Yerkürede olan kırılma ve çökme hareketlerinin, uzun zaman süren hava ve su akımının aşındırma etkisi ile oluşturduğu çoğrafi yapı üzerindeki yarıklara kanyon deniyor. Ancak bizim için kanyon, afacan bir çocuğun lunaparktaki sınırsız jetonlarını harcamaya çalıştığı, usta bir heykeltraşın eserleri arasında eğlendiği bir yer. Bu hiperaktif eğlence durumunda doğanın ne kadar güçlü ve kudretli olduğunu görüp içimizde alev alev yanan adrenalini hissederek rehabilite oluyoruz.
Kanyon Sporu (Canyoning); kuru ya da sulu kanyonlarda zorlu yürüyüş, hareketli suda yüzme, emniyet sistemleri, ipli ve ipsiz iniş tekniklerini kanyon disiplini uygulanarak gerçekleştirilen, kamplı veya kampsız yapılan geçişleridir.
Bizim için kanyon sporu bütün doğa sporlarının kokteyli gibi, hatta en dolu dolusu, en keyif vereni. Kanyon sporcusu bir kanyonun içine girdiğinde kaya tırmanışı, ip inişi, dere yürüyüşü, hareketli suda yüzme, yüksekten suya atlama, dağcılık, rota takibi, ekip çalışması, lider olmak, takipçi olmak gibi doğa sporları dallarının hepsini yapmak zorundadır. Kanyon sporunun içinde bütün doğa sporlarından biraz vardır. Hal böyle olunca Türkiye'de kanyon sporunun yayılmaması ve korkulan bir spor olması daha anlaşılır oluyor.
Bugüne kadar duyduğunuz bütün kanyonlar Amerika'dakilerse korkmayın, sizin gibi çok insan var. Antalya'dan da bir iki tane bilenler çıkıyor ama aslında Türkiye'deki kanyon sayısı sandığımızdan da çok. Sandığımızdan çok diyoruz çünkü daha Kanyonizasyon doğmadan önce farklı bir grupla Google Earth'ten faydalanıp akarsuların izini sürerek Eskişehir'de bir kanyon keşfettik. Yani hala bilmediğimiz belki onlarca kanyon var ama size bildiklerimizin birkaçından bahsedebilirim.
Güzelliği ve zorluk derecesi paralel düzeyde olan Horma Kanyonu'nda yüksekten atlayıp kaydırak şeklinde oluşmuş kayalardan kaymak inanılmaz! Kanyon içerisinde mini bir kamp alanı bulunuyor hatta kamp alanında telefon bile çekiyor. Çoğu kez sizi zor duruma sokan inişleriyle kanyon sporunun gerçek yüzünü görüyorsunuz ancak bazen de şefkatli bir elin su akıntılarıyla sizi alıp götürdüğünü hissedebiliyorsunuz. Bu doğa harikası kanyonun içinde bir insanın anca sığabileceği küçük kazanlar ve etrafında bolca balık sürüleri bulunuyor. 2013 yılında inşaatı başlanan kanyon içi yol çalışması tamamlanmış gibi görünüyor. Kanyonun belli bir kısmına kadar tahta ve demir köprülerden geçip ilerleyebiliyorsunuz ancak köprüler bittiğinde lunaparktaki afacan çocuğa, ceplerindeki jetonları ve adrenalin tutkusunu alıp devam etmek kalıyor. Sona yaklaştığınızdaysa büyük bir sürpriz var! Ilıca Şelalesi'nin üstünde kanyonu sonlandırıp coşkuyla dökülen şelalenin sularının içinde ister iple ister kendinizi boşluğa bırakarak şelalenin içinden suya atlayabilirsiniz! (Şelale 10 metre)
Çok net olarak Türkiye'deki en güzel susuz kanyon diyebilirim. İp ile inişlerde kendinizi geliştirmek isterseniz doğru adres Yarıkkaya Kanyonu'dur! İçerisinde 18 tane ip inişi yapmayı gerektiren yükseklik bulunuyor. Sulu kanyonlara göre daha rahat olacağını beklediğimiz inişler sırasında ekip arkadaşlarımız ip üzerinde iniş yaparken bir yandan muhabbet ediyor, bir yandan kayaların rüzgar tarafından yontularak aldığı şekli hayranlıkla izliyor. Kanyon içerisindeki inişlerin her biri birbirinden farklı ve zevkli. İnişlerin bazısı negatif iniş (ip üzerinde inerken ayaklarınızı veya belli bir uzvunuzu hiçbir kayaya değdirmeden yapılan iniş) bazısı düz kaya üzerinden iniş bazısı ise önce ip ile yan geçiş yapılıp daha sonra düz kaya inişi olarak devam eder. Kanyon içerisinde kamp yapmak için çok fazla alan var ancak tavsiyemiz kanyonun girişine 1 km uzaklıkta olan Sülüklü Göl çevresinde kamp yapıp sabah erken saatlerde kanyona girmenizdir. Kişi sayısı ve profesyonel katılımcı düzeyine bağlı olarak kanyonun geçiş saat aralığı değişken ancak orta seviyede 15 kişi ve profesyonel 5 kolaylaştırıcı eşliğinde 6-7 saat içerisinde tamamlanabilir.
