HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Kapı önünde bekletiyorlar"

ANKARA (İHA) - TBMM Başkanı Bülent Arınç, "Türkiye Avrupa Birliği'nden (AB) rahatlıkla müzakere tarihi alabilir" dedi. Türkiye'de halkın AB'ye karşı büyük bir talebi olduğunu belirten Arınç, "Kasım seçimlerini takiben Meclis'teki iki partide de bu konuda ciddi ve güçlü bir irade var. Biz de Parlamento olarak bu konuda yapılabilecek her şeyin süratle yapılmasını temin etmeye çalışıyoruz. Yani elbirliği ile bir gayret içindeyiz. Bunun semeresinin alınması lazım" dedi.

İhlas Holding Ankara Medya Grup Başkanı Nuri Elibol'u kabul ederek sorularını cevaplandıran TBMM Başkanı Arınç, Avrupa Parlamentosu Başkanı'na ve AB üyesi ülkelerin Meclis Başkanları'na birer mektup yazarak kendilerinden Kopenhag zirvesinde Türkiye için destek istediğini, Türkiye'nin bu konuda yapılacak olanları yaptığını, geri kalanların da süreç içinde yapılması gerektiğini kaydetti.

ARINÇ'TAN AB'YE SİTEM Arınç, AB üyesi ülkelerin üye oldukları dönemde Türkiye kadar hazırlıklı olmadığına işaret ederek şöyle konuştu: "Ancak bütün bunları yapmak yetmeyebilir. Çünkü AB üyesi ülkelerin kendi içinde de sıkıntıları, sorunları var. Bazıları özellikle Türkiye'ye ideolojik yaklaşıyorlar, siyasi yaklaşıyorlar ve kendi çıkarları açısından yaklaşıyorlar. Dolayısıyla onların bunu zamana yaymak istediklerini biliyoruz. Anadolu'da bir tabir vardır, 'ne kız veriyorlar ne dünürcü küstürüyorlar' diye. Adeta kapı önünde bekletiyorlar. Tabi girmek isteyen biziz. Kapıyı çalan biziz. Üzerimize düşenleri özellikle hukuk ve siyasi kriterleri, bir taraftan da mali ve ekonomik kriterleri yerine getirmemiz lazım. Bu konuda iyi niyetli davrandık. Çok şeyler de yaptık. Ben en iyi senaryoyu düyünüyorum. Yani bize müzakere tarihi verilmelidir. Ancak gelişmelere bakılırsa ve AB'nin kendi içindeki farklı düşünceleri de dikkate alırsak, ama Türkiye'nin çabalarındaki ciddiyet ve kararlılığı da dikkate alırsak ben en iyi senaryoya yakın bir kararın çıkacağını düşünüyorum. Yani o da daha kısa bir süre vermek suretiyle bir ikinci aşamada müzakere tarihi verilebilir. Onlar buna razılar. Ancak ileriye sürdükleri tarih Türkiye'nin kabul edebileceği bir tarih değil. Ben çok kısa bir tarihin verilebileceğini düşünüyorum. Diyelim ki en kötü senaryo çıktı veya Türkiye'nin kabul etmek istemediği bir şey gerçekleşti. Her zaman söylüyorum ki, bu dünyanın sonu değil".

"AB OLMAZSA TÜRKİYE NE YAPAR" Arınç, AB'nin makul bir tarih vermemesi durumunda Türikye'nin neler yapıbileceğini ise şöyle açıkladı: "Türkiye büyük bir ülke, biz yeni istiklaline kavuşmuş değiliz. Türkiye önemli bir ülke, önemli bir devlet. Bu topraklar üzerinde bin seneden beri varız. Dolayısıyla öldük, bittik sözleri bize yakışmaş. AB ile hayatta değiliz, AB olmadığı zaman da ölecek değiliz. Ancak bu çabalar bence devam etmeli, insanımız buna layık olduğu için devam etmeli. Ülkemiz büyümeli, kalkınmalı, ekonomik sorunlarımızı halletmek için bu devam etmeli'.'

"MECLİS MİLLETİN AYNASI OLACAK" TBMM Başkanı Arınç, hükümetin açıkladığı tasarruf tedbirleri ve meclisin itibarının yükseltilmesi konusundaki bir soruyu cevaplandırırken de TBMM'nin milletin aynası olması gerektiğini söyledi. Meclis'in millet iradesinin tecelli ettiği bir yer olduğunu ifade eden Arınç, "Milletin kendisini burada görmesi lazım. Yani milletin aynası Meclisidir. O ne kadar itibarlıysa o da o kadar itibarlı olmalıdır. Hatta o itibarı her geçen gün yükseltmeliyiz. Meclisin yüzde 90'ı yenilendi. Çok büyük bir değişim oldu. Bu milletin kararıdır. Buna saygı duymak lazım. Siyaset o kadar yozlaşmıştı ki, bundan partiler de nasibini aldı, bundan milletvekilleri de nasibini aldı, parlamento da nasibini aldı. O kurucu Meclisin, o birinci Meclis ruhunun aynen devam etmesi lazım. Bu itibarın yükseltilmesi için başkan olarak da kurum olarak da milletvekilleri olarak da yapacağımız önemli işler var. Sadece TBMM'de değil, devletin bütün kurumlarda bir laçkalık var. Bir israf ve savurganlık var. Türkiye'yi batıran israf ve savurganlıktır. Trilyonlar, katrilyonlar gidiyor. Bir defa bu fakir milletin bütçesinden alınan her kuruşun ona hizmet olarak geri dönmesi lazım. Şüphesiz projeleremiz var. Bunları uygulayacağız. Ama mesela şüphesiz çokca sayıda olan makam otobilinin veya araç parkımızın ve bunların 1 yılda 1 trilyona yaklaşan benzin masrafının mutlaka azaltılması gerekir. Lüks ve israf içinde olamayız. Bunun hesabı sorulur" dedi.

Mutlaka tasarrufa riayet edilmesi gerektiğini kaydeden Arınç, "Sağlık harcamaları çok fazla, bunu denetleyeceğiz. Araç ve benzin masrafları çok fazla bunu denetleyeceğiz. Çok fazla kadro şişkinliği var, bunları tabi bilimsel olarak, kimsenin ekmeğini elinden almak gibi bir niyetimiz yok. Ama Meclisin örnek bir kurum haline gelmesi, etkin, verimli ve kaliteli çalışması lazım. Şu anda her milletvekiline 10 personel düşecek kadar sayımız var. Ama ilk yapacağımız iş lojmanların satılmasıdır. O kadar yüksek sabit giderler var ki, biz onun karşısında kira yardımı yapsak karlıyız. Milletin vekili milletle beraber olmalı. Aynı apartmanda oturmalı. Halkla milletin kaynaştığını görmek umarım diğer bütün kurumlar için de örnek olur. Türkiye'de 200 binden fazla kamu görevlisine tahsis ettiğimiz konut var. Kiralar artırıldı ama sabit masraflar var. Sivil ve asker bürokrasi için bunun güzel bir örnek teşkil edeceğini Meclis'ten başlayarak göstereceğiz" diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler