Türkiye’nin ilk ağır sanayisi Karabük Demir Çelik Fabrikası ve Karabük’ün kuruluşunun 81. yılı münasebetiyle Karabük Üniversitesi 15 Temmuz Şehitler Konferans Salonu’nda “3 Nisan 1937’den Bugüne Karabük” konulu panel düzenlendi.Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat’ın da katıldığı panelde konuşmacı olarak Karabük’ün kuruluşundan bugüne yaşamları boyunca şehre emek veren konuşmacılar yer aldı. Panelin açış konuşmasını yapan Rektör Polat, 3 Nisan’ın Karabük’ün bayramı ve en mutlu günü olduğunu belirterek konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Üniversite olarak 3 Nisan etkinliklerine nasıl katkı sağlayabiliriz diye düşünürken 3 yıl önce yaptığımız programı tekrar yapmaya karar verdik. Karabük’ün kuruluşundan bugüne burada yaşamış değerli insanlarını burada konuk etmiştik. O süreçte neler yaşandığını, neler yaşadıklarını anlatmışlardı ve çok enteresan şeyler öğrenmiştik. Daha sonra bunu kitaba dönüştürdük. Bugün de bunun ikincisini yapıyoruz.”‘Fırsatlar depolanamaz’ diyen Rektör Prof. Dr. Refik Polat söz konusu etkinlikle, Karabük’ün tarihini; sesli, yazılı ve görüntülü arşivlediklerini ifade ederek kısa süre önce hayatını kaybeden Karabük’ün değerlerinden eczacı Hikmet Derman Şeyhoğlu’nun da yer aldığını hatırlatarak “Allah gani gani rahmet eylesin. Onu dinleme fırsatı yakalamıştık. Biz istiyoruz ki bu nadide insanlardan Karabük adına ne varsa öğrenelim.” şeklinde konuştu.Rektör Prof. Dr. Refik Polat, konuşmasının sonunda “Bu birikime destek olan herkese teşekkür ederim” dedi. Zafer Acar’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde ilk olarak 1965 - 1988 yılları arasında Karabük Demir Çelik Fabrikalarında çalışmış olan Abdullah Kalaycıoğlu konuştu.Konuşmasında çok zor koşullarda kurulan Karabük Demir Çelik Fabrikalarının kuruluşundan sonraki yatırım ve genişleme projelerinden söz eden Kalaycıoğlu şöyle konuştu: “Karabük Demir Çelik Fabrikalarının boyutuna bakarsanız onun büyüklüğü çevreye verdiği sosyal hizmetin azametinden kaynaklanıyor. Karabük öyle bir çevre oluşturmuş ki bunu sadece demir çelik tesisi olarak algılamak tamamen yanlıştır. Karabük burada bir sosyal yaşamdır, ta Bolu’dan, Kastamonu’dan, Sinop’tan, Çankırı’dan eğitim için gelenlere gerçekten kucak açmıştır. Yani bu sosyal yapısıyla Dünyada bir eşine rastlamak mümkün değildir.” Panelde diğer bir konuşmacı olan Ahmet Sarıtunç 60 ihtilalinden sonra Safranbolu tabakhanelerinde uzun yıllar çalıştığını dile getirdi. Tabakhanelerin 800 yıla aşkın bir geçmişi olduğunu hatırlatan Sarıtunç, o zamanki imkanlara bakıldığında ecdadın çok ağır şartlarda çalıştığını söyledi. 60 ihtilalinden sonra sanayileşmenin ve makineleşmenin çoğaldığını işlerin biraz daha hafiflediğini söyleyen Sarıtunç, fakat tabakhanelerin emek ve insan gücü isteyen bir kuruluş olduğunu yineledi. Karabükspor’a 40 yılı aşkın hizmet veren Akın Çetin Güney ise Karabükspor’un geçmişiyle ilgili bilgiler aktardı. Çetin Güney konuşmasında “Ankara takımları buraya gelip kamp yapardı, buraya yapılan çim saha Türkiye’nin ilk 3 sahalarından biriydi. Her hafta Ankara takımları Karabük’e gelmek isterlerdi. Benim gibi birçok arkadaşım Ankara takımlarında top oynadı. Karabük bir futbol fabrikası gibiydi. Herkes buraya hocalarını gönderir, futbolcuları seyretmelerini tavsiye ederdi. ” dedi.KARDEMİR’in Karabükspor’un gelişmesinde büyük desteği olduğunu vurgulayan Çetin Güney, Karabükspor’un bugünkü ekonomik durumuyla ilgili yaşadığı sıkıntılarda da değinerek sendikaların ve kuruluşların da ellerini taşın altına koymaları gerektiğini dile getirdi. Karabük Demir Çelik Fabrikalarının özelleştirme süreci konusunu ele alan eski Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Şinasi Altıner, Demir Çelik Fabrikasının kapatılma sürecinde verdikleri mücadeleleri anlattı. Altıner, Karabük Demir Çelik Fabrikalarının şu an 3 milyon tona yakın hacmi olduğunu, başlangıçta ise bu hacmin 150 bin ton olduğunu ifade etti. Özelleştirmenin bir amaç değil araç olduğunu söyleyen Şinasi Altıner, özelleştirme öncesine kadar ki 40 yıllık süreçte ise 600 bin ton üretime ulaşıldığını sözlerine ekledi. Özelleştirmenin çok partili dönemde ortaya çıktığına dikkat çeken Altıner, bu dönemle birlikte istihdamla üretim korelasyonun kurulduğunu ve bu korelasyonun düzen içinde yürüdüğünü kaydetti. “Emeğin ve Kent Kültürümüzün Göz Bebekleri” konulu sunum yapan Aytekin Kuş sunumunda dünden bugüne Safranbolu ve Karabük’ün gelişimi, mimarisi, yemekleri ve kültürünü kendi çektiği fotoğraflarla anlattı. Her mevsimde çekilmiş Safranbolu’nun fotoğraflarını gösteren Aytekin Kuş, “Safranbolu mimarisiyle birlikte huzur dolu bir şehirdir. Safranbolu’da mimarideki her yapıtta nezaket, zarafet ve estetik hakimdir.” diye konuştu.Sunumun son karesine Karabük’ün dumanlı fotoğrafını gösteren ve eskiden Demir Çelik Fabrikalarında müdürlük yapmış olan Aytekin Kuş, “Karabük dumanıyla var olan bir şehirdir. Biz dumanlı kentin çocuklarıyız. Başka bir Karabük yok, başka bir Safranbolu yok. Bu kente sahip çıkmalıyız” diye konuştu.
Türkiye’nin ilk ağır sanayisi Karabük Demir Çelik Fabrikası ve Karabük’ün kuruluşunun 81. yılı münasebetiyle Karabük...
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz