ANKARA (İHA) - İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan Van'ın HADEP'li Belediye Başkanı Şahabettin Özarslaner görevden alınmasına ilişkin alınan kararın önyargılı olduğunu söyledi. Danıştay 8. Dairesi tarafından İçişleri Bakanlığı'nın görevden alınmasıyla ilgili kararı onaylanan Van'ın HADEP'li Belediye Başkanı Şahabettin Özarslaner suskunluğunu İHA'ya bozdu.
Özarslaner, 1998 yılında Ağrı'da Divan Başkanı iken yaptığı konuşmada siyasal iktidara yönelik bir eleştirilerde bulunduğunu hatırlatarak, "Ben düşüncelerimi ifade ederken insanların artık ölmesinin doğru olmadığını Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle insanların artık yaşamlarının son bulmamasını, yani akan kanın durması gerektiğini ifade etmiştim. Bu arada siyasal iktidara bir eleştiri yapmıştım. Yani ülkedeki o çatışma ortamında harcanan paraların ülkenin mutluluğuna refahına kullanılması gerektiği ve yatırıma dolayısıyla da istihdam alanlarının açılmasına gerektiğini ifade etmiştim" diye konuştu. Konuşmasının barışçıl bir konuşma olduğunu savunan Özarslaner konuşmasında Doğan Güreş ve Tansu Çiller'in çocukları kendi kapılarında askerlik yaparken yoksul halk çocuklarının Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla, Çerkeziyle, çatışmalarda yaşamlarını yitirdiklerini ifade ettiğini hatırlattı.
Konuşmasından dolayı kendisine ceza verilmesini anlayamadığını ifade eden Özarslaner, aynı davadan Genelkurmay'da yargılandığını ve beraat ettiğini kaydetti. Yargının bağımsız olmamasından dolayı verilen kararın siyasi olduğunu savunan Özarslaner, "Erzurum Güvenlik Mahkemesi oy birliği ile değil oy çokluğuyla 10 ay hapis cezası ve para cezası vermişti. Bu da aslında erteleme kapsamına girmişti. Ne hikmetse son günlerde bugün mevcut liderlerle ilgili ya da siyasilerle ilgili alınan kararlar doğrultusunda çok çabuk kararlaştırlırdı ve hayata geçirildi. Oysa biz biliyoruzki ülkemizde yargı ağır ve hantaldır. Yargıda davalar kolay kolay sonuçlanmaz ama böyle siyasi kimliği olan özellikle bugünkü yanlış olan sisteme muhalif olan insanların davalarının çok çabuk sonuçlandığını ve bilhassa hem önyargılı davranıldığını hem de bireysel davranıldığını düşünüyorum" dedi.
Konuşmasında hiçbir şekilde Türk askerini ve polisini eleştirmediğini kaydeden Özarslaner, Türk askerinin ve polisinin bu ülkenin evlatları olduğunu kanların dökülmemesi gerektiğini kürdüyle, Türküyle kimsenin kanının akmaması gerektiğini ve barışçıl bir yaklaşımla dile getirdiğini söyledi. Özarslaner, 1998 yılında yaptığı konuşmalara benzer konuşmaları parlamentoda bulunan birçok milletvekilinin özellikle AB Uyum Yasaları görüşmelerinde dile getirdiğini belirterek: "Biz söyleyince suç başkası söyleyince suç olmuyor. Ben bunu önyargılı olarak görüyorum. Benim halka hizmet etmemi çekemeyen güçlerin işi olduğunu düşünüyorum" dedi. Özarslaner, kendisi hakkında verilen kararla ilgili olarak iç hukuk koşullarını sonuna kadar deneyeceğini ancak bir netice elde edememesi durumanda ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağını belirterek, "Bundan sonraki süreçte ben tabi iç hukuk koşullarını sonuna kadar deneyeceğim. Tabi iç hukukun engelenmesi ya da bitmesi halinde uluslararası mahkemeye bunu dava edeceğim. Ülkemin küçük düşmesinden yana hiç olmadım. Ancak ülkemde sorunlar eğer önyargılıysa sorunların çözümünde ciddi anlamda engellerle karşılaşıyorsak ben de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne dava açacağım" şeklinde konuştu.