Samsun'da İlkadım ilçesi İstasyon Mahallesi'nde oturan 45 yaşındaki Sema Danışmaz, 16 yaşında lenfoma kanseri olduğunu öğrendi. 2 yıl süren tedavinin ardından iyileşen, ancak 10 yıl sonra tekrar aynı hastalığa yakalanan Danışmaz, kemoterapi seanslarının ardından hastalığın olumsuz etkilerinden kurtuldu.
Danışmaz'a, 4 yıl sonra meme kanseri teşhisi konuldu. Sol göğsü alınan genç kadın, tedavinin ardından iyileşmeyi başardı. 2 yıl sonra ise bu defa kalın bağırsak kanserine yakalandı. Danışmaz, erken teşhis sayesinde bundan da kurtulmayı başardı. Danışmaz, 1 kez daha yakalandığı kalın bağırsak kanserinden yine erken teşhisi sayesinde kurtulmayı başardı.Danışmaz'ın aldığı kemoterapilerden dolayı sol böbreği iflas etti. Bunu üzerine başarılı bir operasyonla böbreği alındı.
Habertürk'te yer alan habere göre; Azmi ve olumlu düşünceleri sayesinde her seferinde hastalığı yendiğini belirten Danışmaz, ilk kanser teşhisi konulduğunda 16 yaşında olduğunu belirterek, "29 yaşında da koltuk altı bezelerinde problem çıktı. Ağır kemoterapi seansları geçirdim. Tam iyileştim derken 32 yaşımda meme kanseri olduğumu öğrendim. Sol göğsüm alındı. 2 yıl sonra bağırsak kanserine tam yakalanmadan erken teşhis sayesinde kurtuldum. Ancak kalın bağırsak kanserinden tam kurtuldum derken, bir kez daha yakalandım. Yine erken teşhis konulması sayesinde polipler alındı. Bu arada yoğun kemoterapiden dolayı sol böbreğim alınmak zorunda kalındı. Ancak şu anda çok iyiyim ve bu hastalıktan tamamen kurtuldum. Kanser hastalığını bir grip gibi düşünüyorum. Gribi nasıl atlatıyorsak, hafife alıyorsak kanseri de o şekilde gördüm ve beynimden sildim. Kanser bana sürekli olarak misafir olarak geliyor. Onları ağırlıyorum, sonra da gönderiyorum" dedi.
Babasını da akciğer kanserinden kaybettiğini belirten Danışmaz, "Hastalık nedeniyle hiçbir zaman moralimi bozmadım. Hep pozitif düşündüm. Çünkü hayat güzel. Bazı insanlar beni arıyor 'Kanser mi oldum ne yapayım' diye. Artık kanserle içiçe oldum. Tüm hastaların önce kendilerini sevmesi, kendilerini tanıması gerekiyor. Önemli olan beyin gücünü kullanması gereklidir. Beyin gücü ile yenilmeyecek bir şey yoktur. Hastalar kesinlikle 'Ben hastayım, oturayım' demesin, sosyal olsunlar. Ben böyle yapıyorum. Öncelikle yıllardır doktorum olan ve beni hayata bağlayan Onkoloji Uzmanı Dr. Süleyman Altın, sonra hislerimi yansıtarak yaptığım mumlar, Lösemili Çocuklar Derneği'ndeki çocuklar, ailem ve çevremdeki arkadaşlarım en büyük destekçilerim oldu" diye konuştu.
Evinin bir odasını atölye haline getirdiğini de söyleyen Danışmaz, "Hislerimi mumlara yansıtarak olumsuz düşüncelerden kurtuluyorum. Böylece hem para kazanıyorum, hem de hastalığımı yeniyorum. Hastalığa yakalanmak benim elimde değil, ama ondan kurtulmak benim elimde. Şu ana kadar 200'ün üzerinde mum tasarımım var. Bunlardan elde ettiğim kazancın bir kısmını Samsun'da bulunan Lösemili ve Kan Hastalıklı Çocuklar Derneği'ne bağışlıyorum. Kendim de dernek yönetimindeyim" dedi.