HABER

Karın ağrısı

Karın ağrısı nedir?

Karın ağrısı başlı başına bir hastalık değil, bir belirtidir. Özellikle ani başlayan karın ağrılarında mutlaka hekime danışılması ve doktora gitmeden ağrı kesici ilaç alınmaması gerekiyor.

Karın ağrısı ne sıklıkta görülür?

Ağrı, toplumda en çok görülen şikayetlerden birisi olup, karın ağrıları da hemen herkesin yaşamı boyunca en az bir kez karşılaştığı bir durumdur. Karın ağrısının birçok nedeni var. Fazla gıda alımı, uygunsuz beslenme ve basit enfeksiyonlarda karın ağrısı sebeplerinin başında geliyor. Aniden yani, 6 saat içinde başlayan karın ağrısı ile karakterize karın hastalığı “akut karın” olarak anılmaktadır. Ağrıyı takiben 6 ile 12 saat içinde bulantı ve kusma olması genellikle mide-bağırsak sisteminde bir tıkanıklığın göstergesidir. Bağırsakta olan bir iltihabi bir olay ise kendisini; iştahsızlık, bulantı ve kusma gibi belirtilerle gösterir. Ani başlayan karın ağrısı olan her hasta detaylı bir şekilde ele alınmalıdır. Bir haftayı aşan bir süredir karın ağrısı olan hastada ‘akut karın’ tablosu düşünülmez, ancak bu durum bir hekim tarafından araştırılmalıdır.

Karın ağrısına hangi hastalıklar neden olur?

Karnın değişik bölgelerindeki ağrıları, o bölgeye has organların hastalıklarının belirtisi olabilir. Mide ve bağırsak bozuklukları, böbrek taşları, kadın ve erkek üreme organlarının hastalıkları, şeker hastalığı, böbrek üstü bezi hastalıkları, kadınlarda adet sancıları, bazı kan hastalıkları, kurşun ve morfin gibi maddelerin zehirlenmeleri ve zona gibi hastalıklar nedeni ile karın ağrısı oluşabilir. Sadece karın boşluğundaki organlar değil; akciğer iltihapları, kalp krizleri ve kaburga kırıkları karın ağrısı yaratabiliyor. “Karın sağ üst bölümünde olan ağrılardan: karaciğer, safra kesesi ve yollarının hastalıkları ve ülser sorunları sorumlu olabilir. Karın sol üst bölümünde olan ağrılarının sebebi; dalak, pankreas, ve karın şah damarının (aorta) hastalıkları olabilir. Göbeğin üst bölümünde olan ağrılarda; yemek borusu, mide ve on iki parmak bağırsağının, gastrit, ülser ve gastroözofageal reflü gibi hastalıkları akla gelmelidir. Karın sol alt bölümünde olan ağrılarda: kalın bağırsak divertikülü iltihapları, yumurtalık sorunları, karın şah damarının hastalıkları, idrar sorunları, dış gebelik sorunu ve apandisit problemi olabilir. Karın sağ alt bölümünde olan ağrılarda: apandisit, idrar sorunları, dış gebelik sorunu, yumurtalık sorunları, fıtık boğulması, safra kesesi ve yolları sorunları düşünülmelidir.

Başlıca cerrahi karın ağrısı nedenleri

Kanama
Solid (karaciğer, dalak ve böbrek gibi katı yapılar) organlarda yaralanma
Abdominal aort anevrizması rüptürü (karın aort damarında anevrizma patlaması)
Bağırsak divertikülü kanaması
Ektopik (dış) gebelik kanaması
AV- malformasyon (damar anomalisi)
Aorto-duodenal fistül (karın aort damarına yama konulması sonrasında, yama ile bağırsak arasında gelişen delik)
Pankreatit (pankreas iltihabına bağlı) kanaması

Mallory-Weiss sendromu (yemek borusunda, gebeler veya alkoliklerde kusmalara bağlı gelişen yırtık sonucunda kanama)
Dalak rüptürü (bazı iltihabi hastalıklarda veya kan hastalıklarında olabilen dalak yırtılması)

Enfeksiyon
Apandisit (apandis veya apendiks iltihabı)

Kolesistit (safra kesesi iltihabı)

Karaciğer apsesi

Mide veya bağırsak (ülser, divertikül, fıtık vb.) delinmesi
Pankreatit (pankreas iltihabı)

Tıkanıklık

Bağırsaktaki yapışıklıklara (adhezyon) bağlı tıkanıklık

Fıtık boğulması (inkarserasyon)

İltihabi bağırsak hastalığı (Crohn hastalığı)

Tümörler (mide kanseri, bağırsak kanseri ve karıniçi diğer kanserler)

Beslenme bozukluğu

Mezenter trombozu veya embolisi (bağırsak damarlarının tıkanması)
Buerger hastalığı
Over kist torsiyonu (kadında yumurtalık kisti boğulması)
Testis torsiyonu (erkekte yumurta boğulması)
Fıtık boğulması (strangülasyon)

Başlıca cerrahi dışı karın ağrısı nedenleri

Hormonal ve metabolik nedenler
Üre yükselmesi (üremi)
Addison hastalığı (böbreküstü bezi yetmezliği)
Porfiri hastalığı
Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF hastalığı)

Kan hastalıkları
Orak hücreli anemi
Akut lösemi
Henoch-Schönlein purpurası
Trombotik trombositopenik purpura

İlaçlar veya zehirlenmeler
Kurşun zehirlenmesi
Diğer ağır metal zehirlenmeleri
Morfin zehirlenmesi
Örümcek sokması (kara dul örümceği)
Salisilat (Aspirin), antikolinerjik, antidepresan

Karın ağrısında ağrı kesici kullanılabilir mi?

Karın ağrısı şikayetinin altında farklı sebepler olabileceği için bilinçsiz bir şekilde ilaç almamak gerekiyor. Ancak yemek sonrasında gelişen, hafif şiddetteki karın ağrılarında hafif buzlu su içilmesi, tost yenmesi, elma suyu içilmesi veya muz yenmesi önerilebilir. Mide asidinin sorun yarattığı biliniyorsa, asit giderici ilaçlar alınabilir. Karın ağrısının nedeni kesin olarak bilinmiyorsa ve daha önceden bir hekim tarafından teşhis edilmemişse, ağrı kesici ilaç almamakta yarar vardır.

Karın ağrısında ne zaman doktora başvurmak gerekir?

- Şiddetli, tekrarlayıcı, artan ve devamlı karakterde ağrılar
- Ağrı ile nefesin kesilmesi, baygınlık hissi, kanama, kusma ve yüksek ateş olması
- Karın ağrısının göğse, boyuna ve omuza yayılması
- Dışkıda kan görülmesi
- Karında gerginlik ve şişme olması
Karın ağrısının ayırıcı tanısında hangi tetkikler kullanılır?

Hastalık Tanı yöntemleri
Apandisit
Ultrasonografi, Bilgisayarlı tomografi
Safra kesesi iltihabı (kolesistit)
Ultrasonografi
Bağırsak divertikülü iltihabı (divertikülit) Bilgisayarlı tomografi
Akut pankreatit
Amilaz, lipaz tetkikleri, Bilgisayarlı tomografi
Bağırsak delinmesi Bilgisayarlı tomografi
Bağırsak düğümlenmesi
Direkt karın röntgeni
Safra yolu tıkanıklığı
MRG, MRCP

Karın ağrısının tanı ve tedavisi nasıldır?

Karın ağrısı sorunuyla doktora gelen kişilerin detaylı muayenesi yapıldıktan sonra bazı hastalıkların ayırımı için, kan testi, idrar testi, ultrasonografi, tomografi gibi görüntüleme testleri istenerek tanıya gidilir. Bu araştırmalar sırasında hekimin deneyimi, görgü ve bilgisi büyük önem taşımaktadır. Tedavi tamamen saptanan soruna göre düzenlenir. İdrar yolunda taş belirlenmesi halinde ön planda ilaçlarla tedavi planlanırken, apandisit sorunu halinde acil ameliyat önerilmektedir. Tüm bu tetkiklerle sonuç alınamayan hastalara tanısal (diagnostik) laparoskopi önerilir. Günümüzde tanısal laparoskopi ağırlıklı olarak tek delikten gerçekleştirilmektedir.

Soru ve görüşleriniz için: drkorhantaviloglu@mynet.com

En Çok Aranan Haberler