Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin tutuklu anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyor. Davanın ikinci duruşması için tutuklu sanıklar cezaevinden adliyeye sevk edildi. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile cesedi taşıdığı tespit edilen komşuları Nevzat Bahtiyar, bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı. Bugünkü duruşmada 1'i tutuklu 3 kişi tanık olarak dinlendi.
Karar çıkması beklenen, 1'i tutuklu 3 kişinin tanık olarak dinleneceği duruşma öncesi mahkeme salonu ve adliye çevresinde geniş güvenlik önlemi alındı.
Adliye önüne de güvenlik önlemleri kapsamında polis bariyerleri yerleştirildi. Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı.
Duruşmada, tutuklu sanıklar amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını soruşturma aşamasında itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları hazır bulundu.
Baba Arif Güran, "müşteki", 1'i tutuklu 3 kişi "tanık", Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyarbakır Barosu avukatları da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşma salonunda yerini aldı. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık, komisyon üyesi milletvekilleriyle birlikte duruşmayı takip etmek üzere salona geldi.
Ek tanıkların kimlik tespiti ile başlayan duruşma, kamerayla kayıt altına alındı.
Duruşmada, Salim Güran'ın 15 yaşından küçük işçisi R.A., pedagog eşliğinde adli görüşme odasında Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden dinlendi. Olay gününü anlatan R.A., "Her gün nasılsa, o gün de aynı şekilde çalışıyorduk. Benle babam gittik o gün köye. Salim Güran aşağıda da yukarıda da bizim yanımıza geldi. İlk olarak sabah 8-9 gibi geldi. 2 saat sonra gitti. Saat 1-1,5 gibi babam işçileri çıkartmaya gitti. Saat 3-4 gibiydi, Salim Güran yanıma geldi. Babamı sordu. Daha sonra babamı aradı. Biraz oturduk. Çay yaptık. Daha sonra yine babamı aradı. Çayı içtik. Daha sonra babam motosikleti ile geldi, Tavşantepe'nin yukarısındaki tarlada. Salim Güran her gün nasılsa, o gün de öyleydi. Babam daha sonra aşağı tarlaya gitti. Babam gittikten 15-20 dakika sonra gitti. 'Üzerimi değiştireceğim' dedi. 6.30 gibi babam da yukarı geldi. Ondan sonra oturduk, yemek yedik. Salim Güran da bizimle yemek yedi. Ondan sonra biraz telefonlarla uğraştık. Daha sonra birisi, Salim Güran'ı aradı. Kızın kaybolduğunu söyledi. Pil vardı. Bana pil getirmemi söyledi. 'Akşam el feneri için lazım' olur diye. Daha sonra babamla beraber gittiler” dedi.
Mahkeme dosyasına giren, Salim Güran ve R.A. arasındaki 18.38'deki konuşma dinletilerek, konuşmayı hatırlayıp hatırlamadığı sorulması üzerine R.A., "Fıskiyeyi üst üste koymuştuk. Beni aradı, 'Orada bir sivrik çıkmış' dedi. Ona sivrik diyoruz. Çünkü sivrik çıkınca orası susuz kalıyor. Taşların üzerine çıktığı zaman görüyordu. Çoğu sefer arıyordu bunun için. Çıktığı zaman beni arıyordu" diye konuştu.
Salim Güran'a küfrederek, 'Senin yüzünden başımız belaya girdi. Üzerinde temiz kıyafetleri vardı. Her iki ayağı da suya girmiş gibiydi' diye tutulan tutanakla ilgili de "İfadelerimi okumadım. Sadece bana imza attırdılar. Bana 'Ayakları ıslak mıydı' diye sordular. Ben de 'Yok' dedim. Böyle bir şey demedim. Ayaklarına fazla bakmadım ama geldiği zaman ayakları normaldi" yanıtını verdi.
15.52'de Salim Güran ile konuşma yaptığı ancak o saatlerde Salim ile yan yana olduğuna dair beyanı ile ilgili çelişkinin sorulması üzerine de R.A. "Babam aşağı suyu değiştirmeye gitti. Salim Güran üstünü değiştirmeye gitti. O gelene kadar ben bitirdim. Bu saat 18.00 civarıydı" diye konuştu.
Savcının 15.52'deki telefon görüşmenin detaylarını sorması üzerine de "Hatırlamıyorum. Saatleri tahminime göre söyledim. Saate bakmadım. Salim Güran benim yanıma ilk geldiğinde babamı aradı" dedi.
