Prof. Dr. Karatay, yeni kitabı “Karatay Diyetiyle Obezite ve Diyabete Çözüm Var!” kitabının tanıtımında yaptığı konuşmada, kitabı yazmasının temel amacının, toplumda büyük bir sorun haline gelen şişmanlık, obezite ve diyabet gibi metabolizma bozukluklarının neden olduğu erken ölümler ve sağlık problemleriyle mücadele etmek olduğunu belirtti.
BAŞBAKAN'I DESTEKLİYORUZ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın beyaz ekmeğe yönelik açıklamaları ve sağlık bakanlığı'nın Obezite ile Mücadele Programı ile rafine un, şeker ve tuza yönelik başlatılan mücadeleye değinen Prof. Dr. Karatay, şunları söyledi:
“Bu yıl Başbakanımız ve de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız artık ekmeklerin rafine unla olmaması gerektiğini belirterek, rafine unun, rafine şekerin yenilmemesini ve kaya tuzunun tercih edilmesini önermiştir. Bu, çok önemli halk sağlığı projesidir. Bu, hiç bir hükümetin yapmadığı bir projedir. Hakikaten, hekimler olarak biz, senelerdir hep '3 beyazdan uzak durun' diye söyleriz ama halk sağlığı açısından böyle bir proje başlatılmamıştı. Bu projenin gelişmesi için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı destekliyoruz.”
Karatay, şişmanlık, obezite, karaciğer yağlanması, diyabet, hipertansiyon gibi pek çok hastalığın insülin yüksekliğine bağlı geliştiğini ve bunun rafine un, şeker ve tuz tüketiminin bırakılmasıyla önlenebileceğini ifade etti.
"YAĞ DEĞİL ŞEKER TEHLİKELİDİR"
Hemen her evde bir obez bulunduğunu ve bel çevresi geniş olan herkesin hastalıklara aday olduğunu kaydeden Prof. Dr. Karatay, şöyle devam etti:
“Önerdiğim diyetin klasik diyetlerle alakası yok. Benim diyetim tamamen sağlıklı beslenmedir. Vücuda sağlıklı karbonhidrat, protein ve yağlar girmelidir. Ülkemizde yıllarca yağın kalp hastalığı olduğu söylenmiştir ancak bu ispat edilmemiştir. Karbonhidratlar nedir? Şeker ülkemizde çok tüketilir. Unda da aşırı rafinedir. Bütün bunlar karbonhidrattır. Bunlar vücuda girer girmez şekere dönüşür. Artık yağlar tehlikeli değil, şekerler tehlikelidir.
Yıllarca yağ konusuna dikkat çekilirken, şekerin bu derece hastalıklara neden olduğunun “saklandığını” savunan Prof. Dr. Karatay, “Vücuda girdiği anda bütün şekerler aynıdır, bal da pekmez de dahil. Kan şekerini yükselten her şey tehlikelidir. Türkiye'de şeker aşırı tüketiliyor. Bunlardan uzak durursak, sağlığımıza kavuşacağız. Vücudumuz şeker yedikçe, yağ depolar. Kilo almak demek yağlanmak, kilo vermek yağların gitmesi demektir” dedi.
Beyaz ekmeğe karşı yürütülen mücadeleye değinen Karatay, ekmek olmadan da insanların karnını doyurabileceğini belirterek, “Bütün ekmekler undur. Un vücuda girdiğinde hemen şekere dönüşür. Eski buğdaylar artık yok. Taş değirmenin unundan yapılan eski siyah ekmekler olduğunda azıcık tüketilebilir. Başbakanımız da 'Beyaz ekmek yenilmeyecek' dedi. TBMM'de de Başbakanlık'ta da artık beyaz ekmek tüketilmiyor” diye konuştu.
ÖNERİLER
Prof. Dr. Karatay, meyvede de şeker bulunduğuna dikkati çekerek, “Meyve sabah kahvaltıda peynirle yenebilir. Çok da güzel olur. Biz de kuru meyveleri sabah kahvaltısında öneriyoruz. Ancak ölçülü yenecek. Meyve bütünüyle tüm lifleriyle yenmeli. Ancak hareket etmeli, yürüyüş yapmalısınız. Akşam yiyip yatmak tehlikelidir” bilgisini verdi.
Hipokrat'ın “Uzun yol yürüyen uzun yaşar”, İbn-i Sina'nın “Yaşınız ilerledikçe yürüyüşünüz artacak” şeklindeki sözlerini hatırlatan Prof. Dr. Karatay, mutlaka insanların kendi temposuyla her gün 20 dakika yürümesi gerektiğini vurguladı.
İbn-i Sina'nın “Günde 2 öğün önemlidir, 3. öğün hastalıktır” dediğini, Hz. Muhammed'in de günde 2 gün yemek yediğini kaydeden Karatay, “6 öğün, 8 öğün... Bunlar sağlığımızı bozar, karaciğerimizi yağlandırır” dedi.
“Hangi öğünü atlamalıyız? Öğle yemeğini mi akşam yemeğini mi?” şeklindeki soruyu ise Karatay, “Herkes kendine göre. Örneğin pazar günü güzel bir kahvaltı yaptığınızda öğleyin acıkıyor musunuz? 2 öğün sağlıklıdır” yanıtını verdi.
Karatay, en sağlıklı yoğurt ve tereyağın evde yapılan olabileceğini de sözlerine ekledi.