HABER

Karaciğer yetmezliğinin nedenleri arasında karaciğer yağlanması da var!

Hareketsizlik ve yüksek kalorili beslenme alışkanlığı karaciğer yağlanmasına neden oluyor. Karaciğer yağlanmasının önlenmesi hayati önem taşıyor. Karaciğer yetmezliği neden olan karaciğer yağlanmasında risk faktörlerinin göz önünde bulunması ve beslenme şeklinin değiştirilmesi hayat kurtarıcı görev üstleniyor. Peki karaciğer yağlanmasının risk olmaktan çıkması için neler yapmak gerekiyor? İşte konu ile ilgili bilinmesi gerekenler...

Karaciğer yetmezliğinin nedenleri arasında karaciğer yağlanması da var!

Günümüzde giderek artan hareketsizlik ve kalori içeriği yüksek beslenme alışkınlığı karaciğer yağlanmasının hızla yaygınlaşmasına neden oluyor. Çocuklarda ve 40 yaşın altındaki erişkinlerde organ nakli gerektiren karaciğer yetmezliğinin en hızla artan sebebi olan bu hastalık, ülkemizde her 4 kişiden birini tehdit ediyor! Üstelik karaciğer yağlanmasının genellikle belirti vermeden ilerlediğine dikkat çeken Acıbadem Fulya Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ozan Kocakaya, “Karaciğer yağlanmasına zamanında müdahale etmek yaşamsal öneme sahip. Çünkü yağlanma miktarı arttığında karaciğerde iltihap oluşabiliyor. Bu iltihaplanma da karaciğer yetmezliğine, hatta karaciğer kanserine bile neden olabiliyor. Dolayısıyla hiçbir yakınması olmasa bile risk faktörü olan her bireyin yıllık, yağlanma için risk faktörü bulunmayanların ise yaşlarına uygun olarak önerilen rutin check-up programları dahilinde taramalara tabi tutulmaları, karaciğer yağlanmasının erken teşhis edilebilmesi için çok önemli.” diyor.

BU RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT!

Karnımızın sağ üst tarafında bulunan karaciğer; kandaki toksinleri temizlemek, vücudun detoks sistemine yardımcı olmak ve safra salgısı üretmek gibi önemli işlevler üstleniyor. Protein, karbonhidrat, yağ ve vitaminlerin yanı sıra ilaçların da vücutta işlem görmesine yardımcı olan, kanın pıhtılaşmasında da rol oynayan karaciğerin 500’e yakın görevi bulunuyor. Karaciğer yağlanması, bu organı oluşturan hücrelerin içinde yağ birikimi olarak tanımlanıyor. Karaciğer yağlanmasında alkol kullanımı önemli rol oynasa da, her yağlanma bu sebepten kaynaklanmıyor. Dr. Ozan Kocakaya, “Karaciğer yağlanması iki şekilde karşımıza çıkıyor. Karaciğerde henüz iltihabi hasar başlamamış olabiliyor veya karaciğerde iltihabi durum da gelişmiş olabiliyor. Bu tabloya da yağlı karaciğer iltihabı deniyor. Aşırı kilo, diyabet, yüksek kolesterol ve bazı tedaviler karaciğer yağlanmasına neden olan faktörleri oluşturuyor” diyor.

TANI GENELLİKLE TESADÜFEN KONULUYOR

Karaciğerde yağlanmanın, genellikle belirti vermediği için ancak başka nedenlerle yapılan tetkikler veya sağlığın sürdürülebilmesi için yapılan düzenli taramalar sırasında tespit edilebildiğini ifade eden Dr. Ozan Kocakaya, şöyle devam ediyor: “Karaciğerde yağlanmanın tanısı muayene ve üst karın ultrasonografisi ile konuyor. Tanı konulduktan sonra karaciğerde iltihap olup olmadığı, karaciğerin işlevlerini yerine getirip getirmediğini tespit edebilmek için çeşitli testlerin yanı sıra ultrason, tomografi ve MR gibi görüntüleme yöntemleri kullanılıyor. Bazen karaciğer biyopsisi de gerekebiliyor. Bu durumda ince bir iğneyle küçük bir karaciğer dokusu alınıp, hücreler mikroskop altında inceleniyor. Böylece hasarın boyutu, iltihabın düzeyiyle ilgili bilgiler ediniliyor.”

KARACİĞER YETMEZLİĞİ İLE SONUÇLANABİLİYOR

Zamanında müdahale edilmeyen yağlı karaciğerde oluşan karaciğer iltihapları ilerleyerek ‘siroz’ adı verilen ciddi ve geri dönüşü olmayan hastalığa neden olabiliyor. Sirozun “bacaklarda şişlik, karında sıvı birikimi, nefes darlığı ve yorgunluk” şeklinde belirtilerle kendini gösterdiğini dile getiren Dr. Ozan Kocakaya, “Siroz ya da karaciğer yetmezliğine ek olarak, yağlı karaciğerde iltihaplanma kimi zaman siroz gelişiminin öncesinde dahi doğrudan karaciğer kanserine yol açabiliyor. Bu nedenle yağlı karaciğere bağlı iltihabi hasarı olanlar düzenli aralıklarla doktora görünmeli, karaciğer işlevlerini ve yapısını kontrol ettirmeli.” diyor.

İDEAL KİLOYA ULAŞIN, AKDENİZ TİPİ BESLENİN

Karaciğer yağlanmasında tedaviyle sorunun ilerlemesi durdurulabiliyor, var olan yağlanma tamamen geriletilebiliyor. Tedavide hedef; bu tabloya neden olan etmenlerin ortadan kaldırılması. Hastaların kilo vererek ideal kiloya ulaşmalarının, kan şekeri düzeyinin kontrol altında tutulmasının ve kolesterol düzeyinin düşürülmesinin önemli olduğunu kaydeden Dr. Ozan Kocakaya, “Hasta karaciğerini yoran bir tedavi kullanıyorsa bu tedavi de kesilebiliyor. Tüm bu önlemler hem karaciğerin yükünü hem de kalp hastalıkları ve felç riskinizi azaltıyor.” diyor. Karaciğerde yağlanma problemi yaşayan birçok hastada yaşam tarzında yapılacak olan değişimler etkili oluyor. Karaciğer yağlanmasının önüne geçmek için meyve ve sebzeden zengin beslenmek gerektiğini vurgulayan Dr. Ozan Kocakaya, un, şeker ve hayvansal gıdaların kısıtlı alındığı “Akdeniz tipi” beslenmenin, düzenli egzersiz yapmanın ve aşırı alkol tüketiminden kaçınmanın yağlanmanın düzelme sürecini hızlandıracağını belirtiyor.

En Çok Aranan Haberler