Hareketsiz yaşam ve fazla kilonun diyabet vakalarını artırdığını belirten Memorial AtaşehirHastanesi’nden Prof. Dr. Erol Bolu, “Tip 2 diyabet 1997lerden bu yana tırmanıyor. Tip 2 diyabetin önüne kilo kontrolüyle geçilir. Toplumun yüzde 10’unda kilo kaybı sağlarsanız, diyabet rakamları yüzde 10 azalır. Tip 2 diyabet önlenebilir, en azından hız grafiği aşağı çekilebilir bir hastalıktır” diye konuştu.Hastaların kan tahlilinde şeker oranları yükselince doktora gittiğine dikkat çeken Prof. Dr. Bolu, diyabet ilerlemeden, öncelikle kilo kontrolüyle önlem alınması gerektiğini söyledi. Diyabetin birçok organa zarar verdiğinin de altını çizen Bolu şöyle devam etti: “Diyabeti tek başına bir hastalık olarak görmemek, beraberindeki hastalıkları da iyi değerlendirmek gerekiyor. Bize gelen hastaların önemli bir kısmı kardiyolojiden, nefrolojiden geliyor. Hastalarda yüksek şekere bağlı organ yetersizlikleri ortaya çıkıyor. Herkesin tip 2 diyabete karşı gençken önlem alması lazım. Diyabet önlenebilir kanserlerin yüzde 30’unun nedenidir.”
Hamilelere uyarı
Diyabetin, çok sık acıkma, çok su içme ve idrara çıkma (özellikle gece ikiden fazla tuvalete çıkma), vücutta kolay iyileşmeyen yaralar, ileri aşamada ise bulanık görme gibi belirtilerle ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Bolu şunları söyledi: “Özellikle gebelik diyabetinin üzerinde durulması gerekiyor. Anne adayları glikoz yükleme testinden kaçıyorlar. Kaçmalarını gerektirecek hiçbir neden yok. Bu test toplumun yüzde 50’sinin ileride diyabet olup olmayacağını gösteriyor. Gebelik diyabetinin yüzde 40’ından fazlası tip 2 diyabet şeklinde devam ediyor. Onları ikaz edelim ki hayatlarının geri kalan döneminde tip 2 diyabetle karşılaşmasınlar.” (DHA)