre nakli için Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne gönderdiler. Orada kök hücreleri aldılar. Daha sonra hastaneden çıktık ve kardeşimle birlikte yürüyerek hastane yakınında bulunan bir yakınımızı ziyarete gittik. Ayağımızla tekrar Onkoloji Hastanesi'ne döndük ve tekrardan kardeşimin yatışını yaptık. Burada kardeşimle birlikte tekrar doktorlara sorduk kök hücre tedavisini. Doktorlar bize içerdeki kötü hücreleri öldürmek için önce kemoterapi uygulanacağını, tedavinin uzun sürmesinin yanı sıra yat etkilerinin olabileceğini söyledi. Gece gündüz kardeşime kemoterapi uygulandı. Bir gün dinlendikten sonra tekrar bizi tıp fakültesine gönderdiler. Tabi bu kez önceki gibi olmadı. Kardeşim ayakları yerden kesildi ve kan değerleri sıfıra düştü. Fakültede kök hücreyi kardeşime naklettiler ve tekrar Onkoloji Hastanesi'ne döndük" diye konuştu.

Bütün sorunun bundan sonra yaşandığını anlatan Canalıcı, "Ben doktor değilim onlarını dediğimi söylüyorum. Hastanın bir süre bol sıvı ve antibiyotiklerle tedavisinin devam edeceğini söylediler. Hastaneye gittikten sonra gelen bir hemşire iyi ve kötü hücreleri öldürmek için daha önce kullanılan kemoterapiyi tekrar taktı. Ben bu durum karşısında tedirgin oldum. Durumu hemşire hanıma sordum ve yanlış olabilir mi? diye sordum. Oda nöbeti aldığı arkadaştan aldığı bilgi ile hareket ettiğini söyledi. Ben bu arada hastanede dolaşan ve bizimle ilgilenen doktorumuzu görünce durumu anlattım. Doktor birden bunu kim yapmış diyerek kendi eliyle takılan kemoterapiyi söktü. Hastamız durumdan sonra her geçen gün durumu kötüye gitti. Daha sonra doktorlar kardeşimin durumunun kötüye gittiğini bizlere bildirdi" şeklinde konuştu.

"KENDİSİNİ SUÇLAMAMI İSTEMEDİ"

Kardeşinin karaciğer, böbrek ve midesinde sorunlar yaşandığını doktorlardan öğrendiğini ifade eden Canalacı, "Bana kardeşimin durumunun kötüye gittiğini söylediklerinde bende bunun hata sonucu olduğunu kendilerine anlatmaya çalıştım. Verilen ilaçların kardeşimi bu hale soktuğunu belirince doktor bunu doğruladı ama kendi suçunun olmadığını sadece kendi nöbet saatlerinden sorumlu olduğunu anlattı. Kendisini suçlamamı istemedi. 4 gün yoğun bakımda kalan kardeşim hayatını kaybetti. Hastamızın çektiklerine de dayanamıyorduk" dedi.

Anne Ayşe Fatma Canalıcı ise oğlunu çok özleyeceğini belirterek, "Oğlum herkes tarafından sevilen biriydi. Allah kelamı ağzından hiç düşmezdi. Oğlumu çök özleyeceğim" ifadelerini kullandı.

"HER YOLU DENEDİK"

Öte yandan, Gaziantep Üniversitesi Onkoloji Hastanesi İç Hastalıkları ve Tıbbi Uzmanı Prof. Dr. Celalettin Camcı 3 yıl önce hastanelerine baş vuran hastanın tedavisi için her yolu denediklerini belirterek, "Hasta bize geldiğinde yumurtalıklarında tümör tespiti yapıldı. Bu hastamız tedavisi için belli aşamalar halinde 3 ayrı tedavi uygulandı. Bu uygulamalara cevap vermeyen hastalık ilerlemeye devam etti. Ancak hastamızın bu tedaviler sırasında iyi görünmesi ve genç olması nedeniyle kurtarılması için yoğun çaba sarf ettik. Daha sonra Gülhane Tıp Akademisi ile yazışmalar yapılarak tedavi hakkında istişare yapıldı. Yapılan görüşmeler neticesinde son çare olarak kemoterapi ile iliklerini boşaltıp daha önce alınan hücrelerini tekrar kendisine vermek için operasyonu başlattık. Ancak bu hasta için son çare olduğu gibi müdahale edilmediği taktirde hastanın yinede hayatını kaybedeceği biliniyordu. Son çare olarak yapılan bu müdahale sırasında hasta olumlu yanıt veremeyerek hayatını kaybetmiştir. Bunun riski aileye ve hastanın kendisine tebliğ edilmiştir. Bu tedavi uygulanmasa da hastanın yaşaması mümkün değildi" dedi.

Camcı, yanlış müdahale iddialarına ise "Hastaya yapılan hücre naklinin ardından hastanemizde tedavisi sürmüştür. Bu sırada hastaya hiçbir zararı olmayan folik asit verilmiştir. O sırada orada bulunan bir doktorumuzda bu ilacın çıkarılması için talimat vermiştir. Ailenin bahsettiği gibi kemoterapi hücre verildikten sonra değil önce verilmifuygulandı. Bir gün dinlendikten sonra tekrar bizi tıp fş ve daha sonra bahsedilen konu folik asittir. Bu hasta için gerekli bütün müdahaleler yapılmıştır. Hastanemizde bir yanlış tedavisi söz konusu değildir" diye konuştu.

(İHA)

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler