SPOR

Kardemir Karabükspor-Fenerbahçe maçı yorumu

Spor yazarları, Fenerbahçe'nin deplasmanda Kardemir Karabükspor'u 1-0 mağlup ettiği karşılaşmayı değerlendirdi. Sarı-Lacivertli takım sahadan galibiyetle ayrılsa da futbolcular, otoritelerden geçer not alamadı.

Kardemir Karabükspor-Fenerbahçe maçı yorumu

İBREYİ ÇEVİRDİ(UĞUR MELEKE)
İKİ ayrı devrede iki farklı maç izledik Karabük’te dün. İlk devrede sağ açık Lens ve sağ iç Alper’in karşısında sakatlıktan yeni çıkmış Latovlevici’nin olması, ibreyi misafir ekibe çevirdi. Fenerbahçe’nin oyunu yine Lens’in sırtındaydı ama gerek Alper’in kazandığı toplarla, gerekse frikiklerde Skrtel ve Mehmet’le etkili oldu sarı lacivertliler.

HASSAS DAVRANDI
Fenerbahçe’nin hak ederek kazandığı bu eğlenceli maçın tek can sıkıcı sahnesiyse 57’de yaşandı. Sadece iki dakika önce Bülent Yıldırım, Seleznyov’a bir hücum faul çalmış, Ukraynalı oyuncunun hakeme yönelik bir tepkisi olmamasına rağmen sarı kart da kullanmıştı. Diyelim ki Yıldırım hassas davrandı, Seleznyov’un başını iki elinin arasına alıp sırtını dönmesini protesto olarak algıladı.

PAS GEÇMESİ SKANDAL
Peki sadece iki dakika sonra, Van Persie’nin hakemin gözünün içine bakarak yaptığı sert protestoyu Bülent Hoca nasıl yuttu? El var, kol var, protesto var, her şey var. Seleznyov’a sarı veren bir hakemin Van Persie’nin protestosunu pas geçmesi skandal.

YEŞEREN UMUTLAR(RÜŞTÜ REÇBER)
Fenerbahçe’de, kalan iki hedef vardı. Biri Türkiye Kupası, diğeri ise Başakşehir yenilince tekrardan yeşeren Şampiyonlar Ligi. Sarı lacivertlilede en büyük soru; ligin bitimine10 hafta kala Fenerbahçe’de seneye olmayacağını açıklayan Advocaat’ın bu kararının takım üzerinde nasıl bir etki bırakacağı idi.

KARAKTER KOYACAKTI
Ya umursamadan ligin bitiminin gelmesi için sahaya çıkacaklardı ya da gelecek hocaya seneye bu takımda kalabileceklerini ispatlamak için karakter ortaya koyacaklardı. Bütün bunlara bir de Karabük’ün kendi evindeki performansını eklemek lazım.

ADVOCAAT'A İŞ DÜŞÜYOR
Fenerbahçe kalan 8 haftada yukarıda belirtmiş olduğumuz iki hedefe de ulaşabilir. Burada iş yönetime, sorumluluk alan futbolculara ve ne yaptığını bilen bir Advocaat’a iş düşüyor. Advocaat demişken, belki teknik olarak Volkan Şen’i 10 dakikada oyundan çıkarması kendine göre doğru olabilir ama bu şekilde çıkarmak, futbolcuyu kaybetmenin en kolay yoludur. Yani Advocaat da kendini biraz verirse, Fenerbahçe şampiyonluğun gittiği sezonda kalan hedeflerine ulaşılabilir.

PERSIE'NİN BİTİKLİĞİ(GÜRCAN BİLGİÇ)
Fenerbahçe'nin durumu ve silahları belli. Hatta sayılı. Koşmaktan sakınmayan ama topu ayağına aldığında öne oynayamayan orta sahasına, orta saha çizgisini geçmeyen bekleri de eklenince, baskı yapması veya rakibi dengesiz yakalaması, ihtimaller dışında kaldı. Van Persie'nin "bitikliği" herkesin malumu. Bir de ceza alanı çevresinde ana kara ile bağlantısı kesilip, "ada" pozisyonuna geçince, Lens feribotuna mahkum kaldı. Yine de takımın yalnızlığı içinde tabelayı değiştirecek fırsatları buldu.

