ANKARA (İHA) - Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, son 15 gündür yaşanan yağışların Türkiye'yi kuraklığın eşiğinden döndürdüğünü söyledi. TZD Genel Başkanı Yetkin, bugün İçkale Otel'de son günlerde yaşanan iklim dalgalanmalarının ürün rekoltesine etkileri ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Yetkin, Türkiye'de son günlerde yoğunlaşan kar ve yağmur yağışlarının tarımsal üretime önemli etkileri olduğunu belirterek, "Türkiye, bu son dönemdeki değişiklikler olmasaydı, Ekim ayında başlayan yeni tarımsal üretim dönemine olumsuzlukla başlayacaktı. Yani Türkiye bir kuraklığın eşiğinden dönmüştür" dedi.
Kar yağışlarının özellikle hububat ekimine büyük katkı sağladığını ifade eden Yetkin, hububatta, buğdayda ve dolayısıyla ekmeğe kadar uzanan bir halkada bu yağışların üretim yönünden büyük bir olumluluk meydana getirdiğini söyledi. Yetkin, bu yağışların olmaması durumunda çiftçinin Şubat ayı sonunda yeniden ekime gitmek zorunda kalacağını belirterek, "Türkiye tarımsal üretimde ilk engeli aşmıştır. Özellikle ılıman iklimin görüldüğü Akdeniz'de olumsuzluk olabilirdi. Ancak bize ulaşan bir don olayına rastlanmadı" diye konuştu.
Tarımsal üretimde sulamanın önemine de değinen Yetkin, Türkiye'de sulanabilir arazinin çok az olduğunu vurgulayarak, ortalama 17 milyon 700 bin hektar ekim alanı olduğunu ve bunun 12.5 milyon hektarının sulanabilir alan olduğunu kaydetti. Bunun da ancak 4.2 milyon hektarının sulandığını ifade eden Yetkin, Türkiye'de 9.5 milyon hektar olan buğday alanının ancak yüzde 13'ünün sulanabildiğini söyledi. Sulama alanında en iddialı alan olan GAP bölgesinde de 3.2 milyon hektar tarım alanı olduğunu belirten Yetkin, bunun 2 milyon hektarının sulanabilir olduğunu ve sadece 350 bin hektarının sulandığını bildirdi.
GAP'ta barajlarda depolanmış suyun 1 milyon hektar alanı sulayabileceğini dile getiren Yetkin, "Bu suyun sulamada kullanılmamasının nedeni, yatırım eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bunun sonucunda sulamanın gerçekleşme oranı yüzde 18 civarındadır. Türkiye'de sulamaya açılan ilk bölge olan Çuukurova'nın da üçte ikisi sulanıyor. Konya Ovası'nda sulanabilen toplam arazi yüzde 15-20 oranındadır. Sulama projesi gerçekleştiğinde bunun oranı yüzde 40'a çıkacaktır" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını dile getiren Yetkin, kişi başına yıllık 3 bin 500 metreküp olan tüketimin, yıllık 10 bin mekreküpe çıkması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin bu rakamla dünyada 19. sırada olduğunu belirten Yetkin, şöyle konuştu:
"Dünyada tarım alanlarının yüzde 70'i kuraklık nedeniyle çölleşme ile karşı karşıyadır. Böyle bir ortamda Türkiye'nin bu konuya büyük önem vermesi gerekir. Türkiye'de yanlış sulama politikaları sonucu bu noktaya gelinmiştir. Türkiye'de barajlarda toplanan suyun ancak üçte biri kullanılmaktadır. Sulama alanlarının yüzde 95'i israfa yol açan yüzeysel sulama ile sulanmaktadır. Türkiye'de su kullanımı ve sulama için hiçbir stratejik plan yoktur. Bu tabloda Türkiye'nin, suyu çok rasyonel kullanması gerekir. Gerçekçi bir sulama politikasına ihtiyaç vardır."
DSİ'nin sulamaya açtığı alanın yüzde 50'sinin fiilen sulandığını kaydeden Yetkin, "Türkiye'nin bu işteki sorumlusu DSİ'dir. DSİ'nin yatırıma ayırdığı miktar istenilen noktada değildir. Suya ilişkin alt yapı yatırımlarına ayırdığı payın artması için DSİ'ye yapılan desteğin artması gerekir. Türkiye'de bu işi sulama birlikleri üstlenmiştir. Sulama birliklerinin de elektrik faturaları nedeniyle kapılarına kilit vurulmuştur" dedi.
Türkiye'nin AB sürecinde son derece önemli bir eşikte olduğunu belirten Yetkin, "17 Aralık'ta büyük ihtimalle tarih verilecek. Tam üyeliğin uzayıp uzamaması tarım sektöründeki sorunların çözümü ile doğrudan bağlantılıdır" dedi. Son dönemde artan hormon tartışmalarına da değinen Yetkin, tavukta hormon değil, antibiyotik kullanıldığını söyledi. Bu konuda yapılan tartışmaları magazinsel, sorumsuz ve gayrı ciddi bir yaklaşım olarak gördüğünü de kaydeden Yetkin, hormonda değil, zirai ilaçlarda kanserojen madde olabileceğini söyledi. Yetkin, Türkiye'de bu ilaçların reçete ile satılması gerektiğini belirterek, "Bir spor yorumcusunun tutup da hiç ilgisi olmayan konularda üç beş ay kabzımallık yapması sorumsuz bir davranıştır. Hiç kimsenin bu ülkeyi panik noktasında göstermeye hakkı olmadığını düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Yetkin, 20-21 Aralık 2004 tarihlerinde 4. Ulusal Tarım Kongresi'ni yapacaklarını da bildirdi. Yetkin daha sonra basın mensuplarına Ankara Ticaret Odası ile birlikte hazırladıkları, '60 Soru 60 Cevap Türkiye Tarımı, Sorunları ve Çözüm Önerileri' isimli kitapçığı dağıttı. Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Yetkin, kuru fasulyenin fiyatındaki aşırı artışın tüketiciye gelene kadar el değiştirdiği aracılardan kaynaklandığın söyledi. Türkiye'de kuru fasulye konusunda manipülasyon yapıldığını da iddia eden Yetkin, ürün olduğu halde ürün olmadığının söylendiğini ve bu şekilde fiyatların artırıldığını kaydetti.