Bu konuyla ilgili size bir kötü bir de iyi haberimiz var. Bildiğiniz üzere kanser; çeşitli nedenlerle hasar gören hücre DNA’sının zarara uğraması sonucunda hücrelerin kontrolsüz bir şekilde bölünmesi ve çoğalmasıdır. Kötü haber: Vücudun muazzam yapısı, bağışıklık sistemi aracılığıyla her milisaniye DNA’da meydana gelen mutasyonları tarasa da, günde yaklaşık 10.000 kez mutasyona uğrayan genlerimiz kanserli hücrelerin yok edilmesinde yeterli olmayabilir. İyi haber: Antioksidanlar yardımıyla hücre DNA’sının bozulmasına neden olan serbest radikalleri ortadan kaldırmak mümkün! Antioksidan, vitamin ve minerallerle destekleyeceğimiz güçlü bağışıklık sistemi kansere karşı en güçlü silahımız. Bu konuda en büyük yardımcılarımız da yaptığımız düzenli egzersizler ve kaliteli uyku. Öyleyse iyi haberi açalım biraz; Beslenmenin doğrudan etkilediği yaşam kalitesini yükseltecek, etkisi bilimsel olarak kanıtlanmış, kanser düşmanı süper güçlü besinlerle karşınızdayız!
Kokusunu unutun: Sarımsak
Sarımsak kokusunun aslında faydalı olduğunu kim tahmin edebilirdi? Kokunun kaynağı, sarımsağın içerdiği 33 farklı kükürt bileşiği. Ancak şikayet ettiğimiz kokunun sebebi bu bileşikler hücre DNA’sını hızla onararak kanserli hücreleri yok ediyor. Kontrolsüz hücre bölünmesinin önüne geçen sarımsak, ülser, mide ve kolon kanseri başta olmak üzere birçok hastalığa karşı etkili. Sarımsağın sahip olduğu kanser savaşçısı bileşiklerin gücünden tam olarak faydalanabilmek için, sarımsağı yemeklerinize koymadan 15-20 dakika önce kabuklarından ayırmalı ve doğramalısınız. Böylece sülfür enzimleri tam anlamıyla harekete geçecektir. Vücut tarafından sentezlenemeyen 17 çeşit aminoasitin hepsini içeren sarımsak; A, B1, C vitaminleri ile germanyum ve çinko deposudur. ‘Allium’ familyasının en güçlü üyesi sarımsağı takip eden kanser düşmanı akrabaları ise: taze ve soğan ile pırasadır. 2. Küçük yaşam ağacı: Brokoli
Küçük bir ağacı andıran brokoli, gerçek bir antioksidan kaynağıdır. Lahana ve karnabahar gibi turpgillerin bütün üyelerinde bulunan fitokimyasallar hücre duvarının zarar görmesini engeller. Brokoli, içerdiği glukozinolat enzimler ile sülforafan sayesinde antimikrobiyal etki göstererek çevre kirliliği ve sigaranın neden olduğu toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Çok fazla haşlanmadan tüketilmesi daha faydalı olan brokolinin özellikle ağız, gırtlak ve mide kanserlerine karşı etkin bir koruma sağladığı kanıtlanmıştır. Küçük bir öneri; brokoli ile hazırlanan sebzeli makarna için, brokoli haşladığınız suyu dökmeyin. Aynı suda makarnayı da haşlayarak brokolinin tüm vitaminlerinden maksimum seviyede faydalanabilirsiniz. Sarımsak ve zeytinyağı ile hazırladığınız brokoli tadından yenmez! 3. Rengi kadar çekici: Orman meyveleri
Kansere karşı koruyucu özellik gösteren tüm sebze ve meyvelerin incelendiği bir çalışmada özellikle ahududu, yaban mersini, kızılcık, çilek ve böğürtlenin sağladığı inanılmaz etkiler oldukça şaşırtıcıdır. Bilhassa yaban mersininde bol miktarda bulunan ‘pterostilbene’ antioksidanı hiçbir ilaçla karşılaştırılamayacak kadar güçlü bir kanser önleyicidir. Laboratuvar hayvanları üzerinde gerçekleştirilen söz konusu çalışmada, siyah ahududu verilen deneklerin gırtlak kanseri tümörleri % 60 oranında, kolon kanseri tümörleri ise % 80 oranında azalma göstermiştir. Bu inanılmaz rakamları duyduktan sonra fikrinizin değişeceğine eminiz. Hiç şüphesiz orman meyvelerinin tadı da rengi kadar çekici. 4. Kıtır lezzet: Havuç
İçerdiği beta-karoten gibi kuvvetli antioksidanlar sayesinde hücre duvarının zarara uğramasını önleyen ve kanserin yayılmasını yavaşlatan havuç, kıtır lezzetiyle tam da aradığınız sebze (Evet, bazen sebze-meyve biz de bir an düşünmüyor değiliz). Havuç özellikle ağız, gırtlak ve mide kanserlerine karşı koruma sağlayan vitaminler ve fitokimyasallar açısından zengindir. Üstelik havuç benzersiz kimyasal yapısı sayesinde HPV ya da IPV (human papilloma virüsü) olarak bilinen ve rahim kanserine neden olan virüsün ortadan kaldırılmasında etkili bir rol oynar. Genellikle göz hastalıklarına karşı faydalı olduğu bilinen havucu tüketmek için artık daha geçerli nedenlerimiz var, öyle değil mi? İpucu: Havuç diğer sebzelerin aksine haşlandığında içeriğini daha yoğun olarak ortaya koyar. Havucun tüm nimetlerinden faydalanmak için, havucu haşladıktan sonra küçük parçalara ayırın. 5. Demirin vücut bulmuş hali: Ispanak
Lutein antioksidanının göze iyi geldiğini duymuşsunuzdur belki. Ama luteinin esas olayı kanseri önlemek. Ispanakta bol miktarda bulunan lutein ve zeaksantin antioksidanları DNA yapısının bozulmasına neden olan serbest radikalleri ortadan kaldırır. Ispanak gibi karotenoidlerce zengin koyu yeşil yapraklı sebzeler; yutak, mide, yumurtalık, akciğer ve kolon kanserine yakalanma riskini büyük ölçüde azaltır. Aynı zamanda demir kaynağı olan ıspanak kırmızı kan hücrelerinin üretimini hızlandırarak bağışıklık sistemini güçlendirir. Ispanakta bulunan folat ve lif hasar görmüş hücre DNA’larının onarılmasına yardımcı olur. Koyu yapraklı yeşil sebzelerin yıldızı ıspanağı çiğ ya da az pişmiş, zeytinyağlı buğulama şeklinde tüketmek en sağlıklısıdır. Ne diyelim, Temel Reis’in hakkı var. 6. Tam takım: Tahıllar
Tam tahıllı beslenme hakkında öğrendiklerimizin arasına her gün bir yenisi ekleniyor. Avrupa’nın bazı ülkelerinde üretilen ekmekten cipse kadar her besinde tahıl bulundurulması zorunlu hale getirilmiş, mesela. Çünkü tahıllar vücudun temel ihtiyaçlarından olan lifin doğal kaynağı. Tam tahıllı besinler yüksek lif içerdiğinden kan şekeri ve sindirim üzerinde doğrudan etkilidir. Özelikle kolon kanseri riskinin azaltılması, sağlıkla çalışan bir sindirim sistemi ile doğrudan ilişkilidir. Tahıllar içerdikleri saponin ve lignan gibi antioksidanlar sayesinde kanserle mücadele eder. O halde ‘% 100 kepekli’ yerine ‘tam tahıllı buğday ekmeğini tercih etmenizin zamanı geldi demektir. 7. İçeceğim bile kanserle savaşmalı diyenlere: Yeşil çay
Yeşil çay sağlıklı beslenme tutkunlarının en güvenli içeceğidir. Süper güçlü antioksidan özelliği bulunan yeşil çay serbest radikallerin vücuttan uzaklaştırılması noktasında oldukça faydalı. Ayrıca, yeşil çay içerdiği ‘kateşin’ bileşikleri ile kansere neden olan hücresel mutasyonları önleyerek tümör gelişimini durdurur. Yeşil çayın; mide, rektal, pankreas, kolon, meme, yumurtalık, prostat ve akciğer kanserlerine karşın etkin bir koruma sağladığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Yeşil çay, siyah çaya göre daha az kafein içerse de uykusuzluk sorunu yaşıyorsanız günde 3 fincandan daha fazla yeşil çay içmemelisiniz.