YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

'Karadayı, Koalisyon Pazarlıkları Konusunda Liderleri Uyarmamı Istedi'

TBMM’de, 28 Şubat 1997 ve 27 Nisan e-muhtırasını araştırmaya yönelik kurulan alt komisyon, eski Meclis...

TBMM’de, 28 Şubat 1997 ve 27 Nisan e-muhtırasını araştırmaya yönelik kurulan alt komisyon, eski Meclis Başkanı Mustafa Kalemli’yi dinledi. Kalemli, Meclis Başkanlığı yaptığı dönemde GATA’yı ziyareti sırasında dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’nın kendisini telefonla arayarak, liderleri koalisyon pazarlıkları konusunda dikkatli olmaları için uyarmasını istediğini anlattı.

Yaşadıklarını yazıya dökme gayreti içinde olduğunu söyleyen Kalemli, komisyonda 2002 yılında yazdığı ‘Kalemli’nin Kaleminden’ adlı kitapta yer alan 28 Şubat süreci ile ilgili bölümü okudu.

Söz konusu kitapta Kalemli, Necmettin Erbakan’ın, ana muhalefet olarak iktidar alternatifi olduğunu göstermek için Yılmaz-Çiller koalisyonun kurulduğu günden itibaren ‘yıkım faaliyetine’ başladığını belirtiyor. Sürece Anayasa Mahkemesi’nin dâhil olmasının ardından yaşanan bazı gelişmeleri Kalemli kitabından okuduğu bölümde şöyle anlatıyor: “Başbakan Mesut Yılmaz’a görev sırasında güvenoyu müessesine başvurmasının tek çıkar yol olduğunu ifade ettim. Yapmadı. Herhalde o sırada Tansu Çiller ile köprüleri çoktan atmıştı. Başka bir ifade ile bazı platformlarda koalisyonun bozulması için sanki gizli bir mutabakat vardı. Anayasa Mahkemesi oylamada hata olduğunu fakat geriye dönük bir şey yapılamayacağını, anayasa ile iç tüzük arasındaki uyumsuzluğun ortadan kaldırılması gerektiğini ifade ederek kararının açıkladı. Kararın bir yaptırımı yoktu. Koalisyonu devam ettirebilirlerdi ama siyaseten uygun görmedi ki, Mesut Yılmaz koalisyonu bozdu. Zannediyordu ki, Refah Partisi iktidar olmaz, olamaz. Doğru Yol Partisi, Refah Partisi koalisyonu kurulamaz… Özetlemek gerekirse Başbakan Mesut Yılmaz ve askerler, Refah–Yol’un sürpriz şekilde kurulmasına hazırlıksız yakalanmışlardı… Olduğu günden itibaren problemler birbiri ardına gelmeye başladı. Başbakan Erbakan’ın, İran, Endonezya, Malezya, Libya seyahatleri, iç politikadaki bazı söylem ve eylemleri Meclis’teki tutumları her geçen gün gerginliği artırıyordu. Cumhurbaşkanı Demirel bu gerginlikten memnun değildi, askeri kanat hoşnutsuzluğunu dile getiriyordu…"

Kitabında, ordu üst kademesinin ve dönemin Genelkurmay Başkanı Karadayı’nın ‘süreci soğukkanlılıkla takip etmesinin’ ülke için büyük kazanç olarak nitelendiren Kalemli, şöyle devam ediyor: “Meclis Başkanı olarak bana gelen şikâyetleri hükümet başkanı Erbakan ve arkadaşlarına iletmem mümkün olmuyordu, zira beni dışlamışlardı, her konuda hasım görmeye devam ediyorlar, iktidarlarının mutlak ve sonsuz olduğu gibi bir fikrin cazibesine kapılmış gidiyorlardı… Bütün içtenliğimle söylemek isterim yaşanan sıkıntılı günlerin atlatılması ve demokrasinin o çalkantıdan bir kazaya uğramadan esenliğe çıkmasında Cumhurbaşkanı Demirel ve Karadayı Paşa’nın büyük gayretleri vardır. O hassas dönemde bu kritik görevlerde aklıselim sahipleri iki önemli şahsiyetin bulunması Türkiye için büyük şans olmuştur. Çünkü hadiseler basitçe geçiştirilecek olaylar değildir.”

Kalemli, kitabında, 28 Şubat’ta yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı ve sonrasında yaşananlarla ilgili şu ifadelere yer veriyor: “Erbakan ve Refah Partisi bu kararların altına attıkları imza için zorda kalmışlar ve bir çıkış yolu aramaktaydılar…. Bir görüş ortaya attılar… Bu kararları TBMM’ye getirip tartışalım, dediler… ‘Bu kararları Meclis’e taşırsanız o zaman yeni bir 12 Mart olayı olur, buna müsaade etmem’ demecini verdim. Bu beyan benim Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi ile ilişkilerimin kesin olarak kopmasına, aradaki gerginliğin daha da artmasına sebep oldu. Ama asla pişman değilim, zira doğrusunu yaptım, bugün de olsa aynısını yaparım.”

“MECLİS BAŞKANLIĞIM SIRASINDA, SAYIN TÜRKEŞ’İN BENİ ZİYARETİ DOĞRUDUR”

Bir vekilin sorusu üzerine Kalemli, merhum Alparslan Türkeş ile aralarında geçen konuşma hakkında şu bilgileri verdi: “Meclis başkanlığım sırasında, Türkeş’in beni ziyareti doğrudur. Özel kalem müdürümü de şahit olarak buraya getirdim… ‘Önemli bir yerden geliyorum. Bir görev yapmak istiyorum. Bana o önemli yerde bu koalisyonun kurulmamasının daha doğru olacağı söylendi. Bu koalisyon (Refah- ANAP koalisyonu) olursa memleket için hayırlı şeyler olmayacağı ifade edildi. Bunu size söylüyorum, gereğini yapın’ dedi… Muhalefetten gelen Meclis Başkanı olduğum için Refah Partisi benimle diyalog kurmuyor… O zaman Mesut Bey’e ulaştım. ‘Sayın Türkeş bana geldi, bunları söyledi, ben de size iletiyorum.’ dedim.” Kalemli, Türkeş’in kendisine makam ya da isim ise söylemediğini ifade etti.

KARADAYI’DAN KOALİSYON UYARISI

Kalemli başka bir soru üzerine yine Meclis Başkanığı döneminde GATA’yı ziyareti sırasında, dönemin Genelkurmay Başkanı Karadayı’dan gelen bir telefonu ise şöyle anlattı: "Galiba bir Kurban Bayramı’ydı. İlk defa GATA’daki gazilerimizi ziyarete gittim. O sırada, Karadayı Paşa telefonla beni aramış. GATA Komutanı geldi, ‘Genelkurmay Başkanı sizi arıyor’ dedi. ‘Ziyaret görevim bitsin, sizin odanızdan konuşuruz.’ dedim. Ziyaret bitti, ondan sonra komutanın odasına geçtik. Komutanın odasından Genelkurmay Başkanı’nı bağlattım. ‘Efendim, önemli olaylar cereyan ediyor. Lütfen, Meclis Başkanı olarak görevinizi yapın.’ dedi. ‘Sayın Paşa, ben Meclis başkanı olarak ne yapabilirim? Benim yapabileceğim bir şey yok.’ dedim. ‘Efendim, en azından liderleri uyarabilirsiniz.’ dedi. ‘Ne diye uyaracağım?’ dedim. ‘Çok dikkatli olmaları konusunda uyarabilirsiniz, bu koalisyon pazarlıkları konusunda uyarabilirsiniz’ dedi.”

Komisyon üyesinin, ‘Bu uyarı Sayın Mesut Yılmaz ile Erbakan arasında oluşabilecek bir koalisyon muydu?” sorusuna Kalemli, “Evet, o dönem. Tabii işin içinde Sayın Çiller de var. Çiller o sırada başbakanlık görevinde. Henüz daha başbakanlığı devretmemiş.” cevabını verdi.

Kalemli şöyle devam etti: “Memlekette önemli görevler üstlenmiş, önemli sorumluluklar almış kişiler ikide bir bana geliyor. Sayın Türkeş geldi, Karadayı Paşa telefon etti. Bunları da cevapsız bırakmak pek düşünceme uygun düşmüyor. Başbakan’a da o sırada bir ziyaret borcum vardı... Sayın Çiller’i Başbakanlık konutunda ziyarete gittim… Bayram ziyareti yaptık, teşekkür ettim kendilerine beni tebrik ettiği için. Karşılıklı nezaket cümlelerinden sonra dedim ki, ‘Siyasi ortam çok gergin. Bunu yumuşatmak lazım. Herkesin üzerine düşen belki bir takım görevler vardır. Size de bunu dolaylı olarak anlatmak için geldim. Beni Sayın Türkeş aradı, geldi; Sayın Karadayı Paşa aradı. Bir takım endişeler ifade ediyorlar. Siz, başbakansınız. Bunları size bildirmekte fayda görüyorum. Lütfen değerlendirin.’ Hepsi bu kadar. Sayın Çiller, bu ziyaretimden çok fazla hoşnut olmadı, onu biliyorum ama çok büyük bir tepki de göstermedi. Şu intibayı alarak çıktım: Teşekkür ederim, ben gerektiği şekilde değerlendireceğim. GATA görüşmesi ile ilgili hadise budur. Sayın Genelkurmay Başkanı sonra, bayram tatilini geçirmek için Uludağ’a gittiler. Ne hikmet ise Sayın Çiller de Uludağ’a gitti. Onların orada ne konuştuklarını ya da konuşmadıklarını bilmem, mümkün değil.”

Bir üyenin, “Sayın Karadayı’nın siyasetin içine bu kadar girmesi sizce nasıl değerlendirildi?” sorusu üzerine Kalemli, “Bu şekilde değerlendirmek mümkün ama başka şekilde değerlendirmek de mümkün… Tahmin ederim, ordu içinden ya da komuta kademesinden kendisine zaman zaman bu konuların konuşulduğu söyleniyor ya da şöyle yapılsın, böyle yapılsın gibi cümleler geliyor. Bu cümlelerin etkisinde sanıyorum bu görevleri yapma ihtiyacı hissetti. Yoksa ben Sayın İsmail Karadayı Paşa’nın hiçbir gün ne benim nezdimde ne diğer siyasiler nezdinde, ne kendi makamında ne başka makamda 'bu iş siyaseten şöyle yapılmalı' dediğine şahit olmadım. Hiçbir yerden de duymadım. Ama bir Genelkurmay başkanı şunu söylüyorsa, ‘Biz kanunlarla görevliyiz’ Sanırım, 35. maddeye atıfta bulunuyor. Bu görevi nedeniyle bazı şeyleri yapma ihtiyacı duyuyorsa, kanundan kaynaklanan kendisine verilen bir görev olduğunu o şekilde yorumlamış olmasından dolayıdır, diye düşünüyorum.” cevabını verdi.

Bir üyenin, “Hükümet üstü görünüyor.” sözleri üzerine Kalemli, “Hayır, hiç öyle bir tavır içine girdiğini söylemedim, duymadım da…" ifadesini kullandı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler