Halk arasında köpek kisti olarak bilinen karaciğer kist hidatiği, hayvandan insana geçen bir parazit tarafından oluşturulur. İnsandan insana bulaşmayan bir hastalıktır. Bu hastalık aslında parazite bağlı oluşan, tamamen iyi huylu bir hastalıktır. Kansere zemin oluşturmaz ve kanserleşmez. Karaciğer kist hidatiği uzun süre hiç belirti vermeden gidebileceği gibi karaciğer içinde bulunduğu yere ve büyüklüğüne göre belirti ve bulgu veren sarılıktan ölümcül alerjik reaksiyonlara kadar birçok sorunu da beraberinde getirebilir.
Karaciğer kist hidatiğine neden olan parazitin yaşam döngüsü içinde köpek, çakal ve kurt gibi yırtıcı hayvanlar ve ot otobud dediğimiz küçükbaş ve büyükbaş hayvanlara ihtiyacı vardır. Olgun parazit; kurt, çakal, köpek gibi hayvanların bağırsaklarında yaşar. Parazitin yumurtası bu yırtıcı hayvanların dışkısı ile dışarıya atılır. Küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar bu parazit yumurtası bulaşık gıdaları (ot,su..) yiyince yumurta onların bağırsaklarına geçer ve bağırsakta kurtçuk açığa çıkarak, kan dolaşımına karışır ve vücudun değişik yerlerinde, en sık da karaciğerde yerleşirler ve giderek büyüyen kistler meydana getirirler. Bu kistlerin içinde binlerce parazit oluşturacak kurtçuklar mevcuttur. Daha sonra hastalıklı (bu kistlerden içeren) organların kurt, çakal ve köpek gibi hayvanlar tarafından yenmesi ile parazit tekrar bunların bağırsağına ulaşır ve burada gelişerek erişkin parazit haline gelir. Başka bir deyişle parazitin üremesi için böylesine bir döngüye ihtiyacı vardır.
Eğer, parazitin yumurtasının bulaştığı maddeler (gıda,su…) ağız yolu ile insanlar tarafından alınırsa, yumurtalar bağırsakta açılır ve içinden çıkan parazit aynı şekilde sıklıkla karaciğerde yerleşmek üzere insanda da kistler oluşturur.
Bu hastalık insan vücudunun her yerinde görülebilir olmakla birlikte %75-80 karaciğerde yerleşir. Olay nerede olursa olsun , parazitin yerleştiği yerde giderek büyüyen içi basınçlı bir sıvı ile dolu kist oluşur.
Karaciğer kist hidatiği insandan insana bulaşmaz. İnsan dışkısında parazit veya yumurtası bulunmaz.
Genellikle karaciğer dokusunu iterek kendine yer açtığından karaciğer hücreleri fonksiyonlarına devam ederler fakat karaciğer içinde yerleştiği yere ve boyutuna bağlı olarak karaciğer fonksiyonlarını bozabilir.
Kist karaciğerde bir ya da birden fazla olabilir. Küçük kistler genellikle şikayet nedeni olmaz. Hastalık genellikle başka nedenlerle yapılan ultrason ve tomografilerde ortaya çıkar. Daha büyük kistler ise sağ tarafta ağrı dolgunluk hissi gibi şikâyetler ile ortaya çıkarır. Bazen de kistler safra kanallarına bası yaparak sarılık ile gelebilirler veya bu kistler enfekte olursa ateş karın ağrısı gibi şikayetlere de neden olabilir.
Karaciğer kist hidatiğinin tedavisi bir ekip işidir. Bu hastalar tedaviye başlamadan çok iyi değerlendirmek gerekmektedir. Hastalığın standart tedavisi cerrahidir. Cerrahi yöntem ise, kistin büyüklüğü, karaciğerdeki yeri, sayısı, komplikasyon olup olmaması gibi değişkenlere göre belirlenir. Bu tedavi seçeneklerini seçerken kistin evresi de çok önemlidir. Uygun vakalarda iğne ile aspirasyon, laparoskopik (kapı ameliyatlar) başarılı bir şekilde uygulanabilmektedir. Eğer minimal invaziv yöntemler başarısız olursa açık cerrahi yöntem ile tedavi edilir.
Genellikle giderek büyür ve komşu organlara yayılabilir. Karaciğerde ve diğer komşu organlarda tıkanma delinme ve yapısal defarmosyonlara neden olabilir. Bunların ortaya çıkması, hastalıkla mücadeleyi güçleştiren riskleri artırır. Bu nedenle bu hastalığı saptayınca hemen tedavi proğramını yapmalıyız.
Hidatik kist hastalığının tedavi edilmezse ciddi sorunlara yol açabilir "Kistin herhangi bir darbe ile yırtılması halinde solunum durmasına kadar gidebilecek şiddetli alerjik reaksiyonlar oluşabilir. Yine kistin yırtılması ile parazit tüm karın zarına yayılıp, bazen tam tedavisi mümkün olmayan abdominal hidatitoz durumuna yol açabilir. Kist içeriği enfeksiyon kaparak apselleşebilir ve acil ameliyat gerekliliği doğurabilir. Bu durum özellikle yaşlı hastalarda ölümcül olabilir. Kist ana safra yollarından birine açılarak genç ve sağlıklı bireylerde dahi ölümcül olabilecek safra yolu enfeksiyonlarında veya safra yollarını tıkayarak sarılığa neden olabilir. Son olarak kist, karaciğerin girişindeki ana damarsal yapılara baskı yaparak hayatı tehdit edici sorunlar doğurabilir.