Karadeniz’de İlk Tedavi Yöntemi

Karadeniz Bölgesi’nde ilk kez Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı’nda uygulanmaya başlanan “mikroperk” yöntemi ile küçük yaştaki çocuklar böbrek taşlarından kurtulabiliyor.Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Ender Özden ve Doç. Dr. Yakup Bostancı tarafından genel anestezi altında başarıyla mikroperk yöntemi ile böbrek taşları kırılan çocuklar, işlemin ertesi günü taburcu edilerek evlerine gönderiliyor.OMÜ Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Çocuk Ürolojisi Uzmanı Prof.Dr. Şaban Sarıkaya, düşürülemeyen veya taş kırma cihazlarıyla kırılamayan böbrek taşları içerisinde kamerası da olan 1,5 mm kalınlığında bir iğne ile böbreğe girilerek, içinden geçirilen lazer ile toz ve kırıntı haline getirildiğini ve ‘mikroperk’ adı verilen bu yöntemin Karadeniz Bölgesi’nde ilk kez uygulanmaya başlandığını söyledi.Çocuk çağındaki böbrek taşların Türkiye’de önemli bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Şaban Sarıkaya, “Yaklaşık 100 ile bin çocuktan birinde bu taş hastalığına rastlıyoruz. Bu taşların bir kısmı sürekli tekrarlama eğilimindeler. Çocuğun bünyesi bu taşı yapma eğiliminde oluyor. Hem bu nedenle önemli hem de gelişmekte olan böbreği ve idrar yollarını etkilediği için önemlidir. Bölgemizde de yaptığımız araştırmada geçen yılda her bin çocuğun birinde taş hastalığına rastladık. Bu konuda Karadeniz Bölgesi’nde ve Kuzey Anadolu’da OMÜ Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı bir referans merkezidir. Kliniğimizde taş hastalığı ile ilgili tüm tetkik ve tedaviler başarılı ile yapılmaktadır. Son olarak gelişmeler doğrultusunda ‘mikroperk’ dediğimiz yöntem de kliniğimizde kullanılmaya başladı. Son 1 hafta içersinde 3 çocuğumuzu da bu şekilde tedavi ettik. Taş hastalığında kullandığımız yöntemler erişkinlerde vücut dışından şok dalgaları ile taş kırma tedavisi, lazer ile endoskopik olarak anestezi altında vücuda idrar kanalından girerek veya ciltten girerek perkütan dediğimiz yöntemle taşların kırılarak çıkartılması şeklinde yapılabilir. Son yıllarda açık taş cerrahisi pek yapılmıyor” dedi.Mikroperk tedavisini Karadeniz Bölgesi’nde ilk kez Samsun’da uyguladıklarını ifade eden Sarıkaya, “Çocuklar bu hastalık ile ilerleyen yaşlarda da karşılaşabilirler. Yaptığımız girişimlerin taş tedavisi için olabildiğince az invaziv olması gerekir. Çocuğa fazla zarar vermeden, günlük yaşamanı fazla etkilemeden yapılması gerekir. Çocuklarda da taşlar için yine vücut dışından şok dalgaları ile vücut tedavisi uygulanabiliyor. Taş kırma tedavisinde başarılı olamayan çocuklarda veya anesteziyi tekrar tekrar vermek istemediğimiz çocuklarda küçük ve uygun boydaki taşların az invaziv yöntemlerle tedavi edilme yönetimi uyguluyoruz. Mikroperk de bize bunu sağlıyor. Adeta bir iğne deliğinden kamera ile girerek böbrekteki taşa ulaşıp onu parçalama esasına dayanan bir tetkiktir. Yaklaşık 1-1,5 milimetre iğne, içersinde endoskopu ve lazeri var. Böbreğe anestezi altında taşa ulaşıp, taşı endeskopla görerek iyice parçaladıktan sonra düşmesini sağlıyoruz. Bu işlem uygun ve tecrübeli ellerde gayet başarılı bir şekilde yapılabiliyor. Bu işlem yapıldıktan sonra çocuk 1 gün sonra evine, işine, okuluna dönebiliyor. Bu yöntem ülkemizde kullanılmaya başlanmıştı ama Karadeniz Bölgesi’nde hiç yoktu. İlk defa OMÜ Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı bunu kullanmaya başladı” diye konuştu.Mikroperk yöntemi ile 3 çocuğa başarılı operasyon yaptıklarını belirten OMÜ Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ender Özden, “Böbreklerinde taş rahatsızlığı nedeniyle gelen bir kız çocuğuna uyguladığımız mikroperk dediğimiz yöntemle ameliyat yaptık. Şimdiye kadar kliniğimizde bunun gibi 3 tane ameliyatlar yapıldı. Bu yaptığımız ameliyatın özelliği 1,5 milimetre çapında bir aletle böbreğin içersine girip lazer tekniği ile taşları kırıyoruz. En büyük avantajı böbreğe verdiğimiz hasar riski çok azalmış oluyor. Hastalar çok kısa süre içersinde de taburcu ediliyor. Bu yöntemle taşları istediğimiz boyutlara indirebiliyoruz. Hatta toz haline bile getirebiliyoruz. Bu taşları da idrar yoluyla dökmesini de sağlıyoruz. Bu teknik üniversitemizde ilk defa uygulanıyor. Son derece güvenli ve bölgemizde yapılan ilk ameliyatları gerçekleştirdik. Şuana kadar hiçbir hastamızda da bir sorun yaşamadık” şeklinde konuştu.