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı, avukat Nahit Eren'in "Soruşturma aşamasında öğleden sonra Salim'in sürekli olarak yanında olduğuna dair beyanı vardı. Bu konuda telkin oldu mu?" sorusuna R.A., "Olsaydı söylerdim, yeter ki bu cezaevinden çıkayım. Kimse beni yönlendirmedi. Salim Güran'ın benim yanıma geldiği tarla yukarıda" yanıtını verdi.
Olay günü babası ve Salim dışında kimseyi görüp görmediği sorusu üzerine R.A., "Tavşantepe'de birisi var; hindilerini getiriyor, kuzularını getiriyor. Her gün geliyordu. O gün gelip gelmediğini bilmiyorum. O gün Tavşantepe'ye gitmedim. Babam aşağı tarlaya gittikten sonra yarım saat içerisinde geldi. Bir tarlanın suyu bitmişti. Kaçak elektrik de beyaz kutu gibi bir şeydi. Kablosu vardı. Trafosu bozulmuş sandım. Saat 16.00 ile 18.00 arasında Salim Güran yanımızdaydı genel olarak. Tarlaya elektrikçi geldi ama o gün mü değil mi hatırlamıyorum" dedi.
Aile Bakanlığı Vekilinin, Salim'in kız kardeşlerini evine bırakıp bırakmadığı sorusu üzerine R.A., "Olaydan bir iki gün önceydi. Ben de oradaydım" yanıtını verdi.
Duruşmada söz alan Salim Güran'ın avukatı Onur Akdağ, kötü muamele görüp görmediği sorusu üzerine, "Beni bir kere dövdüler. Bir komutan, 'Bunu dövmeyin, bunun suçu yok' dedi. Birisi arkamdan vurdu, nefesim kesildi" diye konuştu.
Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz da R.A.'ya 'Salim Güran'ın karısının babasını tanıyor musun?' diye sordu. R.A., "Bir kere evlerine gitmiştim. Devran’la gittik. Orada malzemeleri aldık. Olay günü Salim Güran'ın kayınpederinin çiftliğine gidip gitmediğimize emin değilim ama gittik. Çiftliğe gittiğim günü hatırlamıyorum. Mahfuz diye biriyle konuşmuştum" dedi.
Öte yandan, aile meclisi toplantısında sorular sorulup daha sonra gönderilen çoban A.A.'nın görüntüleri de mahkemeye sunulmuştu. A.A.'nın aile tarafından tehdit edildiği öne sürülmüştü. Duruşmada soruları yanıtlayan çoban A.A ifadesini verirken ağlamaya başladı.
Mahkeme başkanının "Sana neden inanmıyorlar, seni arka tarafa çektiler, ne yaptılar?" sorusu üzerine A.A., "Bana vurdular. Karnım direğe çarptı. Gömleğimi yırttılar" diyerek ağladı. Mahkeme başkanının "Kız muhabbeti nedir?" sorusu üzerine ise Akgün, şöyle konuştu: "Kız görmedim. Enes’in (Narin’in ağabeyi) kızla birlikte olduğuna şahit olmadım. Namusum ve şerefim üzerine kimseyi görmedim. Ahırda bile kimseyi görmedim. Ahır zaten uzaktadır."
Nahit Eren’in "Aile, bir cinayetin sebebini sorguluyor. Sana hareketliliği soruyorlar. Başka bir adamı soruyorlar" sözleri üzerine A.A., "Hatırlamıyorum. Bilmiyorum" dedi.
Eren’in "Kürtçe soru soruyor. Şerefsiz Enes diye söylemleri duydun mu?" sorusu üzerine A.A., duymadığını iddia etti. Avukat Eren’in "Erhan elini masaya vuruyor, ’Biz bir şey duyduk. Biz onu buraya getireceğiz. Konuş eşeğin oğlu konuş’ dediler" sözleri üzerine A.A. ağladı. A.A., "Okumam yazmam yok. Allah’ın fakir kuluyum. Bir şey bilmiyorum. Benden ne istiyorsunuz?" ifadelerini kullandı.
Narin'in babası Arif Güran tanık olarak dinlendi. 'Aile meclis toplantısı' sorulan Arif Güran, "Ahmet’in kamera açısında ben de vardım. Biz oraya toplantı için gitmedik, yemek için gittik. Ahmet konusu açıldı, 'Belki bildiği vardır' diye çağırdım. İsa Narin’i saat 18.00’de köyde gördüğünü söyledi, Ahmet de 18.00'de köye gelmişti, onun için çağırdık" dedi.
