HABER

Karadeniz'in doğasını ve mimarisini koruyan mahalle: Yeşilce

Ordu'nun doğal güzellikleri arasında kırmızı çatılı, beyaz dış cepheli evleriyle dikkati çeken mahallesi Yeşilce, ziyaretçilerini adeta büyülüyor - Mesudiye Belediye Başkanı İsa Gül: - "Burada yetişen doğal ürünlerimiz de gelen insanlarımıza sunuluyor. Kuru ekmek, erişte, makarna, pağaç gibi ürünlerimiz bambaşka. Bence Ordu'ya gelindiğinde Mesudiye Yeşilce'yi asla görmeden gitmeyin" - "Doğal yapının değişmeden kalması için mücadele ediyoruz. Yeşilce'nin Türkiye'de örneği yok"

EYÜP ELEVLİ - Ordu'nun Mesudiye ilçesindeki Yeşilce Mahallesi, doğal güzelliğinin yanı sıra Karadeniz'e özgü mimari yapısıyla dikkati çekiyor.

Ordu'nun büyükşehir olmasının ardından beldeden mahalleye dönüşen Yeşilce, doğa ile iç içe vakit geçirmek isteyenlere her mevsim farklı güzellikler yaşatıyor.

Safranbolu evlerini andıran, Karadeniz'e özgü mimari yapısı korunan evlerin çatılarının kırmızıya, dış cephelerin de beyaza boyanmasıyla Yeşilce'ye ilgi daha da arttı.

Yöre halkının bugüne taşıdığı kuru ekmek ve pağaç başta olmak üzere çok sayıda yöresel ürün de ziyaretçilerin damağını tatlandırıyor.

Misafirperver yöre halkı tarafından imece usulüyle evlerin önünde kuşburnu, armut gibi ürünlerin pekmezi yapılıyor.

Özellikle yaz mevsiminde yerli ve yabancı turistleri ağırlayan Yeşilce Mahallesi, çeşitli kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapıyor.

Mesudiye Belediye Başkanı İsa Gül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yeşilce'nin, Mesudiye ilçesinin kültür başkenti olduğunu söyledi.

Önceden belde olan mahallenin, doğası ve güzelliğiyle belki de Türkiye'nin en güzel mahallelerinden biri olduğunu belirten Gül, tarihi evlerin de bulunduğu mahallenin, düz ve yeşilliğin ortasında bambaşka bir yer olduğunu anlattı.

Gül, mahallenin, okuma oranının ve kültür seviyesinin yüksek olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Tabii bu insanların görgüsü, demokrasiye olan bağlılığı mahalleyi ayağa kaldırdı. Burası imecenin yaygın olduğu bir mahalle. O yüzden de insanlarımız belediye izin verse dahi o yapıya aykırı bir yapılaşma yapmazlar. Böyle kültüre sahipler. Burada derneğimizin, muhtarlığımızın, geçmiş dönem belediyemizin ve bizim, hepimizin büyük katkısı var. Ordu'ya gelen bir turistin öncelikle Çambaşı Yaylası'na, oradan da Yeşilce ve Mesudiye'ye geleceğine inanıyoruz. Yeşilce'ye herkesi bekliyoruz."

Yeşilce'de imece usulünün devam etmesinin yanında güzellik ve doğal yapının da var olduğunu vurgulayan Gül, "Burada yetişen doğal ürünlerimiz de gelen insanlarımıza sunuluyor. Kuru ekmek, erişte, makarna, pağaç gibi ürünlerimiz bambaşka. Bence Ordu'ya gelindiğinde Mesudiye Yeşilce'yi asla görmeden gitmeyin. İnşallah orası, değişik yatırımlarla ön plana çıkacak." dedi.

- "Doğal yapının değişmeden kalması için mücadele ediyoruz"

Gül, yörede yaz mevsiminde başlayan ve devam eden bir canlılık söz konusu olduğunu belirterek, sessiz, gürültüden uzak bir mahalle olan Yeşilce için "gelin, görün, kalın" önerisinde bulunduklarını ifade etti.

Dönemin belde başkanının gayreti ve yöre halkının ortaklaşa aldığı kararla evlerin dışının beyaza, çatısının kırmızıya boyandığını anlatan Gül, "O zamanki belde belediye başkanımızın gayretleri, halkımızın imece usulü çalışmasıyla çatılar kırmızıya, evlerimiz beyaza boyanarak temiz görüntü oluştu. Bizler de sokaklardaki parke yapımına destek verdik. Sonra yapılan evlerde de buna uyuluyor. Doğal yapının değişmeden kalması için mücadele ediyoruz. Yeşilce'nin Türkiye'de örneği yok." diye konuştu.

Mahalle sakinlerinden 78 yaşındaki Bediha Koç ise bağ bahçe işleriyle uğraştığını dile getirerek, "Kuşburnu ve fasulye topluyorum. Dün de patates söktüm. Gelinimle fasulye topluyoruz. Oğlum da kışlık odun hazırlıyor. 22 yaşından beri bağ bahçeyle uğraşıyorum." dedi.

Yeşilce'de doğduğunu ve burada evlendiğini anlatan Koç, "Yeşilce'yi çok seviyorum. Başka yerde de ölsem çocuklarım beni buraya getirir. O kadar seviyorum." ifadesini kullandı.

- "Pağaç ziyaretçilerin ilgisini çekiyor"

60 yaşındaki Gülay Beceren de mahallesini çok sevdiği için yılın 10 ayını burada, iki ayını ise İstanbul'da geçirdiğini aktardı.

Bahçede yetiştirdiği ürünleri eşiyle hasat ettiğini belirten Beceren, kış için konserve yaptığını, fındık kuruttuğunu ifade etti.

Beceren, mahallelerinin çok güzel olduğuna dikkati çekerek, "Doğası çok güzel. O yüzden emekli olduktan sonra buraya yerleştik. Şehirde de yaşamayı düşünmüyorum. Sadece çocuklarım olduğu için gidiyorum. Onlar bize geliyor. Burada sonbaharda çok iş oluyor. Yetişen ürünleri değerlendiriyoruz. Yazın bol bol piknik yapıyoruz, geziyoruz. Yani burada yaşıyoruz." diye konuştu.

Fırın işletmecisi Lale Koç da yöresel makarna, erişte, pağaç, kuru ekmek, siron gibi ürünler yaptığını belirterek, "Özellikle pağaç ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Pağaçta, hamuru mayalıyorsun ve yağlıyorsun. Daha sonra peynirini koyup bezeler yapıyorsun. Buraya özel bir şey. Sadece Yeşilce'de yapılıyor. Gelenlerin de hoşuna gidiyor, beğeniyorlar." dedi.

Koç, turistlerin ilgi gösterdiği pağaçı yemek için gelenler olduğunu ve mahallenin güzelliğiyle herkesi kendisine hayran bıraktığını kaydetti.

En Çok Aranan Haberler