TADINDA SERTLİK
Karabük burada Beşiktaş'ı da, Galatasaray'ı da devirdi. Üstelik maçın kahramanı da Ahmet Şahin değildi. Yani; böyle etkili getirmedi onları kendi kalesine. Aynı şekilde, Fenerbahçe de rakibini etkili getirmedi kalesine. Seleznov ile Skrtel ve Kjaer mücadelesi aslında ders olarak izletilmeli. Tadında sertlik de vardı bu ikililer arasında, çözüm adına denemeler de. İki taraf da bire birde kazanmak için tecrübelerini, yeteneklerini ve güçlerini ortaya koydular.

LUGANO-DROGBA GİBİ...
Chelsea eşleşmesinde, Lugano ile Drogba arasında da görmüştük benzerini. Özlemişiz bu taktik savaşları. Üst üste gelen puan kayıplarının ve milli maçların peşinden, sürpriz ibresinin sürekli yer değiştirdiği bir maçta aslında. Kazanmak Fenerbahçe adına sadece rahat bir nefes anlamına gelmiyor, sıralamadaki pozisyonunu koruması, arkadan gelenlerle arasına fark koyması da çok önemliydi. Yoksa bugün Advocaat'ın bir haftalık tatilini, Volkan Şen'in 10 dakikalık macerasını ve klasik "1 Nisan" şakalarını konuşuyor olacaktık.

ELEĞİNİ ASMIŞ(ERMAN TOROĞLU)
Hani bir laf vardır ya 'Ununu elemiş eleğini asmış' diye. Fenerbahçeli oyuncular aynı onun gibiler. Şöyle bir bakın Fenerbahçe'nin yaptığı, ürettiği pozisyonlara ilk yarı tek Jeremain Lens var. Sağ kanatta tek başına bir şeyler yapmaya çalıştı. İkinci yarı o da yoruldu. Fenerbahçe bir gol attı; tamamen şans. Sow kaleye vurdu, çok zayıf giden topu Van Persie stop etti ve golü yaptı.

BAL YAPMAYAN ARI
Doksan dakikayı seyrediyoruz zaman zaman uyku bastırıyor. Hani zar zor seyrediyorsunuz. Sonra da diyorsunuz ki maçlara seyirci gelmiyor. Volkan Şen girdi. Sonra bir ayak çekme hareketi yaptı. Advocaat da kenardan kementi attı. Sonra da Volkan Şen diyor ki 'Beni niye aldın?' Volkan Şen bal yapmayan arı. Vızıldıyor vızıldıyor sonuç yok

FUTBOLCULARI YIPRATIYOR
Fenerbahçe teknik adamı seneye değişeceğine göre futbolcular da kafalarına göre takılıyor. Bu tip şeyler ayıp değil. Söylersin, 'Seneye bana şu teknik adam gelecek' dersin, açıklarsın. Dedikodu dedikodu... Bu olay da futbolcuları haliyle yıpratıyor. Çünkü onlar da önlerini göremiyorlar. Başakşehir kaybediyor. Yarın Fenerbahçe iki-üç maç üst üste alırsa ikinci olma şansı da olabilir. Ama bu görüntüyle zor.

PARAYI HAK ETMİYOR(OKTAY DERELİOĞLU)
Van Persie bana göre şu an oynadığı futbolla haketmediği bir parayı kazanıyor. Yöneticiler tabii geçmiş kariyerine ödeme yapıyorsa onu bilemem. Bunu dün gece galibiyet golünü atmasına rağmen söylüyorum. Fenerbahçe'de göze çarpan oyuncu konumunda tek bir futbolcu var. Haftalardır zaten o göze çarpıyor. O futbolcunun adı da Lens..

KAYIP SEZON
Karabük adına Tudor'dan sonra gelen hoca takıma daha derli toplu ve pozitif bir futbol oynatıyor. Fenerbahçe adına ise kayıp bir sezon yaşanıyor. Galip gelmesine rağmen! Sezon sonunu bekleyen bir teknik ekibin oyuncusu olmak gerçekten çok zordur.

F.BAHÇE'YE NE VERDİ?
Mesela Josef... Fenerbahçe'ye ne verdi! Orta alanda pas trafiğini sağlayacak ve ofansif anlamda yardımcı olacak bir tek oyuncu bile yok. Dün galip gelmesine rağmen Fenerbahçe umut vermedi. Ligi öyle veya böyle tamamlamaya çalışıyor..