Yenipazar Kanyonu'nu diğer kanyonlardan ayıran en belirgin özelliği doğa ananın en acmasız düşmanı olan insanoğlunun eline düşmüş olmasıdır. Binlerce yıllık tarihi olan Yenipazar Kanyonu'nu belki de çocuklarımız bu sporu yapmak için kullanamayacak. Kanyonun etrafında bulunan mermer ocakları kanyon duvarlarını yok edercesine çalışmaya devam ediyor. Bir yandan da kanyonun içine akan suyun fabrikaların atık suyuna maruz kalma durumu var ki içler acısı.
Yenipazar, başlangıç seviyesi için ideal bir kanyon. İçerisinde teknik olarak 3 ip inişi ve 1 yan geçiş yapılması zorunlu. Güzel, geniş bir kamp alanı mevcut ancak kanyon duvarından taze düşmüş taş parçalarını yerde gördüğümüzde pek de huzurla uyuyamadığımız doğrudur. Gözlerimi kapatıp Yenipazar Kanyonu'nu düşündüğümde aklıma 2 belirgin nokta geliyor: Birincisi kamp sabahı ıslak neoplenlerimizi giyip boyumuzu aşan buz gibi suya atlamanın verdiği günaydın öpücüğü :) İkincisi ise 500 metrelik dar koridorlarda suyun debisine kendimi bırakıp kanyon ağzını izleyişimin yarım saat sürüşü.
Yenipazar Kanyonu çevresinde yaşayan insanlar, kanyon sporu yapan insanlara karşı çok sevecenler. Evine davet eden de oluyor kanyon çıkışında bize pilav ayran getiren de!
Orada yaşayan halk da mermer ocaklarından fazlaca şikayetçi. Gelen kanyon sporcularından bu kanyon için kampanya başlatmalarını ve mermer ocaklarının kapatılması için girişimde bulunmalarını istiyorlar. Mermer ocakları için şuan hali hazırda kampanyalar var, umarım bir işe yarar.
Tuzla Kanyonu tabiri caizse bebek kanyon! Rahatına düşkün kanyon sporcularının günübirlik gidip, geçip dönebileceği; içerisinde 6 ip inişi bulunan 800 metre uzunluğunda iştah açıcı başlangıç seviyesi kanyonlarımızdan. Tuzla Kanyonu, adını bulunduğu köyün adından alır. Köyün bir ucundan diğer ucuna kanyonun giriş ve çıkış uçları var ve bu durum kanyon sporcuları için büyük lüks. Örneğin Kastamonu Valla Kanyonu 12 km uzunluğunda ancak giriş ve çıkış uçları arası 120km.
Bu kadar bebek kanyon dedik, kolay kanyon dedik ama yine o gizli heykeltraş, en güzel eserlerini gün yüzüne çıkarmıştır burada da. Birkaç şelalenin yanı sıra koşarak suya atlamak için güzel alanlar mevcut. Tuzla Köyü'nün muhtarı sanki ona görev verilmişcesine kanyona girmek için gelen her misafiri köy misafirhanesinde misafir eder yemeğini çayını eksik bırakmaz.Tabii hala kamp yapmak istiyorsanız siz bilirsiniz :)
Kaputaş Kanyonu tam olarak dört dörtlük bir kanyon. Anlatmaya neresinden başlayacağımı bilemedim; mükemmel Kaputaş plajına çıkan çıkıştan mı bahsetsem yoksa içerisindeki birbirinden mükemmel 27 inişten mi? Dur dur en iyisi ben 2-3 inişte bir sağında solunda biriken göletlerinden bahsedeyim! Şuan aklıma Antalya sıcağının etkisiyle kendimizi o göletlere nasıl bıraktığımız geldi.
