ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 152 kişinin yargılandığı davaya, sanıkların esasa ilişkin savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Sanık eski pilot binbaşı Ahmet Sereyim, savunmasında, suçlamaları kabul etmedi.
Sereyim, Malatya'da görevli olmasına rağmen Kara Kuvvetleri Komutanlığı tayin subayınca, resmi telefondan aranıp emredildiği için Kara Havacılık Komutanlığına katıldığını söyledi.
Katılışla ilgili verilen emri sorgulamadığını savunan Sereyim, darbede görev alacağını bildiğine yönelik iddiayı ise kabul etmedi.
"Bu iddia mesnetsiz bir iddiadır." diyen Sereyim, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya çalıştığına yönelik suçlamanın da gayri ciddi olduğunu öne sürdü.
Sereyim, bir arkadaşının evinde kaldığı ve sabaha kadar toplantı yapıp darbe girişiminden önce verilecek görevi konuştuklarına dair suçlamanın da dayanağı olmadığını iddia etti.
Bir darbe toplantısına katılmadığını, FETÖ ile bağı bulunmadığını savunan Sereyim, iddiaların tamamının varsayımlar üstüne kurulduğunu ileri sürdü.
Sereyim, o gece Kara Harp Okulundaki öğrencilerden bir grubu, güvenlik gerekçesiyle Etimesgut Meydanı'na getirdiğini ve bunların yargılandıkları davada tahliye edildiklerini anımsatarak, yaptığı bu uçuşun darbeyle ilişkilendirilmesini vicdanlara bıraktığını söyledi.
Bir grup askeri Gölbaşı'ndan Türksat'a götürdüğü ve bir süre sonra da oradan aldığına ilişkin iddiaya karşılık Sereyim, "Ben o gece böyle bir uçuş yapmadım." dedi.
Sereyim, Etimesgut'a iniş yaptığı sırada saat 04.40'ta kuleyle görüştüğünü, ayrılırken de 05.20'de tekrar irtibat kurduğunu iddia ederek, Türksat'ta 04.47 ve 07.09'da bulunmasının mümkün olmadığını öne sürdü.
Sereyim, telefonuyla ilgili verilerin de tekrar incelenmesini talep etti.
O gece, konusu suç teşkil eden eylemi olmadığını, böyle bir emir almadığını ve kimseye de böyle bir emir vermediğini savunan Sereyim, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
- Tatilden dönüp uçuş yapmış
Sanık eski pilot binbaşı Abdullah Ateştemur da mahkeme huzurunda daha önce yaptığı savunmasını kabul ettiğini belirterek, suçlamaları reddetti.
Ateştemur, yıllık izni kapsamında 10-15 Temmuz'da Antalya'da olduğunu, 15'inde de çıkış yapıp memleketine gitmeden önce Ankara'ya uğradığını bildirdi.
Ankara'ya geldiğinde tabur komutanı Halil Gül'ün arayıp çağırması üzerine birliğine gittiğini ve verilen emir doğrultusunda uçmak zorunda kaldığını ileri süren Ateştemur, darbe planı kapsamında önceden görevlendirildiğine yönelik iddiayı kabul etmedi.
Ateştemur, 15 Temmuz'da verilen emir kapsamında, muhtemel bir terör saldırısı ihtimaline karşılık bir helikopteri Erdoğan Erdem ile Akıncı Üssü'ne tahliye ettiklerini savundu.
Akıncı'ya "yurtta sulh" parolasıyla indiklerine yönelik suçlamayı da kabul etmeyen Ateştemur, iniş yaparken kuleyle temasta bulunmadıklarını, bu yüzden bir parola da bildirmediklerini iddia etti.
Burada terminal binasına geçtiğini, telefonunun şarjı bittiği için onu fişe taktığını anlatan Ateştemur, Antalya'dan yeni döndüğü, yol yorgunu olduğu için uyuya kaldığını ve sabah 06.00 gibi uyandığını, bu yüzden kimseyle de görüşmediğini ileri sürdü.
Ateştemur, uyandıktan sonra darbe girişiminden haberdar olduğunu, öğle saatlerinde üsse gelen savcıya ifade vermek için karargaha gittiğini söyledi.
Anayasaya aykırı bir eylemde bulunmadığını, amiri Halil Gül'ün emirleri dışında kimseden emir almadığını iddia eden Ateştemur, o gece Akıncı'ya helikopter götürülmesi dışında hiç uçmadığını savundu.
Ateştemur, aramalarda bulunan bir doların da Afganistan'dan yeni geldiği için görevden kalan para olduğu iddiasını paylaştı.
İki tanığın beyanlarını kabul etmeyen ve örgüt üyesi olmadığını savunan Ateştemur, FETÖ üyelerince ankesörlü ya da sabit hatlardan arandığına yönelik suçlamayı da reddetti.
Ateştemur, tahliyesini ve beraatini istedi.