Mynet Yemek'in facebook sayfasını beğenin!
Göze biraz korkutucu geldiğinin farkındayız ama nelere iyi geldiğini duyduğunuzda küçük dilinizi yutacaksınız. Türkiye'de fazla bilinmeyen ve yeni yeni keşfedilen Kombucha, aslında bakteri ve mayalardan oluşan ortak-yaşam kültürünün bir antik saf akrabası olan çay mantarıdır.
Nerede doğdu bu çay mantarı?
Doğu Asya bölgesinden çıkmış olup, Almanya'ya yüzyılın başlarında Rusya üzerinden ulaşmıştır. Bu antik ev-ilacı bütün rahatsızlıklara karşı diğer ülkelerde de giderek daha fazla kullanılmakta.
Çayı üretmek için ihtiyacımız olan en önemli şey bu mantar... Yok olmayan bir hayat kaynağı gibi...
Mantar, düz bir disk yapısında, jelatine benzeyen ve sağlam mantar-yapısında bir zardan oluşmakta. Bu mantar, çay ve şekerden oluşan besleyici bir solüsyonun içinde yaşar ve bu sıvı içinde sürekli olarak ürer. Mantarımsı disk ilk önce çayın bütün yüzeyine yayılır ve daha sonra kalınlaşır. Mantara doğru bir şekilde davranılırsa, sahibini hayat boyu başarılı kılar, ürer ve eşlik eder.
En ufak rahatsızlıklardan kanserin önlenmesine kadar uzanan bir yelpaze... Büyülü içecek!
Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinden sindirim sorunlarına, detoks etkisinden cilt yenilenmeye, kanser önleyici enzimlerden metabolizmayı hızlandırmaya kadar birçok farklı sorunun dermanı oluyor bu çay. Deneyenleri dinlersek, heyecanla yapmaya girişeceğimiz kesin.
Faydası kadar tarihi de dolu dolu! Tam 2200 yıldır tüketiliyor...
İlk kullanımı kayıtlara göre, Çin İmparatorunun Tsin Hanedanı olduğu dönemlere (M. Ö. 221) dayanmaktadır. O zamanlar da ismi 'Ölümsüzlük İlacı' ya da 'Divine Tsche' olarak bilinen tonik, daha sonraları Kombu'nun Çay'ı olarak anılmaya başlanmıştır. M. S. 414 yılında Koreli Dr. Kombu, Japon imparatoru Inkyo'yu tedavi etmek için bu toniği Japonya'ya getirmiş ve bu tarihten sonra da Dr. Kombu'nun Çay'ı olarak anılmaya başlanmıştır.
Bilim insanları da bu işin peşine düştü. Gerçekten faydalı mıydı yoksa bir hurafe miydi?
Yirminci yüzyılın ilk yarısında, Rusya ve Almanya’da Kombu çayının olası sağlık yararları üzerine yoğun bilimsel araştırmalar yapılmış. Bu araştırma, artmakta olan kanser vakaları için bir çare bulmak amacı ile yapılmaktaydı. Rus bilim insanları, geniş ülkesinin bazı bölgelerinin kansere görünürde bağışık olduklarını keşfetti. Daha sonra bu bölgelerde tüketilen, “çay kvası” (tea kvass) olarak adlandırılan Kombu çayının neden olduğu fikri üzerinde durdular. Böylece, sadece hipotezi doğrulamakla kalmayıp aynı zamanda Kombu çayının içinde çok faydalı olan şeyin tam olarak ne olduğunu tespit etmeye varan bir dizi deney başlattılar.
İçerisinde tespit edilen her şey bin derde devaydı...
Alman bilim insanları bu araştırmayı ele alıp kendi yönünde devam ettirdiler. 1990’lı yıllarda, Kombu çayı ile ilgili araştırmalar yapıldı ancak bu çalışmalar yeterli değildi. Belki de herkesin evinde yapabileceği bir içecek ile ilgili çok da fazla araştırmaya gerek yoktu.
İçecek konusunda sınırlı miktarda araştırma yapılırken, her araştırmada içeriğinde B vitaminleri, antioksidanlar ve glukarik asitler gibi çok sayıda bileşen olduğu tespit edildi. Ölümsüzlüğün formülü henüz onda yatmıyor ama ömür uzatan içeriğe sahip olduğu kesin.
Evde kendiniz kolayca üretebilirsiniz. Yeter ki Kombucha mantar kültürünü bulmayı başarın!
Eğer başlangıç kültürü ve mantarınız varsa Kombu çayı yapmak için tüm ihtiyacınız; 5 litre doğal kaynak suyu, 15 yemek kaşığı toz şeker, 10 adet bardak poşet çay ve en az bir hafta zaman. Hepsi bu. Bu kadar kolay. Genellikle siyah çay ile yapılmış olsa da, Kombu Çay yeşil veya oolog çay ile de yapılabileceği söyleniyor. Yeşil çaydan olması daha harika olur, hemfikiriz değil mi?
Kombucha mantarınızı bi kere büyüttükten sonrasında kendi kendini besleyip büyüten bi mantar olduğunu unutmayın...
Rus raporlarında, herhangi bir özel önlem almaya gerek olmadığı bile söylenmektedir çünkü mantar kendisini enfeksiyon ve kirlenmeye karşı korumaktadır. Onun pek çok koruyucu özelliği bulunmakta: organik asitler, düşük alkol içeriği, karbonik asit, antibiyotik ürünler ve bunların hepsi, çay-mantarı organizmasına ait olmayan bütün yabancı mikroorganizmaların gelişmesini durdurmakta.
Bu kadar çok şeker koyuyoruz, zararlı değil mi diye aklından geçirenlere.... Şekeri biz değil mikroorganizmalar tüketiyor.
Defalarca şu soru sorulmaktadır: "Neden o kadar çok şekere ihtiyaç duyuluyor? Ve neden çayın demlenmesi için en fazla 5 dakika yeterli olurken, neden 15 dakika demlenmeye bırakılıyor?". Bu konular daha sonra ayrıntılı olarak incelenecektir, bu nedenle şimdilik, basitçe ve kısaca:
Besleyici solüsyon, Kombucha kültürü içindeki mikro-organizmaları beslemek zorundadır, bizi değil. Bu nedenle, biz besleyici solüsyonu, esas olarak, mayaların ihtiyaçlarına göre hazırlamalıyız (bakteriler kısmen besleyici solüsyonla beslenirler). Mikro-organizmaların aktifleşmeleri için şekere ihtiyaçları vardır. Düşük şeker (karbonhidrat) konsantrasyonuna sahip olan besleyici solüsyonlarda, daha az sayıda aktif maddeler salınır. Şekerin mayalar tarafından "yendiğini" söyleyebiliriz.
6 tane etkisi öyle olağanüstü ki bunu içsem başka bir şey istemem dedirtiyor...
Kombu çayı organizmaları zararlı maddelerden arındırır ve metabolizmayı iyileştirir, bu şekilde vücudun savunma kapasitesi iyileşir.
Aynı zamanda, bağırsak faaliyetlerini düzenleyici, yorgunluğa, halsizliğe, sinirliliğe, gut, romatizma, böbrek taşları, arterioskleroz, yüksek tansiyon ve onun baş dönmesi, yaşlılık, bağırsaktaki kötü bakterilere karşı fakat özellikle de bütün metabolik hastalıklarda ve erken dönemlerdeki kansere karşı mükemmel bir ilaçtır.
Sporcular ve yoğun zihinsel çalışma yapanlar için de çok tavsiye edilmektedir.
Kombu çayına atfedilen pek çok sağlığı-iyileştiren özelliklerin bazılarının daha fazla araştırılmaya ihtiyaçları vardır.
Yapması kolay ama beklemesi sabır istiyor... Kombu çayı nasıl yapılır?
Öncelikle bir Kombu mantarınız olması gerekiyor. (Yapan arkadaşınızdan almak veya internetten sipariş vermek mümkün) Şekerli çayın en az 2 litrelik bir cam kavanoza yapılması iyi olur. Litre başına, bir çorba kaşığı siyah ya da yeşil çay koyularak 15 dk. demlenir. Demlenmiş çaya 1/4 bardak şeker eklenerek metal olmayan bir kaşıkla karıştırılır. Şekerli çay oda sıcaklığına geldikten sonra (eğer iki litre yapılıyorsa 1 litre sıcak su üzerine 1 litre soğuk su koyularak da bu sağlanabilir)
Mantar ve daha önceki çaydan ayırılmış olan bir miktar kombu çayı eklenir. Cam kavanozun ağzı ince bir tülbentle kapatılarak karanlık, oda sıcaklığında ve mantarın oluşum süreci içinde hareket ettirilmeyeceği bir yere kaldırılır. Dikkat edilmesi gerekenler, kullanılan malzemelerin temiz olması, cam bir saklama kabının içinde saklanması,metal hiçbir malzemenin kullanılmaması ve mantarın bırakılacağı şekerli çay sıcaklığının ılık olmasıdır. Ortam sıcaklığına göre 8-15 gün bekletilir. Bu esnada mantar ürer ve içinde bulunduğu kabın şeklini alarak önce ince bir zar halinde çayın bütün yüzeyine yayılır ve daha sonra kalınlaşır. Bundan sonra mantarlar alınarak yıkanır ve yeni bir içecek yapmak üzere bir miktar sıvı ile birlikte ayrılır. Geriye kalan içecek tülbentle süzülerek cam şişeye konulur ve buzdolabında saklanır.
Farklı yaklaşımlar olsa da başlangıçta üç öğün her yemekten 20 dk. önce yarım çay bardağı içilmesi önerilmektedir. Zaman içerisinde bu ölçü bir su bardağına çıkarılabilir ancak aşırı tüketimde bazı olumsuz etkilerin olduğu bildirilmiştir.