HABER

Kanser riski genetik kodlarda saklı

"Gen Çalışmaları" alanındaki gelişmeler sayesinde şimdiden kimi kanser türleri için risk olasılığını ortaya çıkarmak mümkün.

Kanser riski genetik kodlarda saklı

Genetik kod, hücrenin içinde küçük bir alana sığdırılmış çok ciltli bir ansiklopediye benziyor. Genlerin şaşırtıcı bir işleyişi var. İnsan vücudunda her gün milyarlarca hücre bölünüp yine aynı yeni hücreleri oluşturuyor. Bölünme sırasında genetik kod da harfi harfine kopyalanıyor. Kopyalama sırasında hata olursa düzeltiliyor. Düzeltilemezse hatalı hücre intihar ediyor. Kanserin oluşum sebebi ise zaman içinde genetik kodda "hücrenin tamir etme yeteneğini ya da intihar etmesini" engelleyen bozukluklar gelişmesi. Zaman içinde bunlara yeni bozukluklar da eklenerek kanser oluşuyor.

Acıbadem Hastanesi Kozyatağı Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Kerim Kaban genetik testleri kanser tarama testleriyle karıştırmamak gerektiğini belirterek şunları söylüyor: "Tarama testlerinin amacı kanseri daha oluşmadan yakalamak ya da kanser oluştuktan sonra, henüz daha kolaylıkla tedavi edilebilecek aşamadayken belirlemektir. Örneğin rahim ağzı kanserlerini yılda bir, kalın barsak kanserini sadece 5 yılda bir yapılacak bir testle, henüz oluşmadan yakalamak ve önlemek olasıdır. Genetik testler ise belli durumlarda, kuşaktan kuşağa taşınan genetik bir bozukluğun kansere yol açtığı şüphesi olduğu aile bireylerine yapılır." Kanserin bir gen hastalığı olduğunun altını çizen Acıbadem Genetik Tanı ve Hücre Tedavileri Araştırma -Uygulama Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Ender Altıok "Tüm kanserler çok sayıda gendeki mutasyon denilen hasarlar sonucu oluşur. Bu gen hasarları kalıtsal olabileceği gibi, sonradan çevresel faktörler, sigara, kötü beslenme gibi nedenlerle de oluşabilirler. Kalıtsal olsun olmasın tüm kanserlerin tanısında ve tedavisinde de gen testleri çok yararlı olmaktadır."

KANSERDE KALITIMIN ROLÜ

Genetik yatkınlık belirli kanser türlerinde görülüyor. Meme,barsak, yumurtalık,pankreas mide, prostat ve böbrek kanserleri, bazı kan ve lenf kanserlerinde genetik yatkınlık olabiliyor. Buna en iyi örnek ise Napolyon Bonapart ! Tarihte en iyi tanınan, ailevi mide kanseri hastalarından biri olan Napolyon'un babasının ve dedesinin, erkek kardeşinin ve 3 kız kardeşinin de aynı hastalıktan öldüğü biliniyor. Ancak genetik faktörlerin en çok rol oynadığı kanser türleri, meme, yumurtalık ve barsak kanserleri. Meme ve yumurtalık kanserlerinin %10'unun genetik olduğu düşünülüyor. Bir kişinin 40 yaşından genç meme kanserine yakalanması, çok sayıda meme kanserli akrabasının olması, aynı kişide hem meme hem de yumurtalık kanseri olması ya da hem meme, hem de yumurtalık kanserlerinin görülmesi genetik yatkınlığı düşündüren sebepler. Gen testleriyle risk grubundaki kişiler belirlenebiliyor.

Acıbadem Hastanesi Kozyatağı Medikal Onkoloji Uzmanı Dr.Kerim Kaban : "İki önemli mutasyon ( genetik bozukluk) BRCA1 ve BRCA2, meme ve yumurtalık kanserlerinin kalıtsal olduğu durumlarda sıklıkla görülmektedir. Mutasyonu taşıyan bireyin çocuklarına bu mutasyonu geçirme olasılığı her çocuk için %50'dir. Mutasyonu taşıyan kız çocuklar, değişik çalışmaların sonuçlarına göre, ömür boyunca %50-80 arası bir olasılıkla meme kanseri ve %20-60 arası bir olasılıkla yumurtalık kanseri olabilirler."

Kalın barsak kanser vakalarının en az %5'inde genetik faktörlerin etkisi var. Bu orandan çok daha fazlasının keşfedilmeyi bekleyen ve genetik yatkınlığa neden olan mutasyonlar sonucu olduğu düşünülüyor. Belli mutasyonları taşıyanlarda önlem alınmadığında 40 yaşına kadar kanser gelişebiliyor. Birinci derecede akrabalarınız, yani anne, baba, kardeş ya da çocuklarınız arasında 50 yaşından genç barsak kanserine yakalanmış tek bir kişi ya da herhangi bir yaşta birden çok kişi varsa önemli bir genetik yatkınlık söz konusu olabilir.

GEN TESTLERİNİN YARARLARI

Gen testleri yüksek riskli mutasyonları taşıyanlar açısından büyük önem taşıyor. Dr.Kerim Kaban: "Yüksek riskli mutasyonları taşıyan kişiler, genetik danışma sonrası ve henüz kanser ortaya çıkmadan önce, önleyici tedaviler konusunda bilgilendirilebilir. Kanserin önlenmesi ya da erken yakalanması sağlanabilir. Meme ve kalın barsak kanserleri için bu özellikle önem taşır. Kanser riskini azaltıcı ilaçlar kullanılabilir ya da daha kesin çözümler istenirse risk altındaki organlar cerrahi ile çıkarılabilir. Testlerin yapılması için örnek almak ya da testlerin yapılması herhangi bir tehlike taşımamaktadır."

Doç. Dr. Altıok kan ve lenf kanserinin ayırıcı tanısında , tedavi sonucu iyileşme olup olmadığının belirlenmesinde, iyileşme sürecinde erken nüks durumlarının belirlenmesinde de gen testlerinin kullanıldığını vurguluyor.

Ancak gen testlerinin yararı olduğu kadar bir takım olumsuz yönleri de var. Öncelikle bireyin ciddi bir hastalığa yakalanma olasılığının yüksek olduğunu öğrenmesi, ruhsal dalgalanmalara yol açarak geni taşıyanlarda endişe ve öfke, taşımayanlarda da suçluluk duygusu ortaya çıkarabilir.

Gelecek 20 Yılda Neler Olacak?

Bugün artık anne ve babadan çocuklara geçebilen ve kanser riskini çok belirgin olarak arttıran mutasyonlar, belli başlı kanserler için biliniyor. Doç. Dr. Altıok günümüzde gebe kalmadan, kalıtsal kanseri embriyolarda seçip ayıklayarak aileyi kanserli genden kurtarmanın artık mümkün olduğunu belirterek şöyle diyor:

"Kanserlerin bazılarında kök hücre tedavileri yıllardır yapılmaktadır. Gen tedavileri ise henüz hayata geçmemiştir. Gen tedavilerinin kök hücreler aracılığıyla yapılabilmesi için yoğun araştırmalar sürmektedir.

Genetik kod haritasının geçtiğimiz yıllarda çıkarılmasıyla önümüzdeki 20 yılda çok daha heyecan verici gelişmelerin yaşanacağı düşünülüyor.

Dr. Kerim Kaban olası gelişmeleri şöyle sıralıyor:

-Kanser vakalarının büyük çoğunluğunun sebebi olan birçok gen saptanacak.

-Kanser riskini arttıran mutasyonların etkilerini azaltacak, ilaç tedavileri giderek daha yaygın olarak uygulanacak.

-"DNA Mikroçipi" denilen ve aynı anda yüzlerce, hatta binlerce genetik bozukluğu test eden düzenekler günümüzde bile kullanılıyor. Gelecek 20 yıl içinde bunların yaygın olarak kullanılması bekleniyor. Böylece bizleri gelecekte ne gibi risklerin beklediği ve alınması gereken önlemler zaman içinde netleşecek.

-Gen tedavisi yaygın olarak kullanılabilen ve gerek kanserin önlenmesinde ve gerekse de tedavisinde kullanacağımız en etkili silahlardan biri haline gelecek.

En Çok Aranan Haberler