Kaputaş Kanyonu mevsimsel olarak değişken ama çoğunlukla su geçişi olmayan bir kanyon. Bu durum kanyonun sahip olduğu risk faktörünü yükselttiğinden zorluk derecesi de yüksek bir kanyon. Eğer yanlış zamanda yanlış malzemeler ile geçiş yapılmaya çalışılırsa çok tehlikeli olabilir. Yılın büyük bir kısmında içerisinde su akışı olmaz ancak yılın her zamanı yer yer göletler mevcuttur. Bu göletlere klimalı alanlar da diyebiliriz. Kanyon içerisindeki inişler tek tip balık sırtı diye tabir edilen düz inişlerden oluşur. 20-25 metre yüksekliğinde olan birkaç iniş gayet tatmin edici ve zevkli.
Kaputaş Kanyonu'nun sulu hali ise bir başka güzel, bir başka eğlenceli. Kuru halinde ip ile iniş yapılan bazı inişlerde su varken kaydıraktan kayar gibi kayılıp adrenalin dolu bir doğal roller coaster heyecanı yaşanabilir. 27 inişin sonunda ve Kaputaş'ın doğal güzelliğinin içinde tam yorulduğunu hissettiğin anda önüne çıkan dünyanın sayılı plajlarından Kaputaş'a ayak bastığında nasıl olduğunu anlamadığın, nerden geldiğini bilemediğin bir enerji patlamasıyla kendini turkuaz sularda dans edip eğlenirken bulabilirsin! Bu da Kaputaş Plajı'nın bize siz bu kanyonu benim için geçtiniz deme şekli olsa gerek.
Saklıkent Kanyonu hakkında söylenmesi gereken ilk şey; özellikle yerli ve yabancı turistlerin giriş olarak bildikleri yerin aslında kanyonun çıkışı olduğu! İnsanlar kanyon çıkışından içeriye doğru yürüdükçe gri renkte akan su ve çamurlu bir ortamla karşılaşırlar. Bunun sebebi kanyonu besleyen 2 akarsudan küçük havzalı olanın taşıdığı topraktır.
Muğla'nın Fethiye ilçesinde bulunan Kaya Köyü sınırlarında, uzunluğu 18 km. olup, kelimenin tam anlamıyla fiziksel ve mental olarak sınırları zorlayan bir yapıya sahiptir. Kanyona giriş ise tahta bir köprüden yaklaşık 40 m. negatif ip inişiyle yapılabilmekte fakat burası kanyonun başlangıcı değil.
Köprüden inilerek girilmesinin sebepleriyse; kanyonun başlangıç noktasının hem ulaşımının zor olması hem de başlangıç noktasından sonra köprüye kadar kanyon formunun geniş açıklıkta sadece yürüme yolu olarak rahat geçişlerin olduğu bölümünü geçmeyi tercih etmememizdir. Peki sınırları zorlayan yapısında neler var? Gri akan su, çavlanlar, şelaleler, devasa kayalar, duvar yüksekliği, bölüm bölüm bataklıklar, mağara gibi üstü kapanan karanlık geçişler, daralan bölümler, vadi formları ve mermer kaya yapısı. Kanyon içerisi için söylemeden geçemeyeceğim son şey ise kesinlikle su arıtma sistemlerinin öğrenip girilmesidir zira içerisindeki su çamur kıvamında.
Valla Kanyonu için Türkiye'deki kanyonların Everest'i diyebiliriz. En zorlu parkur olmasının yanı sıra 800 metre derinliğiyle dünyanın en büyük 2. kanyonudur. Her kanyon sporcusu Valla Kanyonu'na girerken içindeki lunaparkta eğlenen çocuğu bir kenara bırakıp daha temkinli ve mental olarak hazır olmalıdır. Parkurun zorluğundan mıdır bilmem ama diğer kanyonlardan kat kat muhteşem bütün doğa güzeliklerini bir arada sunar. Kanyonun içinden akan akarsu, öncesinde Horma Kanyonu ve Çatak Kanyonu'ndan geçerek Valla Kanyonu'nun girişinde birleşir. Su debisi oldukça yüksektir ve buna bağlı olarak kanyon içerisinde risk faktörleri artar. Kanyon içerisinde numaralandırılmış alanlar telefonun çektiği yerler ile sifon ve girdapların yerlerini belli etmek amacıyla işaretlenmiştir. 2012 yılında kanyona giren 6 kanyon sporcusundan 1 tanesi kanyon içerisindeki sifonların birine kapılıp hayatını kaybetmiştir. Anıl Bakar anısına kaybolduğu noktada anıt vardır. Dediğim gibi kanyon ileri seviyede zorlu ve Türkiye'deki kanyonların Everest'idir. 8 kişilik ekip ile minumum 2 günde geçilir.