Mahkeme başkanının toplantıda Enes'in neden olmadığını sorması üzerine baba Güran, "Planlı bir şey yoktu. Namazdan çıkınca yemeye çağırdılar. Ben, kızım nasıl kayboldu, bunun derdindeydim" dedi. Mahkeme başkanının "Araştırılmasını istediğiniz bir şey var mı" sorusuna Arif Güran "Havalimanı kamerası bozukmuş. Bütün arıza benim kızımın mı başına geldi?" diye konuştu.
Nevzat Bahtiyar da mahkemede sanık olarak ifade verdi. Mahkeme başkanı "Araştırılmasını istediğin bir şey var mı?" diye sorduğunda Bahtiyar, "Hayır, yok" dedi.
Nahit Eren'in "Salim Güran'ın yasak ilişkisi var mıydı? Bunu televizyonlardan görüp mü sordunuz?" sorusu üzerine Bahtiyar "Yok" dedi. Nevzat Bahtiyar'ın avukatı soruya itiraz etti.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın 26 Aralık'taki ikinci duruşması için ek karar aldı.
Sanık avukatlarının celse arasındaki taleplerini değerlendiren mahkeme, duruşmada 1'i tutuklu 3 kişinin tanık sıfatıyla dinlenilmesine karar verdi.
Mahkeme, amca Erhan Güran ve çoban A.A'nın (33) duruşmaya zorla getirilmesini, amca Salim Güran'ın işçisi tutuklu şüpheli 15 yaşındaki R.A'nın ise cezaevinden celbini kararlaştırdı.
Amca Salim Güran'ın işçisi tutuklu şüpheli R.A. ilk duruşmada "tanıklık yapmama hakkına sahip" olduğunun hatırlatılması üzerine "Tanıklık yapmak istemiyorum." demiş ve salondan çıkarılmıştı.
Geçtiğimiz günlerde, Narin’in cansız bedeninin bulunduğu 8 Eylül’den bir gün önce aile toplantısına ilişkin dava dosyasına eklenen görüntüler, sanıkların yargılandığı 8. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından incelendi.
Mahkeme, Türkçe ve Kürtçe konuşmaların yer aldığı görüntüyü uzman bilirkişilerce deşifre edilmesi için Ulusal Kriminal Büro’ya gönderdi. Ulusal Kriminal Büro tarafından görüntüler incelenerek, hazırlanan bilirkişi raporu Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
Narin’in cansız bedeninin bulunduğu 8 Eylül’den bir gün önce Tavşantepe Mahallesi’nde amca Erhan Güran’ın evinin bahçesinde bazı aile bireylerinin katılımıyla yapılan toplantıya ilişkin kaydedilen görüntüler, Diyarbakır Barosuna ulaşmış, saat 19.38-19.41’de güvenlik kamerasınca kaydedilen "aile bireylerinin toplantı görüntüsü" Baro tarafından Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulmuştu. Mahkeme heyetince izlenen görüntüler, dava dosyasına eklenmişti.
Mahkeme; daha önce de Türkçe ve Kürtçe konuşmaların yer aldığı görüntünün, uzman bilirkişilerce deşifre edilmesi için Van Jandarma Komutanlığı Kriminal Şube Müdürlüğüne gönderilmesine karar vermişti.
Türkçe ve Kürtçe konuşmaların yer aldığı görüntüyü uzman bilirkişilerce deşifre edilmesi için Ulusal Kriminal Büro’ya da gönderen mahkemenin karar yazısında şu ifadeler yer aldı:
"Mahkememizin 2024/396 esas sayılı dosyasında ele geçen video görüntüsüyle ilgili yapılan değerlendirmede, videoda Kürtçe konuşulduğu, sesin çok düşük olduğu Diyarbakır’da Kürtçe bilirkişiler ile yapılan görüşmede Türkçe’ye çevirmek için ayrı ses ekipmanlarının olması gerektiği, ses düzeyinin düşük olması nedeniyle bu haliyle Türkçe’ye çevrilmesinin mümkün olmadığı bildirildi. Bunun üzerine alanında uzman olan Ulusal Kriminal Büro ile görüşüldü. Konuşmaların ses ekipmanları kullanılarak Türkçe’ye çevrilebileceğinin belirtilmesi üzerine duruşmanın yakın olması nedeniyle video görüntüleri Ulusal Kriminal Büro’ya gönderilmiştir."
Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı.
Yüksel, Enes ve Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti.
Sanıkların yargılanmasına 7 Kasım'da başlanmış, 3 gün süren ilk duruşma, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek 26 Aralık'a ertelenmişti.
İlk duruşmanın ardından Cumhuriyet savcısı hazırladığı 14 sayfalık mütalaayı celse arasında mahkemeye sunmuştu.
(DHA-AA-İHA)
Okuyucu Yorumları 0 yorum