Asya ile Avrupa’yı denizin altından tünelle bağlayan ve ‘asrın projesi olarak ifade edilen Marmaray’a İstanbullular yoğun ilgi gösteriyor. Ancak kapalı alan korkusu (klostrofobi) olanlar Marmaray’ı kullanamıyor. Üsküdar Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Uğur Hatıloğlu, bu kişilerin korku ve kaygılarını yenmedikleri sürece Marmaray’ı kullanamayacaklarını belirtti. Hastalığın tedavisinin mümkün olduğunu vurgulayan Hatıloğlu, kapalı alan korkusunun herkeste olabileceğini ifade etti. Hatıloğlu, “Dar olanlarda kalamama gibi de kendini gösterebilir. Hastalık olarak tanımlamayabilmemiz için bazı kriterlerin olması gerekir. Her kapalı alandan korkanı hasta olarak tanımlamak doğru değil. Bu hastalığın belirtileri; kişi kendini boğuluyor gibi hisseder. Çarpıntı, terleme, bayılacak hissi ve baş dönmesi yaşar. Panik belirtileriyle ortaya çıkması hastalık için ayırıcı olur. Kişi bu durumun birkaç kere başına gelmesiyle korku yaşar ve aynı davranıştan kaçınmaya başlar. Her zaman bir erteleme, alternatif bulma arayışına girer.” şeklinde konuştu. Bu tür durumların daha çok beyin MR’ı çekilme, yüksek yerde oturamama durumlarında ortaya çıktığını kaydeden Hatıloğlu, “Kişi durumun kişisel özelliğinden kaynaklandığını düşünerek yaşamlarını ona göre planlıyor. Aslında bu bir fobi, kaygı bozukluğudur. Ben böyleyim deyip geçiştirmesi doğru değil. Kişiler bu hali normalleri olarak kabul eder. Kişisel özellik gibi algılar. Bu korku çocukluktan başlıyor. Birden bire ortaya çıkmıyor. Bir yerlerde kapalı, kilitli kalma gibi hikâyeleri var bu kişilerin. Anne babaları çok evhamlı olan ve bir yerde kitli kalma yaşantısı olan kişilerde görülme sıklığı daha fazla. Asansör, toplu taşıma araçları, sinema, sınıflar, evin bazı kısımları gibi yerlerde rahatsızlık duyabilirler. Bu kişiler daha çok çıkışa yakın yerleri tercih eder. Sinema salonlarında biletleri kapıya, çıkışa yakın yerler olur. Yanlarında birilerini götürürler. Güvenlik arayıcı davranışta bulunurlar. Güvenlik eşyaları taşırlar. Örneğin bir şişe su, nefes açıcı, mendil ya da bir kişi alırlar.” ifadelerini kullandı. KLOSTROFOBİKLER NEDEN MARMARAY’I KULLANAMIYOR?Asansöre binemeyen kişilerin Marmaray’ı kullanmasının zor olabileceğini belirten Hatıloğlu, “Boğaz’ın altında yer alan tüp kısmından geçiyor olmaktan çekinecekler ve kaçınacaklardır. Özellikle son günlerde bir takım aksaklıkların yaşandığı yönündeki haberler de bu kişilerin kaygı ve korkularını daha da artırıyor. Projenin yeni olması ve bir takım aksaklıkların yaşanması ister istemez kapalı alanda kalmaktan korkan kişileri olumsuz etkiliyor. Hafif sıkıntı yaşayanlar binebilir ancak ağır sorun yaşayanlar binemeyecektir. Kişide kaygı varsa başıma bir şey gelecek diye düşünür hep. Düşündükçe de gerginlik artar ve panik belirtiler ortaya çıkar. Kişi bu durumda kaygısını yenmeye çalışmalı. Dikkatini başka noktaya yönlendirmeli. Örneğin bir kitap okuyabilir, bir şey seyredebilir. Bu durumda doğru nefes almak çok önemli. Kaygıdan ötürü kişilerin nefes alışverişleri bozulabilir.” diye konuştu.HANGİ DURUMDA İLAÇ TEDAVİSİ GEREKİYOR?Hangi durumlarda ilaç tedavisinin yapılması gerektiği konusunda da bilgi veren Hatıloğlu, “Panik ataklar hayatın vazgeçilmezi olduysa, kişi hiçbir şekilde kapalı alana giremiyorsa, ofis, bürolara giremiyorsa, günü azap gibi geçiyorsa ve de arkadaşlarıyla plan yapamıyorsa kişinin yaşam kalitesi düşecektir. Bu durumda tedavi kaçınılmaz. Kişi bu durumu ertelemeye giriyorsa ileride depresyon, panik bozukluk yaşayabilir. İlaçsız tedavi de mümkün. Mutlaka psikoterapi uygulanıyor bu durumda. İşlevselliği çok bozuksa ilaç tedavisi kullanıyor. Her durumda psikiyatrik tedavi de gerektirmeye biliyor. Hafif ve orta durumda olan vakalarda bilişsel davranış terapiyi bilen psikolog ile sorun aşılabiliyor.” şeklinde konuştu.‘KORKU, YAVAŞ YAVAŞ YENİLEBİLİR’Hatıloğlu, “Korku ve kaygının üzerine gidilebilir. Örneğin Marmaray projesini kullanamayan birinin birden Marmaray’ı kullanması doğru olmaz. Adım adım bu konuda duyarsızlaşmak gerekiyor. Öncesinde daha kısa tünellerden geçilebilir. Ben buradan çıkamazsam, boğulursam…vs. Aksi halde birden korkunun üzerine gidilirse travmaya dönme riski vardır ve giderek de tablo ağırlaşabilir. Benzer durumlarla karşılaştıkça da korku daha da pekişebilir. Ve korku o kişinin yanında arkadaş gibi kalır. Her şeyden kaçınır.” bilgisini verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz