Sağlıksız beslenme sadece kilo aldırmıyor bunun yanı sıra organ tahribatı da yaratabiliyor. Yanlış beslenme ve yaşlanmayla beraber bu sorunlar çok daha hızlı bir şekilde ortaya çıkabilir. Sağlıksız yaşam modelinden en hızlı şekilde etkilenen organ ise karaciğerdir.
Karaciğer yağlanması çeşitli nedenlere bağlı olarak karaciğerde yağ toplanması şeklinde gelişen yaygın bir hastalıktır.
Karaciğer, vücutta yağ metabolizmasında önemli görevlere sahip olan bir organdır. Çalışma düzeni ve enzim dengeleri çeşitli nedenlere bağlı olarak bozulduğunda karaciğer yağlanmaya ve büyümeye başlar. Bu durumun gelişiminde rol oynayan pek çok etken mevcuttur. Sağlıksız beslenme, obezite, yüksek tansiyon, yağlı besinlerin sık tüketimi, hızlı kilo alıp verme,toksin içeriği yüksek olan besinlerin tüketimi, beslenme ve uyku düzeninin bozulması, alkol tüketimi karaciğer yağlanması için sebep gösterilebilir.
İlk olarak yapay tatlandırıcı içeren yiyecek ve içeceklerden uzak durulması gerekmektedir.
Özellikle mayonez, krema, gofret ve bisküvi, paketli tatlılar ve meşrubat gibi yiyecek ve içeceklerde glikoz, fruktoz veya mısır şurubu gibi tatlandırıcılar bulunur ve kesinlikle tüketimi bırakılmalıdır.
Paketli gıda tüketimi sonlandırılmalıdır.
Düzenli, uzun süreli (10 yıldan fazla) ve karışık alkol türlerini kullananlarda karaciğer yağlanması ciddi boyutlara ulaşıyor. Hele bu kişilerde kilo fazlalığının da olması karaciğer için tehlike çanlarının çaldığı anlamına geliyor. Alkol sonucu vücutta biriken toksinler, karaciğer hücrelerine zarar vererek siroz oluşmasını kolaylaştırıyor; siroz ve karaciğer yetmezliği gibi ölümcül sonuçlar doğurabilecek hastalıklara neden olabiliyor. Alkolden mutlaka kaçının.
Basit karbonhidrat yerine kompleks karbonhidrat tüketimine geçilmeli.
Yapılan çalışmalar kahvenin; içerdiği kafeol, kafestol, karweol, polifenol ve melanoid gibi antioksidan ve iltihabı önleyici maddeler sayesinde karaciğerde yağlanma ve alkole bağlı karaciğer hasarına iyi geldiğini, siroz hatta karaciğer kanserini önlediğini ortaya koyuyor. Bu konuyla ilgili Acıbadem Üniversitesi bünyesinde bir yıl boyunca gerçekleştirilen klinik çalışmaya göre, 5 yıldan fazla düzenli kahve içen ve yağlı karaciğeri olan kişilerde, içmeyenlere göre hem karaciğer enzimleri daha düşük oluyor hem de yağlanmayla ilişkili bağ dokusu oluşumu daha az görülüyor. Ancak kahve, reflüyü artırdığından içmeden doktora sorulmalı.
Baharla beraber seyahatler, iş yemekleri ve sosyal etkinlikler daha da artacağından, dışarıda daha fazla yemek durumunda kalabilirsiniz. İştah açıcı ve özendirici yiyeceklere karşı koymak şüphesiz her defasında kolay olmayacak. Ancak ‘bir kereden bir şey olmaz’ diyerek midenizi doldurmak yerine, gerek dışarıda gerekse evde masadan doymadan kalkın.
Sağlıklı ve dengeli beslenmeyle karaciğer yağlanmasını geriye çevirmek mümkün olabiliyor. Kırmızı etten fakir, balık eti, sebze ve meyveden zengin, tahıl ve süt ürünlerini içeren ve faydası tescillenmiş Akdeniz diyetini uygulayın. Hayvansal yağlardan, işlenmiş et ürünlerinden, aşırı karbonhidrattan kaçının. Meyveleri mutlaka aşırıya kaçmadan ve posası ile birlikte tüketin. Lifli gıdalar faydalı. Tavuğu derisi ile tüketmeyin. Yemeklere lezzet vermesi için katılan krema, mayonez gibi ürünlerden, hamur işlerinden, unlu ve şerbetli tatlılardan, abur cuburdan uzak durun.