Dünya Sağlık Örgütü'nün 2021 yılında dünyada 15 milyon yeni kanser olgusunun var olacağını öngördüğünü açıklayan Doç. Dr. Uslu, "Kanser türleri arasında insidans oranlarındaki değişim de farklılık göstermektedir. Örneğin erkeklerde prostat kanserinin insidansı artarken, kadınlarda da 50-64 yaşları arasındaki meme kanserinin insidansında artış olduğu görülmektedir. 2050 yılında, daha uzun yaşam beklentisi ve artan nüfus nedeni ile kanserin 2 kat artacağı tahmin edilmektedir" dedi.
Akciğer, meme ve mide kanserinin tüm dünyada en sık görülen kanserler olduğunu açıklayan Doç. Dr. Uslu, "Kanserden ölüm nedenleri arasında akciğer, meme, prostat ve kolorektal kanserler ilk sıralarda yer almaktadır" diye konuştu.
Kanser tiplerinin dağılımının ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğinin altını çizen Doç. Dr. Uslu, şöyle devam etti: "Ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin de kanser dağılımı üzerine etkisinin olduğu bilinmektedir. Örneğin gelişmiş ülkelerde, erkekler arasında prostat kanseri ve kolorektal kanser, 2 ve 3.en sık kanserler olmasına karşın, gelişmekte olan ülkelerde bu sıklık sıralarında mide ve karaciğer kanseri yer almaktadır. Kadınlarda meme kanseri, hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkelerde en sık görülen kanser olmsına karşın, gelişmekte olan ülkelerde 2. sıklıkta serviks kanseri yer almaktadır".
Kanserin günümüzde toplumsal bir sağlık sorunu olarak kabul edildiğini açıklayan Doç. Dr. Uslu, "Erken teşhisle şifa oranlarında artış olmuştur. Ancak hala günümüzde geç dönemde saptanan ve sadece palyatif amaçla tedavi uygulayan, önemli miktarda kanser hastası bulunmaktadır. Bu hastalar için yeni tedavi yaklaşımları daa uzun yaşama olanağı sağlamıştır. Hastalara daha uzun ve konforlu yaşam olanağı veren gelişmeler arasında da destek tedavi yaklaşımları kendine önemli bir yer bulmuştur" dedi.