HEDEF KOYDU(İLKER YAĞCIOĞLU)
Ama Başakşehir'in 3 puan kaybettiği haftada gelen bu 3 puan hiç olmazsa son haftalarda oyuncuların önüne Şampiyonlar Ligi gibi bir hedef koydu..

ÖZ GÜVEN GERİ GELDİ
Dün gecenin en ilginç olayı, Volkan Şen'in oyuna girdikten 5 dakika sonra oyundan alınmasıydı. Sakatlanan Volkan, kenara 'Çıkarın beni' diye işaret yaptı. Sonrasında iyi olduğunu ve devam etmek istediğini söyledi. Ama ona tabela ona çoktan kalkmıştı. Sonuçta iç sahada çok başarılı Karabük takımını yenmek oyunculara kaybettikleri öz güveni geri getirmiş oldu..

İLGİNÇ BİR MAÇ(ÖMER ÜRÜNDÜL)
Dün gece Karabük'te her yönüyle çok ilginç bir maç izledik. Fenerbahçe güçlü bir rakibe karşı zor bir deplasman sınavı vereceğinin bilinciyle son derece motiveydi. Yapılarına uygun oyun modelini sahaya disiplinli bir şekilde yansıtıyorlardı. Bunun yanında ne taktik, ne de oyuncuların bireysel performansı olarak tanınmayacak kadar kötü bir Karabükspor vardı karşılarında...

YARATICI EKSİKLİĞİ
Geride gereksiz riskli, sürekli hazırlık pasları, ikinci ve üçüncü bölgede devamlı top kayıpları, defans bloğunun geride geniş alanda yakalanması ve de sıfıra yakın bir ofansif güç... İşte ilk yarıdaki bu avantajlı ortama rağmen, Fenerbahçe yine golü bulamadı. İki pozisyonları vardı kaçan. Hatalar zinciri içindeki rakip karşısında 45 dakika boyunca hücum zenginliği sağlanamayışı Fenerbahçe'nin sezon başından beri süren ofansif yaratıcılık eksikliğinin sonucuydu.

AYAKTA DURACAK HAL YOK
Volkan Şen kısa sürede sakatlandı. Ondan sonra görüntüsü devam edemeyeceği şeklindeydi. Advocaat da onu alıp Sow'u sahaya sürdü. Volkan Şen önce şaşırdı sonra çıktı. Oyuna giren Sow da kaleye bir şut çekti o da gitti Van Persie'ye asist oldu. Ve bu gol de maçın neticesini belirledi. Sonuçta, Fenerbahçe önemli bir üç puan kazandı. Karabükspor'un yabancıları milli maç arasında belli ki ipe un sermişler. Hiç birinin ayakta duracak hali yoktu.

YILDIRIM DÜŞSE...(ERCAN GÜVEN)
Fenerbahçe takımı, iki ay sonra kentsel dönüşüm buldozeri girecek süksesi mazide kalmış muhteşem evin ahalisi gibi... Bir çivi çakmak bile angarya sanki. Bir gün yeniden pırıl pırıl yaratılır ama bugün ne kiracılar ilgileniyor ne ev sahibi. Zaten pılısını pırtısını toplamış Advocaat Hollanda’daki evine gitti mi dönmezken... Takımın taşıyıcı kolonu Lens baba cenazesi, milli takım gide gele Evliya Çelebi’ye dönmüşken... Geri kalanlar harıl harıl yeni ev ararken...
Karabük galibiyeti ile bahçesinde güller açsa ne olur Fener’in; ocağına yıldırım düşse ne olur.

FANTASTİK MACERA
Gole gelince... O da ilginç; Fenerbahçe’nin galibiyet golünü, Volkan sakatlanmasa Sow’un yerine gireceği ve o dakikaya kadar sahada yok hükmündeki Van Persie attı... Hem de Sow’dan gelen topla. Kim veya kimler maçı kafasında oynamış ve yapmış olabilir bu hesabı? Ve maçın bitmesine bir dakika kala oyuna giren Ozan var bir de!.. Galibiyet bile fantastik bir macera Fenerbahçe’de. Çünkü iki ay sonra buldozerlerin gireceği bir evde oturur gibiler. Ne ev sahibinin umurunda ne kiracıların; ancak bu kadar ilgilenirler.

Takım
O
Av
P

En Çok Aranan Haberler