Evsel, endüstriyel ve kimyasal atıklarla günden güne kirlenen Karadeniz’de ticari balık nesli hızla tükeniyor. Bilim adamları tarafından Sinop ve Samsun açıklarında yapılan araştırmada 44 familyaya ait 94 balık türünün yaşadığı Karadeniz’de 47 yıldır ticari olarak avlanan 23 ticari balık türünden 5 tanesi kaldı. Araştırmaya göre havyarı ile tanınan Mersin balığının nesli kirlilik ve aşırı avlanma sonucu nesli tükenirken, uskumru, pisi, dere pisisi, kalkan ve çaça azalırken, kofana, torik, çinekop da kaybolma seviyesine geldi. mezgit, kefal, lüfer, palamut ve hamsi miktarı ise günden güne azalıyor.
Karadeniz, jeografikal pozisyonu ve morfometrik özellikleri ile insan etkilerinin en fazla görüldüğü denizler arasında yer alıyor. Özellikle kuzeybatısındaki büyük nehirlerin taşıdığı besin tuzları da denizdeki canlı flora ve faunasını ciddi oranda tehdit ediyor. Kirlilik deniz canlılarını esir alıp yok etme boyutuna ulaşırken, Karadeniz ekosistemindeki bu radikal değişim, ticari balıkçılıktaki düşüşle kendini gösteriyor. Bu da 8 bin 350 km uzunluğundaki kıyı şeridi bulunan Karadeniz’in evsel ve endüstriyel kirlenme ile sahip olduğu flora ve faunanın hızla fakirleştiğini gösteriyor.
Sinop Üniversitesi (SÜ) Su Ürünleri Fakültesi Temel Bilimler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Levent Bat, araştırmayla ilgili yaptığı açıklamada 1965 yılından bu güne kadar ticari olarak avlanan 23 adet balık cinsinden ancak 5 adedinin avlanabildiğini söyledi. Aşırı avlanmanın yapıldığı balıklar doğru değerlendirilmediği için de balık unu fabrikalarına satıldığını ifade eden Prof. Dr. Bat, “Son yıllarda Karadeniz’de su sıcaklığı düşüşünün gecikmesi ve eskiye göre ortalama su sıcaklığında meydana gelen artış bu balıkların kıyılarımıza gelişini etkilemiştir. 2004 ve 2005 yıllarında ortalama 350 bin tona yaklaşan hamsi miktarı geçen yıl 138 bine düşmüştür. Kirliliğin hızla artması, su değişiminin azalışı, balık popülasyonlarında etkisini göstermiş, kılıç balığı yok olmuştur. Mezgit, kefal stoklarının azalması, levrek, mırmır, barbunya, altınbaş, kefal, izmarit, karagöz, çipura, mercan, sinarit, traça, orfoz, lahoz gibi ekonomik balıklarımızın nesillerinin ortadan kalkması sorumsuzca avlanma ve deniz kirliliği sonucudur.“ dedi.
Karadeniz Çevre Programı'nın (BSEP) raporuna göre Karadeniz’de 1980 yılında avlanan balık miktarının 850 bin tondan 1994 de 414 bin tona düştüğünü hatırlatan Prof. Dr. Bat, bu rakamın bugün 250 bin tona inmiş olabileceğini kaydetti. Atılan milyonlarca ton petrol, gübre, ağır metal ve diğer endüstri atıkları canlılar üzerinde geri dönülmez etkiler bıraktığına dikkat çeken SÜ Su Ürünleri Fakültesi Temel Bilimler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Levent Bat, “Karadeniz balıkçılığının Türkiye’nin canlı deniz kaynakları içerisinde özel bir yeri vardır. Karadeniz’de avlanan balılar toplam üretimin yüzde 82’sini oluşturmaktadır. Küçük pelajik balıklarda görülen bu önemli düşüşler Karadeniz probleminin ciddiliğini göstermektedir. Yaptığımız son 20 yıllık çalışmada, deniz suyu sıcaklığında yükselme olduğunu tespit ettik. Bu durum, balıkların üreme, beslenme ve göç yollarını da değiştirebilir. Sıcaklık artışında değişiklik olursa hamside bile göç yaşanabilir. Hamsinin yumurtalarının dağılımı ve yumurtlama alanları değişebilecektir. Karadeniz’de özellikle soğuk mevsimlerde hamsilerin kuzeye yaptıkları göçler ya azalacak veya duracaktır. Bu da ülke ekonomisine ciddi zararlar anlamına gelmektedir.“ bilgisini verdi.
Alınması gereken tedbirlerden de bahseden Prof. Dr. Bat, sözlerini şöyle sürdürdü, “Balıkçılık politikasının düzenlenmesi, Marmara ve Karadeniz’de kirlilik, yabancı türlerin girişi gibi ekolojik etmenlerinde kontrol altına alınması balıkçığın geleceği açısından büyük önem taşıyor. İleri ki yıllarda Karadeniz’de küresel ısınmanın sonucu olarak düşünülen ısı değişimleri ile birlikte tür ve miktar değişimlerine karşı önlemler alınması gerekmektedir. Sonuç olarak ülkemizdeki deniz araştırmalarına verilen önemin artması ve sağlam bir deniz araştırma ve izleme politikası oluşturulmalıdır. Karadeniz’de mevcut canlıların henüz tam bir envanteri mevcut değildir. Öncelikle bu listenin oluşturulup Karadeniz’e giren yabancı türlerin de takibi yapılmalıdır.”
"DÜNYA ORTALAMASINA GÖRE BALIK TÜKETİMİ ÇOK AZ”
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) verilerine göre, Türkiye’de kişi başına balık tüketimi yılda 8 kilogram seviyesinde bulunuyor. Dünyada ise yılda kişi başına yılda ortalama 16 kilogram balık tüketilirken, Avrupa Birliğinde (AB) yıllık tüketim kişi başına 22 kilogram düzeyinde. Kişi başına tüketim AB ülkeleri ile kıyaslandığında üretim yönünden 7. sırada bulunan Türkiye AB sıralamasında tüketimde son sırada yer alıyor. Türkiye’nin dünya ortalamasına ulaşması için mevcut üretimini 2 kat, AB seviyesine ulaşması için ise 3 kat artırması gerekiyor. Türkiye’de kişi başına yıllık 8 kilogram olan tüketimin 2013 yılına kadar 10,3 kg düzeyine ulaşması bekleniyor.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz