Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alaattin Şen, bir beyin ve omurilik hastalığı olan MS'nin tedavisinde kapari bitkisinin umut vaat ettiğini söyledi. Şen, bir yıl önce MS tedavisi için kaparinin faydalı olabileceği yönünde araştırma başlattıklarını, bu bitkiden elde ettikleri özütü hasta fareler üzerinde denediklerinde hastalığın durduğunu veya iyileşme sürecinin başladığını belirtti.
Araştırma çalışmasının sekiz ay daha devam edeceğini, bu süreç sonunda MS üzerindeki etkisinin tam olarak ortaya çıkarılacağını kaydeden Prof. Dr. Şen, “Denizli’de ve çevre illerde MS'e yakalananların, doğadan topladıkları kaparileri yiyerek hastalıkla mücadele ettiğini duymuştum. Bir iki hastayla da görüştükten sonra Denizli’nin her yerinde yetişen ve değerli bir bitki olan kaparinin tedavide kullanılabileceği kanaatine vardım. Birçok bitki gibi ilaç olarak değil, alternatif tıp desteği olarak kullanılabileceğini söyleyebilmek için projeyi başlattım.” dedi. Kapariden çeşitli işlemlerden sonra özüt ürettiklerini, bunu laboratuvar ortamında MS hastası yaptıkları fareler üzerinde denediklerini anlatan Şen, “Bana ve ekibime, KOSGEB ve işadamı Murat Mıhladız destek veriyor. Projemiz sonuçlandığında, fareler üzerinde olumlu sonuçlar aldığımız kapari özütünün MS hastalığına iyi geldiği yönünde rapor çıkarsa ikinci safhaya geçilmesi ve daha da geliştirilmesi için çok büyük kaynağa ihtiyacımız olacak.” şeklinde konuştu.
Denizli Orman Bölge Müdürlüğü tarafından özellikle erozyon kontrolu yapılan bölgelere kapari fidanları dikildiğini, bunlarda yetişen kaparilerin de orman köylüleri tarafından toplanarak satıldığını dile getiren işadamı Mıhladız da, “MS hastaları, yıllardır bu bitkiyi kullanıyordu ve iyi geldiğini söylüyorlardı. İlk kez PAÜ Biyoloji Bölümü’nde yapılan çalışmayla kaparinin tedavi özelliği kanıtlanmış olacak. Bir yıldır devam eden proje sonuçlandığında, binlerce MS hastası için kapari umut olacak.” dedi.
Talasemi Federasyonu Genel Başkanı ve Akdeniz Kan Hastalıkları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Duran Canatan ise laboratuvara gelerek, Prof. Dr. Alaattin Şen’den bilgi aldı. Kapari çayını destekleyici tedavi olarak hastalarına tavsiye ettiklerini belirten Canatan, kendi yakınlarına da kapari çayı ve salamurası gönderdiğini söyledi. Kapari çayının kanser ilaçlarının toksik etkisi azalttığını da belirterek, “Kanser tedavisinde en önemli sorun devamlılıktır, ilacın kullanımındaki sıkıntıdır. Sürekli kullanımda bir süre sonra karaciğer enzimleri yükselince ki çocuklarda çok görüyoruz, ilacı kesmek zorunda kalıyoruz. Karaciğer rahatlayınca tekrar fakat daha düşük dozda başlıyoruz. Bu süreçte hastalığın tekrarlama riski yüksek. Farelerde karaciğer enzimlerine bakıldı, kapari verilenlerde ilacın karaciğere toksik etkisini önlediği ortaya çıktı. Kemoterapi ilacı, kemik iliğini de baskılıyor. Böylece hastaların beyaz küreleri düşüyor. Beyaz küreler belli bir oranın altına düşerse tedaviye yine ara veriyoruz. Kanser hastalarının, kapari çayını özelikle kemoterapi süresince kullanmasını öneriyoruz.” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz