VARŞOVA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Demokrasi çok boyutlu bir düşünme biçimidir ve Türkiye'de, hükümetimiz daha yüksek demokratik standartları hedeflemektedir" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Polonya'da gerçekleştirilen Avrupa Konseyi Liderler Zirvesi'ndeki konuşmasında şu sözlere yer verdi:
"Avrupa Konseyi'nin, yerel ve bölgesel yönetimler kongresinin dinler arası diyaloğun geliştirilmesinde oluşturacağı iyi uygulama kurallarına önemli katkılar sağlayabileceğini düşünüyoruz. Özellikle Birleşmiş Milletler, UNESCO, İslam Konferansı Örgütü, AGİT ve Avrupa Birliği ile kültürler ve dinler arası diyaloğun geliştirilmesi amacıyla ortak programlar ile faaliyetler geliştirilmesi ve ortak anlayış platformu yaratılması konusunda, Avrupa'da birlikteliği temsil eden Avrupa Konseyi'nin merkezi bir rolü bulunduğuna inanıyoruz. Bulunduğumuz coğrafyanın, Türkiye, Avrupa ve Asya kültürleriyle dinler arası diyaloğun ilerletilmesinde özel bir sorumluluk yüklediğinin bilincindeyiz.
Sayın Başkan, değerli meslektaşlarım; gerçekte demokrasi, çok boyutlu bir düşünme biçimidir. Öncelikle, düşünce ve ifade özgürlüğüyle ilgilidir. Siyasette demokrasi; çoğunluğun yaratma hakkına ve azınlıkta kalanın eğilimlerine saygıyla, ortak yarar için serbestçe biraraya gelebilme kabiliyetiyle, kadınların toplum içindeki ve siyasetteki rolüyle, şeffaflıkla ve hesap verebilirlikle ilgilidir. Bizler, Türkiye'de bu değerleri aynen paylaşıyoruz. Bu sebeple, hükümetimiz sürekli olarak daha yüksek demokratik standartları hedeflemektedir. Bu hedefe ilerlerken Avrupa Konseyi'nde belirlenen standartları yakından izliyoruz. Halkımızın artan ihtiyaç ve demokratik beklentilerine cevap veriyoruz. Bu bağlamda, toplumumuzun özelliklerini dikkate alıyor ve bizim için en iyiye ulaşmaya gayret ediyoruz. Başkalarının deneyimlerinden de büyük ölçüde yararlanıyoruz. Gerçekten de son 2 yıl içinde Türkiye'de, kişisel özgürlükleri, demokratik hesap verilebilirliği ve şeffaflığı geliştirebilmek amacıyla kapsamlı reformlar gerçekleştirilmiştir. Ancak halen yapabileceklerimizin olduğunun bilincindeyiz. Türkiye'deki tecrübelerimiz, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan bir ülkenin, kendi manevi ve kültürel kimliğini koruyarak; hatta bundan yararlanarak çağdaş demokratik standartlara ulaşabileceğini ortaya koymaktadır. Adaletin, eşitliğin, hesap verilebilirliğin, istişarenin, hakkaniyetin ve büyüğe saygının, manevi ve kültürel mirasımızda esasen mevcut olduğunu da ifade etmek isterim.
Sayın Başkan, konuşmamı, zarif konukseverliğiniz için ev sahibi Polonya'ya şükranlarımızı tekrar ederek tamamlamak istiyorum ve tüm katılımcılara da özellikle şükranlarımı bildiriyorum."