HABER

Kanserde 'yeni umut yeni yöntem'

Prof. Dr. Bülent Özpolat, kanser tedavisi için 'Gen Susturma' denilen bir yöntem üzerinde çalıştıklarını söyledi.

MD Anderson Cancer Institute'den Prof. Dr. Bülent Özpolat, kanser tedavisi için 'Gen Susturma' denilen bir yöntem üzerinde çalıştıklarını belirterek, "Bu yöntemle, kansere neden olabilecek ya da kanserin tedavisinde direnç gösteren genler baskılanıyor" dedi. Hacettepe Üniversitesi Kanser Araştırma Enstitüsü'nün işbirliği protokolü çerçevesinde düzenlediği çalıştay da, sadece ABD'nin değil dünyanın en prestijli kanser enstitüsü MD Anderson Cancer Institute'den bilim adamları kanser tedavisindeki araştırmalar ve geliştirilen yeni yöntemler hakkında bilgi paylaşımında bulundu. Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Altundağ, MD Anderson Cancer Insttute'nin ABD'nin en büyük ve en prestijli kanser enstitüsü olduğuna dikkat çekerek, bu işbirliği sayesinde Türkiye'nin dünyanın alanında en başarılı kurumlarıyla ortaklaşa çalışmalar yürüteceğini söyledi. MD Andersan'ın dünyada 22 tane böyle prestijli enstitülerle 'kardeş' anlaşması olduğunu anımsatan Altundağ, "MD Anderson önderliğinde bir araya geliyor bu enstitüler ve işbirliği konusunda çalışmalar yürütüyor. Her enstitü kendi çalışmalarına ilişkin bilgiler veriyor, bilgi paylaşımında bulunuyor. Biz 2012 Haziran ayında bir işbirliği protokolü imzaladık. Araştırma, eğitim ve öğrenci-akademisyen değişimi alanlarında işbirliği yapacağız. Eğitim odaklı bu çalışmaların yanı sıra klinik araştırmalarda da ortaklaşa çalışmalarımız olacak" ifadelerini kullandı. Türkiye'de bu alanlarda daha etkin olabilmek için Ulusal Kanser Enstitüsü kurulması hazırlıkları olduğunu belirten Altundağ, Sağlık Bakanlığı ile Hacettepe Üniversitesi'nin sıkı işbirliğinin olduğunu ve önümüzdeki yıllarda Ulusal Kanser Enstitüsü'nün de kurulmasıyla, araştırma laboratuvarının da geliştirileceğini söyledi. Altundağ, "Bu konuda Rektörümüz Prof. Dr. Murat Tuncer’in yanı sıra, Sağlık Bakanlığı olsun Başbakanlık olsun destek görüyoruz. Ulusal Kanser Enstitüsü sayesinde yıllarca üstünde çalışılan araştırmalar arttırılarak geliştirilecek" dedi.

KANSERDE YENİ YÖNTEM

Enstitüdeki araştırmalar sonucu kanser hastalığının tedavisinde yeni geliştirilen yöntemlere ilişkin bilgi veren MD Anderson Cancer Institute'den Prof. Dr. Bülent Özpolat, "Amacımız hedefli tedaviler geliştirmek ki bunların tedaviye olumlu katkısı daha fazla, yan etkisinin de kemoterapiye göre çok daha az olacağını düşünüyoruz. Kanser hücresindeki spesifik genlere ve proteinlere yönelik olan bu tedaviyle yeni yöntemler öngörülüyor. Yani tedavileri eskisinden çok daha etkin ve yan etkisi az bir yöntem ile gerçekleştirmeyi hedefliyoruz" dedi. Hayvanlar üzerinde denenerek olumlu sonuçlar alınarak geliştirilen yeni yöntem hakkında bilgi veren Özpolat, 'gen susturması' denilen bir yöntem ile gerçekleşecek bu tedavinin kısa süre sonra klinik hastalarda da kullanımına başlanacağını ifade etti. Türkiye'den de katılımın olduğu 15 kişilik büyük bir araştırma grubunun çalışmaları sonucunda geliştirilen yöntemi belirten Özpolat, şöyle devam etti:

"Bu önemli bir çalışma grubu. Gen Susturma yani kanserde kötü genlerin baskılanması olarak çevrilebilecek bu çalışmada kansere neden olabilecek ya da kanserin tedavisinde direnç gösteren, (kanser hücrelerinin yayılmasını ve kemoterapiye direnç gösteren) genlerin baskılanması konusundaki çalışmamın sonuçları hakkında bilgi verdim. Şöyle ki siPNR Gen Susturması denilen bir yöntem üzerine çalışıyoruz. Bunu yaparken de nano dediğimiz küçük partiküller ki milimetrenin milyonda biri büyüklüğünde partiküller kullanıyoruz.

Gen susturulmasında kullandığımız ilaçları bunun içine yüklüyoruz ve o şekilde bunları test ediyoruz, meme, prostat, yumurtalık kanseri gibi ki bunlar kadınlarda ve erkeklerde en sık gördüğümüz kanserlerdir değişik kanserlerin tedavilerinde uygulanmak üzere hayvanlar üzerinde test ettik ve çok iyi sonuçlar aldık. Yan etkilerinin olmadığını gördük. Şimdi amacımız hastalarımızda, kemoterapiye alternatif olarak kullanmaktır." Özpolat, söz konusu tedavinin klinik hastalarda kullanımına başlanmadığı için insanlar üzerindeki kesin etkisinin bilinmediğini belirterek, "Bu tedavi yöntemlerinin hayvan deneylerinde başarılı sonuçlar gösterdiğini gördük dolayısıyla bunları artık klinik hastalarda da denemek istiyoruz. Eğer izin alabilirsek ki bu süreçte bizim için en önemli şey bu. Hayvan deneylerinde yeni tedavi yöntemleriyle gördüğümüz olumlu sonuçların klinik hastalarda da denenip, sonuçlarının görünmesini istiyoruz. Değişik merkezlerde denemeler başladı ama tam olarak 'tedavi bu şekilde yapılacak' diye bir izin çıkmadı. Bu nedenle de klinik hastalar için sonuçlanan bir çalışma olmadığından, deneme safhasındayız daha. Dünyanın hiçbir yerinde henüz kullanılmaya başlanmadı sadece deneysel çalışmalar var ve lokal denemeler olduğundan sistemik olarak net bir sonuç yok. 'Sadece Türkiye'de ya da gelişmekte olan diğer ülkelerde başlayacak' diye bir şey yok, her yerde özellikle ABD de başlayacağız ama en kısa zamanda Türkiye'de de başlamasını umuyoruz. Onay alındığı zaman bu tedaviye başlayacak ve olumlu sonuçlarını hep birlikte göreceğiz. Bu yöntem kemoterapinin yerine geçecek ya da kemoterapinin klinik etkisini daha da arttıracak yani kemoterapi dozlarını daha da düşürebileceğiz ve etkisini arttıracağız" dedi.

En Çok Aranan Haberler