Kemik iliği nakli, hastanın kendi hücrelerinden alınarak uygulanan nakiller ya da kardeş veya akraba dışı vericilerden toplanan kök hücrelerle yapılan nakilleri kapsar. Kök hücre nakillerinde kök hücre kaynağı olarak bazen kemik iliğini kullanırız. Ya da kök hücre kaynağı olarak çevre kanı kullanılabilir. En sık uygulanan yöntem ise kök hücre nakli yöntemidir.
Üçüncü kök hücre kaynağı yöntemi de kordon kanıdır. Kordon kanı doğum yaparken plasenta ayrıldığı sırada göbek kordonundan alınan kandır. Bu kan kök hücreler açısından zengindir. Çocuk lösemilerinde oldukça tercih edilen bir yöntemdir.
Günümüzde kök hücre bağışçısı olmak isteyen 18 - 50 yaş grubundaki herkes rahatlıkla kök hücrelerini bağışlayabilir. Kişiler bazı ek hastalıkları olsa bile, kök hücre bağışçısı olmak istiyorlarsa, bu şekilde kök hücre kemik iliği bankalarına başvuruda bulunabilirler. Zaten bir tüp kan bağışlayarak kemik iliği bağışçısı olunabilmektedir.
Bu bağışlanan kanla testler yapılır, kişilerin doku grubu belirlenir. Kök hücre bağışçısı olan bir kişinin doku grubu herhangi bir hastaya uygun çıktığı takdirde, bağışçı ile tekrar iletişim kurulur ve incelemeler yapılır.
Günümüzde kök hücre bağışçısı kişilere 4 gün üst üste akyuvar sayısını arttıracak bir ilaç verilir, 4.günün sonunda bir makineye bağlanarak toplanır. Bu kadar basit bir işlemdir.
Kemik iliği nakli öncelikle kötü huylu habis hastalığı olan kişilere uygulanmaktadır. Bunlar içinde de kan kanserleri, lenf düğümü kanserlerinin bazı tipleri ve kemik iliği kanserleri vardır. Bu hastaların bir kısmında kardeşten ya da doku grubu uygun akraba dışı vericilerden, bazı hastalarda kendi kök hücrelerinden kemik iliği nakli yapılmaktadır.
İyi seyirli hastalık gruplarında da kemik iliği nakli önemli bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kemik iliği nakli için yatırdığımız hastalarda, hastalığın şeklini ve uygulayacağımız kemoterapi rejimine bağlı olarak hastalar belirli bir hazırlık aşamasından geçerler. Belirli günlerde çeşitli ilaçlar hastaya verilir. Bunların arasında kemik iliği naklinin yan etkilerinden korumak için gerekli antibiyotikler uygulanmaktadır.
Bu hazırlık aşamasıyla birlikte nakil gününde, toplanan kök hücreler hastaya uygulanır.
Kemik iliği nakli yapılan kişilerde, belirli sürelerde belirli yan etkilerle karşılaşılması beklenir ve doğaldır. Kemik iliği tutma dönemine kadar karşımıza çıkan en önemli yan etkiler enfeksiyonlardır. Kök hücre nakli sırasında bütün kemik iliğini ortadan kaldıracak dozda yoğun kemoterapiler uyguladığımız için, savunma hücreleri ortadan tamamen kalkar. Hasta kemik iliği tutana kadar her türlü enfeksiyona açık haldedir. Kan ve trombosit hücreler vücutta azalacağı için bunlarla ilgili destek tedavileri yapılır.
Kemik iliğinin tuttuğu dönemlerde, bu sefer de doku reddi yaşanabilir, deride, bağırsakta, karaciğerde yan etkiler olabilmektedir. Bu doku reddinin sınırlı olarak gelişmesi istediğimiz bir olaydır. Çünkü lösemi hücrelerini de reddedip onlara saldırabilir. Fakat yaygın ve kontrolsüz hale gelirse çok ciddi sıkıntılar yaratabilmektedir.
Bazı kemoterapi ilaçlarıyla birlikte görülen mesaneden kanlı işeme yan etkisi de görülebilmektedir. Düşük oranda böyle bir yan etki de karşımıza çıkabilmektedir.
Kök hücre nakli ya da kemik iliği nakli yapıldıktan sonra, hastanın risk faktörü azsa tekrarlama riski de o kadar azdır. Fakat bazı genetik risk grupları vardır ki, bu hastalıkların tekrarlama riski diğerlerine göre çok yüksektir. Hastaların yaklaşık yüzde 65'i tedaviden sonra düzelmektedir.
Kemik iliği nakline giren hasta, ne kadar hastalık yükünden arındırılmışsa, nüksetme riski de o kadar az olmaktadır.